Güzellik ekonomik, toplumsal ve kültürel hayatın estetik boyutudur. Çirkinliğin karşıtı olan güzellik, bütün boyutlarıyla hayatı yaşanır kılmanın altyapısını oluşturur. Güzelliğin beslendiği kaynak da, insan ruhunun derinliklerinde, keşfedilmeyi bekleyen sınırsız hazinelerdir. Hayatı güzelleştiren, insanın gönlündeki zenginliklerin, bütün ayrıntılarıyla dış dünyaya yansımasıdır.

İç dünyanın zenginleşme süreci, dış dünyanın zenginleşme sürecinden hem daha hızlı, hem de daha etkilidir. Çünkü iç dünyayı melekler, dış dünyayı da insanlar güzelleştirir. Melekler, güzel insanın düşünülmeyeni düşünen aklı, görülmeyeni gören gözü ve yapılmayanı yapan eli olur. Bu yüzden, zenginliğin sırrını bilen insanın elinde, karanlık aydınlığa, kötülük iyiliğe ve çirkinlik güzelliğe dönüşür.

Geçen hafta içinde, sanatın her dalında usta ve on parmağında kırk marifed olan Engin Noyan'ın yeni yayına başlayan Hilal TV'de, özellikle Almanya'da ilgiyle izlenen çok boyutlu "iftar" programına misafir konuşmacı olarak katıldım. AKABE Vakfı'nı bir düşünce ve sanat akademisine dönüştüren Mustafa İslamoğlu ile Noyan'ın Kur'an'ın sınırsız zenginliklerini bütün dünya ile paylaşan sohbetlerinden sonra Anadolu insanının yalın dünyasındaki güzelliğin kaynaklarını konuştuk. Benden önce aynı programa, biri Harvard Üniversitesi'nde doktora yapmış yazılım, diğeri de Almanya'dan dünyaya açılmış geleneksel sanatların ustası Prof. Dr. Mehmet Akif Eyler ve Prof. Dr. M.Zeki Kuşoğlu katılmışlardı.

İç dünyasının zenginliklerini dış dünyasıyla paylaşan gönül ustalarının elinde, Sydney'den San Franscisco'ya kadar dünya şehirleri, bütün şehirlerin anası Mekke gibi, kan dökülmeyen, hayvanların öldürülmediği, ağaçların kesilmediği ve bitkilerin koparılmadığı bir "Kâbe Toprağı"na dönüşür. Melekler ordusunun zenginleştirdiği iç dünyadan dış dünyaya yansıyan herşey güzeldir. O dünyanın güzellikleri en yalın ve en güzel bir biçimde, dağları, ormanları, ovaları, nehirleri, gölleri ve denizleriyle insan elinin hiç değmediği tabiatta yansır.

Prof. Dr. Muhammed Hamidullah "İslam Peygamberi" isimli kitabında, Hz. Peygamber'in ölen birinin toprağa verilişi sırasında mezardaki bir kazış hatasını "göze güzel görünmüyor" diye, düzelttirerek, defin işlemini tamamlatmasını, Müslümanların hayatında estetiğin ne kadar önemli olduğunun eşsiz ve çarpıcı bir örneği olduğunu anlatır. Müslümanların estetik anlayışında, yerin altında ve kısa bir süre sonra üzeri kapatılacak bir mezarda bile, çirkinliğe kesinlikle yer yoktur.

Sahilsiz bir deniz gibi sınırsız iç güzellik, evlerin, sokakların, caddelerin, şehirlerin ve mimari eserlerin güzelliğinin en büyük ve en önemli güvencesidir. Dış dünya, insanın iç dünyasının ete ve kemiğe bürünmesidir. İnsanın işi ve yaşı ne olursa olsun ve dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, dış dünyasını iç dünyası belirler. Herkesin yaşama tarzı, düşünme tarzının bir aynasıdır.

İnsanın iç dünyası ne kadar güzelleşirse, dış dünyası da o kadar güzelleşecektir.

Bütün güzellikler gibi, bütün çirkinlikler de insandan kaynaklanır.

NAZİF GÜRDOĞAN

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan