AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

K Ü L T Ü R
Okuyarak şiire
zarar verdiler

'Suya Düşen Mısralar' adlı şiir albümünde ilahi aşk temalı şiirleri okuyan Sacit Onan, şiir albümleri çıkaran diğer isimler için sert konuşuyor. Onan, bu isimlerden bazılarının rant peşinde olduğunu, bazılarının ise çok kötü şiir yazdığını söylüyor.

  • ÖMER ÇAKKAL
    1945 İstanbul Rumelihisarı doğumlu olan Sacit Onan, 12 yaşına kadar babasının devlet görevlisi olması sebebiyle Anadolu'nun doğusundan batısına birçok ilçesini ve ilini dolaştı. Babasının vefatının da etkisiyle eğitimine ara verip küçük yaşta iş hayatına atılan Onan, İstanbul Şehir Tiyatrosu Yönetmeni Sami Ayanoğlu'nun desteğiyle mikrofonla buluştu. Avni Dilligil, Baki Süha Ediboğlu ve Vahi Öz gibi sanatçıların yanında kendini yetiştirdi. Sonraki yıllarda adı hep siyasi duruşu ile birlikte anıldı. Halen bir ferdi olmakla övündüğü 68 kuşağının yaşadığı sıkıntılardan geçti; yakın dostu Ferman Karaçam'ın deyimiyle 1998'den sonra "muhafazakar kesim"e daha bir ısındı. 'Suya Düşen Mısralar' adlı şiir albümü Ajans Yıldırım etiketiyle çıkan Onan'ın mikrofonla olan yol arkadaşlığı 43 yıldır sürüyor.

    "Bu albümle şiir suya düşmüştür"

    'Suya Düşen Mısralar' adını sizin için özel kılan ne? Niye bu adı seçtiniz?

    Burada sanatsal bir incelik var. Şiir çok ciddiye alınması gereken bir edebiyat dalı olmasına rağmen, popüler kültürün her alanında dillendirilen bir unsur haline geldi. Dolayısıyla şiirin kendi özünde bir bozukluk oluyor. Biz bunu ortadan kaldırmak için şiirin suya düştüğünü söylüyoruz. Çünkü su, yaşamın en önemli kaynağı. Mısraları suya düşürdüğümüz zaman bu işin ciddiyetini ortaya koyarız diye düşündük. Konsept tümüyle bana ait. Yalnızca şiirler bana teklif edildi. Geriye kalan işin tüm sürecine müdahilim. Albümün ve ilk klibin yönetmenliğini kendim üstlendim.

    Albüm kapağında suya düştüğü gösterilen başörtüsü, görenlerde ister istemez bir ajitasyonla karşı karşıya olduğu düşüncesini uyandırıyor. Zira içeride ona vurgu yapan bir şiir de yok...

    Eğer böyle bir şiir olsaydı rant anlayışı ortaya çıkardı. Orada başörtüsü ile bir atıf var. Şiir albümleri zaten para kazandırmaz. Bizim bundan muradımız şu: Ahmet Mercan'ın albümdeki 'Resmin Söylediği Şarkı' adlı şiiri İstanbul'u müthiş derinlikli anlatması bir yana çalışmanın konseptini de ortaya koyuyor. İlk klibi de o esere çektik zaten. İlahi aşkı, İstanbul'u, şu oturduğumuz Eyüp'ü, oradaki bir gayri müslimin adını taşıyan Pierre Loti tepesini; bir de dönüp kapısında medeniyet dilendiğimiz Avrupa karşısındaki tutumumuzu düşündüğümüzde ince bir mesaj göndermek istedik. İstanbul'un buradaki şiirlerde birkez daha önümüze gelen derinliği bize İslâm kültürünü hatırlatıyor. İslam kültürü ise hoşgörüyü, inanç özgürlüğünü anımsatıyor. Ve ben klipte de onun simgesi olan başörtüsünün suya düştüğünü anlatıyorum. Zira ben 68 kuşağındanım. Hapse düştüm ve çok haksızlığa uğradım. Ben belki iyi bir dindar değilim ama şunu açık yüreklilikle söylemek isterim ki dindar olabilmeyi çok isterdim. Özellikle son yıllarda büyük haksızlıklara uğrayan dindarlara onun için çok büyük bir saygım var. Aslında suya düşen yalnızca başörtüsü de değil, İslâm kültürünün kendisi. Ben burada nereden nerelere bir düşünce ikliminde geziniyorum. Ve hissettiklerimi paylaşmaya çalışıyorum. Buradan rant beklememiz asla mümkün değil.

    "İbrahim Sadri, Bedirhan Gökçe ve Ahmet Selçuk İlkan'ın yaklaşımı ticari"

    Şiir albümleri özellikle geçtiğimiz yıllarda, şimdiye göre çok daha popülerdi. Sesine güvenen hemen hemen herkes müzikli şiir albümleri yaptı, şarkıcılar da şiir okur oldu. Yaşanan bu süreci, şiirin halkın gündemine girmesi bakımından olumlu karşılayanlar olduğu gibi, şiiri popülerleştirip 'orta malı' haline getirdiği ve zarar verdiği yönünde sert eleştiriler yapanlar da oldu. Şiir albümleri yayınlayan biri olarak siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

    Bu eleştirilere katılıyorum. Ahmet Selçuk İlkan, Bedirhan Gökçe ya da İbrahim Sadri gibi şair kardeşlerimin, yaptıkları radyo ve televizyon programlarının tarzı da düşünüldüğünde şiiri bir şovmenlikle sunma yoluna gittikleri ve kullandıkları müziğin arabesk tarza yakın olduğu aşikar. Şiir sözlerinin şarkılaştırılarak sunulması, şirin kendi edebiyat seviyesinden yoksun olmasına neden oluyor. Onları eleştirmekle birlikte haklı da buluyorum; çünkü meseleye ticari bakıyorlar. Ama sonuçta olan şiire oluyor.

    "Para için kötü şiirleri de okuyoruz"

    İyi bir ses ya da yorum; kötü bir şiiri kulağa hoş getirebilir mi? Sonra da bunun etik tartışması yapılabilir mi?

    Getirebilir de, yapılabilir de. Yorum bir anlamda belirli amaçlar için yapılıyor. Rant, şöhret ya da para bunlardan biri. Dileyen dilediği gibi yorumluyor şiiri. Ben kendi adıma şiiri özüne sadık kalarak, ama onu nasıl algıladıysam öyle yorumluyorum. Sorunuzun direkt cevabına gelince bazen ben de kötü şiiri iyi yorumlamak durumunda kalıyorum. Zira hâlen kazancımı sağlamak için Show Radyo'da şiir programı yapıyorum. Ahmet Selçuk İlkan, Şebnem Kısaparmak'ın şiirleri benim görüşüme göre kötü şiirler. Ama onları iyi yorumlamaya çalışıyorum.

    Kötü şiirlerle halkın şiir beğenisini gerilettiğiniz için vicdan azabı çekiyor musunuz?

    Hayır. O şiirlerin de bir kitlesi var ki isteniyor. Doğrusunu söylemek gerekirse İclal Aydın'ın ya da Şebnem Kısaparmak'ın şiirlerini okurken zorlanıyorum. Çok kolay şiirler çünkü. Bana göre derinliği olmayan, sudan sevgi laflarını yorumlamakta zorlanıyorum.

  •  
    Akıntıya sufice kürek çekmek
    Kevser Terzioğlu 'Akıntıya Kürek Çekmek' adlı hikaye kitabında erdemli insanın kuşandığı bilinci anlatıyor.
    Sanat Dünyamız bu ay 'Yapıt Okumaları' yapıyor
    Kimliğin gerçekliği ya da yalanı
    Gelin türkülerinin hepsi bir arada
    TRT İstanbul Radyosu'nda bağlama sanatçısı olarak görev yapan Cengiz Özkan'ın beşinci albümü 'Gelin' Kalan Müzik'ten çıktı. Türk halk müziği repertuarında önemli bir yeri olan 'gelin türküleri'ne odaklanan albüm, sade düzenlemeleri ve geniş repertuarıyla dikkat çekiyor. Albümde, herkesin bildiği Gelin Ayşe'den Allı Gelin'e, Zilha Gelin'den Gelin uzunhavasına, gelinlerin yaşadığı acılar, sevinçler, umutsuzluklar gibi pek çok ruh halini yansıtan türküler yer alıyor. Paris'te yaşayan ses sanatçısı Tülay German, Cengiz Özkan için "Onun ses telleri gırtlağında değil de yüreğinde" diyor.
    Bilgi tel: 0212 512 35 13

    Mustafa Cihat bu kez 'Amenna' diyor
    Mustafa Cihat'ın yeni albümü 'Amenna' adıyla Marmara Müzik etiketiyle çıktı. Sözlerinin dokuzunun kendisine, birinin Esra Elönü'ye ait olduğu albümdeki parçalardan biri dışında tüm besteler yine Cihat'a ait. Prodüktörlüğünü Eşref Ziya'nın, aranjörlüğünü ve yönetmenliğini Umut Mürare'nin yaptığı albümde Erdinç Şenyaylar, Eyüp Hamiş, İsmail Soyberk ve Yurdal Tokcan enstrümanlara ses veriyorlar. Albümde Amenna, Ne Güzel, Seni Anlatamam, Sadık Ol, Dünya, Gülmeyenler Bahçesi, Gördük ki, Emanet, Üç Yaralı Gelincik Çiçeği ve Gece Yolcularına adlı on şarkı bulunuyor.
    Bilgi tel: 0216 422 40 37

    Grup Yorum'un konser kayıtları
    Geniş bir dinleyici kitlesine sahip olan Grup Yorum'un her yıl birkaç kez sahne aldıkları Harbiye Açıkhava Tiyatrosu konserleri DVD ve VCD halinde yayınlanıyor. Grubun 2003 yazında verdikleri konserin görüntülerini içeren DVD ve VCD oldukça kapsamlı hazırlanmış. Çalışma, grubun konser görüntülerinin yanı sıra video klipler (Cemo, İnsanların İçindeyim, Ey Şahin Bakışlım, Sürmenelim, Uğurlama, Şahan Kanatlılar, Yarın Bizimdir), grupla ilgili duruşma notları, 32. Gün ve Böyle Gitmez adlı tv programlarının görüntüleri, albümleri, fotoğraflar ve kitaplarıyla ilgili bilgileri içeriyor.
    Bilgi tel: 0212 512 35 13

    KÜLTÜR HARİTASI
  • '17:30'da 'Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak', 19:00'da 'Teneke Trampet' adlı filmler Bilgi'de Sinema'da.

  • 'Çocuk Şenliği' adlı sergi saat: 13:30'dan itibaren Feshane Kültür Merkezinde.

  • İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, Faruk Ertunç'un 'Kömürün Öyküsü' ve 'Semt Pazarları' adlı fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapıyor. Tel: 0 212 243 30 53

  • Ebru Kömürel'in, geleneksel Türk el sanatlarından örnekler taşıyan resim sergisi, Türk-Amerikan Derneği Sanat Galerisi'nde görülebilir.

  • Necmi Sinanoğlu'nun gümüş takı sergisi Galeri Soyut Kızılay'da. Anadolu'da kullanılan muska ve büyü objelerinin de bulunduğu sergi 30 Haziran'a kadar sürecek.

  • 19 Haziran 2005
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED