AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Aydınlar Mekke'de neleri tartışacak?

11 Eylül'le tırmanan, İslam'ı merkeze alan küresel gerilimin, Müslüman dünyaya ödeteceği bedeli kestirmek, bunca yaşananlardan sonra bile, mümkün değil. Coğrafyanın yeniden dizayn edilişi, ekonomik sarsıntılar, kaynaklar üzerindeki yağma, kültürel hezimet ve sosyal çözülmeye karşı Müslümanların hala bir söylem, bir duruş geliştirebildikleri, bir yol çizebildikleri söylenemez.

Kaosu üreten biz değiliz. Kontrol eden de biz değiliz. Yaşadığımız bölge şu anda bir savunma refleksiyle bir direnç geliştirmeye çalışıyor. İnsanoğlunun en temel davranışlarından birini sergiliyor. Sağlıklı bir yönteme sahip olmasa da direnmeye çalışıyor. Bunu yaparken, şiddetin kendilerini kontrol etmeye başladığı bir yola girmekle yüz yüze oldukları da ortada.

Ne yazık ki, Müslüman dünyanın siyasi öncüleri, kanaat önderleri ve aydınları bu doğal refleksi şu ana kadar görmezden geldi. Onlar ne İslam'a ve Müslümanlara yönelin yıkıcı dalganın önünde durdular ne de kendiliğinden gelişen direnci benimseyip kontrol etmeyi tercih ettiler. Aksine, kaosu üretenlerin ve yönetenlerin belirlediği gündemle oyalanıp durdular. İşgale karşı bağımsızlık mücadelesini bile terörle tanımlama yoluna gittiler. Hep şikayet ettiler, hep kendi insanlarını suçlayıp yargıladılar, mahkum ettiler.

İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) gibi kurumlar Soğuk Savaş döneminden çıkamadı bile. Bu nedenle Türkiye ve Malezya gibi ülkelerin öncülüğünde İKÖ'yü gerçek anlamda uluslararası platforma dönüştürmeye ve dönüşümü bu örgüt üzerinden kontrol etmeye çalışıyor. Ancak bu ülkelerin nasıl bir örgüt istediği, İKÖ'nün ABD'nin bölgesel planlamalarına karşı alacağı pozisyon da belirsiz.

İKÖ bünyesindeki yeniliklerden biri de 16 kişilik Akil Adamlar Grubu. Bölgenin temel sorunlarını tartışmak için oluşturulan Grup, Müslüman ülkelerden tanınmış kişileri katkıda bulunmaya çağırıyor.

9-11 Eylül tarihlerinde Mekke'de düzenlenecek toplantıya bu amaçla değişik ülkelerden yüz civarında kişiyi davet edildi. Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakçı, Filistin Koordinatörü Vehbi Dinçerler, gibi Türkiye'den geniş bir katılımın planlandığı toplantıda, İslam dünyasının sorunları ele alınacak.

Yolsuzlukla mücadele, terörizm, dini aşırılıklar, hukuk devleti, dinler arası diyalog, din eğitimin reforme edilmesi gibi konuları gündemine alan Akil Adamlar Grubu'nun Mekke toplantısında; dayanışma, halkın tercihlerine uygun dönüşüm, teröre karşı mücadele, İKÖ reformu, fakirlikle savaş, İslam düşmanlığı ile mücadele ve "Ilımlı İslam" düşüncesini yaygınlaştırılması gibi konuların ele alınacağı belirtiliyor.

Bu girişimle Müslüman öncüler, bugüne kadar hep erteledikleri, kaçtıkları sorumluluklarını yerine getirebilecek mi? Müslüman coğrafyanın her yanını ateş sararken boyunlarını büküp teslim olan, özür dilemekten başka bir şey yapmayanlar, seslerini yükseltebilecekler mi? İslam dünyasını ve sorunlarını yakından izleyen ben, bugüne kadar ezik ruh haliyle özür dilemekten başka bir şey yapıldığını görmedim. Müslüman aydınlar 11 Eylül'den bu yana ellerine tutuşturulan gündemlerle Müslümanları aşağıladılar, özgürlük ve adalet taleplerini hegemonyacı güçlerin lehine istismar ettiler. Bölgenin direncini, değerlerini, iyi niyetini önemseyenleri küçümsediler.

Akil Adamlar Grubu'nun tartışması gereken ilk konu, Irak'ta kendini hissettiren ve bütün bölgeye yayılmasından endişe edilen etnik ve mezhep eksenli çözülmeye karşı acilen harekete geçmek, bu konuda yoğun bir çalışma içine girmektir. İşgallerden daha fazla zarar verecek, bir çok ülkenin siyasi haritasını değiştirecek bu tehlikenin bizzat dışarıdan tahrik edildiği gerçeğini göz önünde bulundurmaktır.

Radikal İslam, İslamcı terör gibi kavramları reddedenler, "Ilımlı İslam" kavramını ve bu kavrama sıkıştırılan gündemi de şiddetle reddetmelidir. ABD'nin bu amaçla yürüttüğü çalışmaların bölgemizdeki yansımalarını ibretle izliyoruz. "İslam kendi içinde çatışacak" tezi hızla gerçeğe dönüştürülüyor.

Sorunların tesbiti ve çözüm önerileri kesinlikle başkalarının gündemine göre değil, bölgenin şartlarına göre belirlenmelidir. Büyük Ortadoğu Projesi ve ABD'nin bu çerçevede uyguladığı politikalardan uzak bir görüntü verilmelidir. Zira demokrasi ve özgürlükten çok ABD'nin güvenlik stratejilerine göre yürütülen uygulamalar daha şimdiden bir nefret kazanmıştır. Bu yapılmazsa, iyi niyet taşıyan çalışmalar bile entelektüel bir çaba olarak salonların dışına çıkamayacaktır. İslam dünyasına yönelen işgal ve baskılara, dini, kültürel ve sosyal alanlara yönelik müdahalelere açıkça tavır alınması gerekiyor.

Açık ve net olalım: Dört yıldır Müslüman dünyanın hemen tamamını sıcak cepheye dönüştüren acı verici bir müdahale var. Siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal alanda bölgenin bütün değerlerini, birikimini yok ediyor, adeta bir kaos coğrafyası oluşturuyor. Buna karşı kendiliğinden bir direnç gelişti. Giderek güç kazanıyor. Sevmeseniz de, yanlış yönde ilerlese de, mahkum etseniz de bu dalga buyuyor. Bu dalgayı yönlendirmeyi reddedenlerin bölgenin geleceğinde etkin olmaları çok zor görünüyor. İyi niyetle yürütülen bütün çalışmalar ABD politikalarıyla örtüştürüldüğü anda etkisin kaybediyor.

Akil Adamlar Grubu'nun çalışmaları; bu gerçeklerden beslenmemesi, Ilımlı İslam gibi kavramların gölgesi altında yürütülmesi, dışarıdan yönetilen dönüşüm projelerine eklemlenmesi, etkisini giderek artıran dalgayı görmezden gelmesi halinde hiçbir sonuç doğurmayacak. İKÖ bünyesindeki sayısız programlardan biri olarak unutulup gidecek. Devletlerin değil acı çeken insanların talepleri, salonların değil sokakların talebi tartışılmadan kimse hiçbir çözüm yolu bulamaz!


1 Eylül 2005
Perşembe
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED