AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Bundestag'dan çıkan karar

Dünya ne kadar hızla değişiyor... "Küreselleşme" adı verilen ve enerjisini şimdilik yepyeni ekonomik ilişkilerden (ve ona eşlik eden askeri stratejilerden) alan süreç her ülkeyi önüne takmış olarak devletler arasında bugüne kadar süregelmiş "teamülleri" filan kısa sürede silip süpürüyor... Öyle bir hız ile karşı karşıyayız ki, uzlaşılmış gibi görünen politikalar değil yıllan yıla artık aydan aya bile yenileniyor...

Hatırlayın, daha birkaç ay önce Fransa'da (adı anılmasa da) asıl olarak Türkiye'nin muhtemel AB üyeliğinin önüne taş koymak (ya da seçmenlerin gönlünü bu yönde ferah tutmak) için gerçekleştirilen anayasa değişikliğine (yeni üyeler için "referandum" şartı getiren değişiklik) ne kadar öfkelenmiştik... Önünde en az 15 yıl bulunan bir ihtimal üzerine alelacele alınan bu önlem karşısında "Fransızlar zaman nosyonunu mu kaybettiler nedir?" diye sormadan edememiştik. Ama fazla da dert etmemiştik doğrusu; en azından 15 yıl, "o zamana kadar kim öle kim kala" diyerek gülüp geçmiştik...

Ama yaşadığımız çağ öyle bir "hız çağı" ki, 15 yıl sonrasının referandumuna sıra gelmeden çok çok önce, Fransa ve Hollanda'da yapılan bir başka referandum bütün hesapları şimdiden alt üst etmeye yetti bile... Gazete Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'tan bahisle "O da çark etti" diyor. Yalan değil doğrusu; Chirac'ın AB zirvesinde sunduğu "çalışma belgesi"ndeki tek "ilginç" cümle gerçekten de bu gelişmeye işaret ediyor.

O cümle şu: "Bu yeni şartlar altında, genişletilmiş Birlik'i etkin bir şekilde yürütmeye kabiliyetli kurumlar olmadan Birlik yayılmaya devam edebilir mi?" Söz konusu "çalışma belgesi"nde "Hayır"cıların "Sosyal Avrupa modeli"ne sahip çıktıklarının vurgulanması da "ilginç" sayılabilir. Ama "gönülsüz" olarak altı çizilen bu husus, yine de, ilkinin yanında önemsiz kalıyor...

Avusturya ve Fransız sağından sonra Alman sağının Türkiye'nin üyeliği için ne gibi "güzellikler" düşündüğünü hatırlatmıyorum bile... Merkel'in Schröder'in karşısında bu konuda bir milim bile gerilemediğine geçen gün Bundestag'dan Ermeni meselesine ilişkin bir karar çıkarken yaşanan tartışmada da şahit olduk.

Şimdi de gelelim Bundestag, yani Almanya Federal Meclisi'nden çıkan söz konusu karara:

Biliyorsunuz, eskinin parlamentolarında böyle bir âdet yok idi. Parlamentoların tarihte olup bitenlere ilişkin karar ya da "kanun" çıkarmaları âdeti yeni çıktı... Sizin de gözlediğiniz gibi, bu âdet şimdilik yakın tarihe ilişkin. Bakalım göreceğiz; belki de bu âdet "kapsama alanı"nı giderek genişletip yakında belki eski Yunan ve Roma ya da Ortaçağ'da olup bitenlere de el atacak...

Bundestag'dan çıkan karara geçmeden önce bu yeni "âdet"in ortaya çıkış nedenleri üzerine biraz düşünelim isterseniz: Bana öyle geliyor ki, bu yeni âdetlerin arkasında da "küreselleşme" yatıyor. (Her "kötülüğün" anası o!) Nasıl mı yani? Şöyle:

Yakınlarda yayımlanan bir yazımda "küreselleşme" olgusunun-sürecinin "politika"yı giderek işlevsizleştirdiğini ve onu bir bakıma "ekonominin hizmetçisi" kılığına soktuğunu söylemiştim. Hatta öyle ki bu konuyu işleyenlerden bazıları, bu süreç içinde "politika"nın içinin nasıl boşaldığını açıklayabilmek için, seçimlerle birbirini izleyen hükümetlerin (sağ ya da sol farketmez) anlamını şu cümle ile özetliyorlardı: "Alternans var ama alternatif yok!" Yani işin Türkçesi şöyle: Siyasal iktidarlar söz konusu olduğunda "münavebe" var ama alternatif yok! Ahmet gidiyor ve yerine Mehmet geliyor ama sonuç yine üç aşağı beş yukarı aynı...

Siz bilmem ama bu formülü ben çok tutuyorum. Ve zaten biraz yakından bakınca formülün bayağı açıklayıcı olduğu hemen farkediliyor. Söz konusu ülke ister Fransa ya da Almanya, isterse İngiltere ya da Türkiye(!) olsun pek bir şey değişmiyor... Açık olan husus şu ki, bu gidişle ("küreselleşme" gidişiyle) yakında "politika" denilen teori ve pratik "ekonomi"nin sadece "hizmetçisi" değil, "kölesi" de olacak!

İşte, Avrupa parlamentolarında peş peşe zuhur eden yeni "âdet"in nedenlerini de burada aramak gerekiyor sanıyorum. "Politika" ve dolayısıyla "parlamentolar", artık herşeyden önce "ekonomi"ye eşlik etmeye çalışan (evet, neredeyse sadece "eşlik etmeye çalışan") "yürütme"lerin yapıp etmeye çalıştıklarının altında işlevlerini ve rollerini o derece kaybediyorlar ki, onlara da arada bir oturup "tarih" çalışmak kalıyor!

Gelelim Bundestag'dan çıkan karara:
Bu konuda tabii ki yarına...


19 Haziran 2005
Pazar
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED