EKONOMİ SERVİSİ
Türkiye'de 1960 ihtilalinden sonra hazırlanmaya başlanan kalkınma planlarının 2007-2013 dönemini kapsayacak olan 9.'sunun hazırlık çalışmaları Eylül ayı ortasında başlıyor. 9. Kalkınma Planı'na temel teşkil edecek raporları hazırlamak amacıyla 55 farklı komisyon kuruluyor.

Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek bu komisyonlara Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) uzmanlarının yanısıra, teknoloji, finans, sanayi, akademi, tarım ve tıp dünyasının önde gelen temsilci uzmanlarından oluşan 2 bin 200 kişilik dev bir kadro davet ediliyor.

Komisyon toplantıları çalıştay tarzında yapılacak

9. Kalkınma Planı özel ihtisas komisyonlarının, geleneksel toplantı yerine çalıştay tarzı ile iki ya da en fazla üç toplantıda görüşlerini ortaya koyması bekleniyor. Bu şekilde toplantıların süresinin kısaltılması ve yıl sonunda özel ihtisas komisyonu çalışmalarının bitirilmesi hedefleniyor. Kalkınma Planının orta vadeli program içinde veri teşkil etmesi öngörülürken, bunun için çalışmaların takvime uyularak tamamlanması planlanıyor.

8. Kalkınma Planı yerine IMF planı uygulandı

Kalkınma planlarını değerlendiren ekonomi uzmanları, bugüne kadar hazırlanan gerçekçi planların uygulanmadığına dikkat çekerek, kamu ağırlığının azalıp özel sektörün genişlediği bir ekonomide kalkınma planlarının yol gösterme ve teşvikten öte bir anlam taşımayacağını belirtti.

Türkiye için gerçekçi büyüme stratejileri içeren 2001-2005 yıllarını kapsayan 8. Kalkınma Planının uygulanmadığını, bunun yerine Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) planlarının uygulandığını söyleyen Boğaziçi Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Özer Ertuna, IMF planlarının ise ülke gerçekleriyle örtüşmediğini ifade etti. Ertuna, "8. Türkiye'nin büyüme potansiyelini çok iyi tespit eden çok gerçekçi bir plandı. Ancak onaylanmasına rağmen maalesef uygulanmadı. Ama IMF'nin uygun göreceği planlar uygulandı. Herkesin bildiği gibi IMF reçeteleri ülkelerin özel ihtiyaçlarına uyumlu olmadığı için başarısız sonuçlar verdi" dedi.

İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Gökçen ise kamu ağırlığı azalmış bir ekonomide DPT'nin hazırladığı planların öneminin azaldığını hatırlatarak, "Ekonomi serbestleştikçe kalkınma planları ağırlığını yitiriyor. Kamu ekonomisi için uygulama zorunluluğu olan kalkınma planları libarelleşen bir ekonomide özel sektör için ancak yol gösterici ve teşvik edici olabilir" dedi. Kalkınma planlarının 'plan' felsefesinin ağır bastığı 1960 sonrası dönemde önemli olduğunu dile getiren Gökçen, toplam ekonomi içindeki kamu payının da azaldığına vurgu yaptı.