Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Pfizer İlaçları'nın düzenlediği 'Migrenle Yaşamak' konulu toplantıda Türk Nöroloji Derneği Başkanı ve Nöroloji Derneği'ne bağlı Başağrısı Grubu üyesi İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Aksel Siva, "Migren ve Epidemiyolojisi" ile ilgili konularda bilgiler aktarırken, 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Fethi İdiman, "Çocuk ve Kadında Migren" ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Mustafa Ertaş, "Migrenin Bireysel ve Sosyal Açıdan Kayıpları" konularında sunumlar gerçekleştirdi. Kadınlarda daha sık görülüyor Prof. Dr. Aksel Siva, genellikle zonklayıcı ve tek taraflı, hareketle artan, 4-72 saat süren baş ağrısı atakları olarak tanımlanan migrenin; sese, ışığa ve kokuya karşı hassasiyetle birlikte görülebileceğini, ayrıca zaman zaman migrene bulantı ve kusmanın da eşlik edebileceğini söyledi. Ağrının enseden gelmesinin veya başın tümünü tutmasının migreni dışlamayacağını da vurgulayan Prof. Dr. Siva, migrenin kadınlarda erkeklerden daha sık görüldüğünü belirterek, 20 ila 50 yaş arası kadınlarda sıklıkla rastlanan migren hastalığının evrelerini ve belirtilerini anlattı. Türkiye'de yapılan araştırmalardan örnekler veren Prof. Dr. Siva, "Türkiye'deki migrenli hastalarda ayda ortalama 3-4 kez migren atağı oluşmaktave toplam 4 gün sürmektedir" dedi. Aile içi sosyal çatışmayı körükler Prof. Dr. Fethi İdiman, çocuk ve kadında migreni ele aldığı sunumunda, aile içi ilişkilerin ve sosyal aktivitelerin migren hastalığı nedeniyle olumsuz yönde etkilendiğini vurguladı. İdiman migrenin her zaman yetişkin çağda başlamadığını bazen de çocukluk çağında kendini gösterdiğini aktarırken, migrenin çocukluk çağında sadece başağrısı olarak gözükmediğini bazen de baş dönmesi, karın ağrısı ve kusma olarak kendini gösterdiğini açıkladı. Migrenin; çocuğun okulla, ailesiyle ve çevresiyle olan ilişkilerini etkilediğini ve başarısızlığa neden olabileceğini aktaran, kadınlarda gerek migren baş ağrılarının çok olması gerekse sadece adet dönemi migrenlerinden dolayı migrenin kadınlık hormonlarıyla ilişkilendirildiğini aktardığı konuşmasında Prof.Dr. İdiman, "Migrenli kadınlar eşleriyle ilişkilerinde, aile ve sosyal aktivitelere katılmakta sorunlar yaşamaktadır. Bu da hem iş gücü kayıplarına, hem de aile içi sosyal çatışmalara neden olur. Migren aile içi sosyal çatışmalara neden olurken aile içi sosyal çatışmalar da migreni tetikleyebilir" dedi.
Gerilim tipi baş ağrısı Migrenin bireysel ve sosyal açıdan kayıplarını ele alan bir sunum yapan Prof. Dr. Mustafa Ertaş, en yaygın olan baş ağrısı tipinin çoğunlukla strese bağlı olarak ortaya çıkan "gerilim tipi baş ağrısı" olduğunu, ancak en büyük sıkıntıyı doğuranın "migren" hastalığı olduğunu belirtti. Migrene bağlı engelliliğin değerlendirildiği MİDAS çalışmasında, MİDAS ölçeğine göre migrenlilerin 3 ayda 33 gün engellilik yaşadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Ertaş, "BASETA(Baş Ağrısının Sosyoekonomik Etkileri Araştırması) çalışmasında ise migrenin oluşturduğu, birey başına ortalama toplam bedel(doğrudan veya dolaylı) 242 USD olup, kişi başı ortalama gelirinin yüzde 7,2'sini tutmaktadır" dedi. İSTİHBARAT SERVİSİ-İSTANBUL
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |