AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
P O L İ T İ K A
Chirac bunu hep yapıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın, "AB'nin bir üyesini tanımayan ülkeyi alamayız" tavrıyla Türkiye'ye "Rumları tanı" baskısı yapması AB çevrelerinde de ciddiye alınmıyor.

Diplomatlar, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın, 1999'da Köln zirvesinde de Rum kesimi için "AB, sorunlarını çözememiş bir Kıbrıs'ı içine alamaz" dediğini hatırlatıyorlar.

AB ile müzakerelere başlanacak olan 3 Ekim'e bir ay kala Türkiye, Avrupa ülkelerinde siyasetçilerin politik manevraları için kullandığı başlıca koz haline dönüştü. Özellikle güç kaybeden Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, 17 Aralık'ta Türkiye'ye verilen sözleri unutarak, "müzakerelerden önce Kıbrıs Rum Kesimi'nin tanınmasını" istemesi, AB ülkelerinde de şaşkınlıkla karşılandı. Brüksel'deki genel kanı ise "Türkiye'nin, müzakerelere başlamak için üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği" yönünde.

99'da da Rumları istemiyordu

AB diplomatları ise Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan'ın bile sözlerine "şüpheyle" baktığı Chirac'ın bu tavrının uzun sürmeyeceğini vurguluyorlar. AB diplomatları, Fransa'nın Türkiye'ye karşı gittikçe sertleşen politikasını "iç kamuoyuna dönük mesajlar" olarak yorumluyor ve Fransa'nın tavrının Türkiye ile müzakerelerin başlamasını etkilemeyeceğini düşünüyor. Diplomatlar bir yandan da, Ankara'ya, "ılımlı ve soğukkanlı politikanızdan vazgeçmeyin" mesajı veriyorlar.

Diplomatik kaynaklar, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın 1999 Haziran'ında Köln Zirvesi'nden sonra yaptığı, ''AB'nin sorunlarını çözememiş bir Kıbrıs'ı içine almasının mümkün olamayacağı'' açıklamasını anımsatarak, Fransa'nın geçmişte de tutarlı bir Kıbrıs politikası izlemediğine dikkat çekiyorlar.

İmtiyazlı ortaklık rağbet görmüyor

Ankara'yı ise politikacıların siyasi manevralarından ziyade Fransa ve Avusturya'nın başını çektiği Türkiye karşıtı çevrelerin "müzakere çerçeve belgesi"nde yapmaya çalıştıkları değişiklikler endişelendiriyor. Komisyon'un 29 Haziran'da açıkladığı belgeyi ılımlı bulan Ankara özellikle "tam üyelik hedefi"nin sulandırılmaya çalışılmasından rahatsız. Ancak AB kulislerinde, "imtiyazlı ortaklık" önerisinin sıcak karşılanmadığı ve üyelik hedefinin sulandırılması halinde birliğin "inandırıcılığını tamamen yitireceği" görüşü hakim.

AB'nin 'sindirim' sorunu

Önümüzdeki günlerde Türkiye'yi bekleyen bir diğer sorun ise belgede birliğin genişlemeyi özümseme kapasitesine yapılan vurgunun arttırılması isteği oluşturuyor. Belgenin ilk halinde dahi oldukça kuvvetli ifadelerle yer alan özümseme kapasitesine yapılan vurgunun sertleştirilmesinin ileride Türkiye'nin tam üyelik yolunda ciddi engeller çıkarabileceği kaygısı dile getiriyor.



1 Eylül 2005
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED