YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yarayı Sezer aldı

Sanırım şu sıralar Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'e bir Siyasetnâme'den nakledilecek en iyi öğüt "Aşırı mütevazı olma, öyle sanırlar..." sözüdür. ECO Zirvesi ile ilgili kararın, sayın Sezer'i, dış politika konusunda zaaf içinde gösterdiğini ve bunun daha işin başında kişiliğini yaraladığını ifade etmemiz lâzım.

Sayın Sezer ECO Zirvesi için İran'a gitmiyor.

Gösterilen resmi gerekçe "Şu sıralar işlerinin çok yoğun olması..."

Bu gerekçenin içinin ne ölçüde boş olduğunu, daha doğrusu ne ölçüde özensiz hazırlandığını izaha gerek yok. Bir Cumhurbaşkanı'nın çok önceden belirlenen dış seyahatini iptal için "Yeni seçildim, işlerim çok" gibi bir gerekçe gösterilmesi, söz konusu zirvenin kelimenin en açık ifadesiyle hafife alındığının göstergesi olarak algılanacaktır. Bu ifade, ECO Zirvesi'ne "işleri olmayan devlet başkanlarının katıldığı" intibaını uyandırmaz mı? Türkiye Cumhuriyeti, devletin devamlılığı ilkesini hiç bilmiyor mu ki, yeni Cumhurbaşkanı'nı, temelini kendi attığı, kendi global çıkarları açısından hayati değer taşıyan bir uluslararası örgütün toplantısına katılabilmesini sağlayacak bir donanıma kavuşturamıyor? "İşlerim çok, gelemiyorum" ifadesi ile "Yoruldum gelemiyorum" arasında ne fark var, bir ülkenin cumhurbaşkanına böyle bir gerekçe nasıl söyletilir?

Kamuoyu nezdinde algılanan görüntüyü veriyorum:

Sezer'i İran'a göndermemek için, uluslararası boyutu da olan planlı bir operasyon yapılmış ve bunda muvaffak olunmuştur. Sezer etki altına alınmıştır. Daha olumsuzu, Sayın Sezer etki altına alınabilecek bir Cumhurbaşkanı profili içine oturtulmuştur. Adına izafe edilen gerekçe de, bu yıpratılmış profilin uzantısı olacak basitliktedir.

Kamuoyunda, bu kanaati besleyen bir altyapı bulunduğunu da unutmamak gerekiyor. Henüz Cumhurbaşkanlığı seçimleri safhasında iken, Sayın Sezer'in uluslararası tecrübelerinin bulunmadığı, bu yüzden Demirel sonrası bir boşluk oluşacağı kanaatleri serdediliyordu. Demirel yeniden Cumhurbaşkanı olsa, ECO toplantısına gider miydi bilemem, ama onun gitmemesinin bile, görüntü olarak, şu andaki zaafı içermeyeceğini söylemek mümkündür.

Bu arada, Sayın Sezer'in Cumhurbaşkanlığı'nın yetkilerinin azaltılması yönündeki görüşlerinin de, bugün kendisine yönelik "profil düşürme" projesinin bir parçası haline geldiğini unutmamak lâzım.

Belki de İran'a gitmeme olayı, Sezer'i hep düşük profilli tutmayı öngören bir iradenin devreye sokulmasıdır. Ki bunun uzantısı, demokratikleşme sürecinde Sezer'in katkısını önleme şeklinde ortaya çıkacaktır.

Şöyle düşünüyorum: Sayın Sezer, kendi içini bir yoklamalı; gerçekten dış politika konusunda bir zaaf hissediyor mu? ECO Zirvesi'ne gitmeyiş, "Orada konulara yeterince hakim olamayabilirim" tarzındaki bir endişenin yansıması mıdır? Yoksa gerçekten İran'a bir tavır mı söz konusudur?

Kamuoyu, eğer terörün arkasında bulunduğuna dair bilgiler somut delillerle doğrulanıyorsa, İran'a bir tavrı anlayabilir. Hatta kanaatimce, böyle çekingen mesaj alışverişleriyle de değil, çok daha aktif girişimlerle İran bir noktaya sevkedilebilir. Ama, bu konuda bile henüz çok sağlam malzemelere sahip olunmadığı yolunda bilgiler yansıyor. Gerek Umut Operasyonu, gerekse Behbehani olayı, şu anda karmakarışık bir nitelik arzediyor.

Hele Ankara Emniyet Müdürü Kemal İskender dün, ekranlara yansıtılan itiraflarla yer gök inletilip, anlı şanlı yer gösterme seansları yapıldıktan sonra, "Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik'in Mumcu suikastıyla hiçbir bağlantısı yok" deyince... Neye, hangi açıklamanın gerçekliğine inanacaksınız şimdi? Ve Abdülhamit Çelik'in ailesinin-avukatının işkence iddiaları daha bir önem kazanmıyor mu?

Bir de, ECO gibi, İran'ı çok aşan, hatta İran'dan daha fazla, ülkenizin hinterlandını ilgilendiren bir hadise söz konusu ise, o zaman, çok daha sıhhatli politikalar üretme zarureti vardır.

Tansuğ Bleda, "Maskeli Balo"da ilginç bir "Cumhurbaşkanı Özal" profili çiziyor. Bence bir okumalı Sayın Sezer kitabın bu bölümlerini...

Meselâ, Bleda'nın bir Afrika gezisi var Özal'ın inisiyatifi ile... "Afrika bakir bir alan, diyor Özal, ihracata girmemiz için yeni pazarlar şart. Bir heyet kurup Batı Afrika ülkelerine git ve durumu yerinde değerlendir. Doğu Afrika'ya da bir başka heyeti göndereceğim."

Gidiyor Bleda, ve bir gece vakti, yorgun dönüyor. Gerisini şöyle yazıyor:

"Birden telefon çaldı. Gece saat ikiydi. Yanlış numaradır deyip biraz da ters bir tonda 'Alo' deyince karşımdaki ses, 'Ben Turgut, niye doğrudan bana gelmedin?' dedi. İnanamıyordum ama ses Turgut Özal'ın sesiydi. 'Beyefendi, bir iki saat evvel geldim. Gece olduğu için sizi yarın sabah arayacaktım' dedim. 'Peki yarın gel anlat, ama bana kısaca söyle ümit var mı?'

'Var, hem de çok Beyefendi' diyerek gözlem ve tesbitlerimi özetle anlattım. O da heyecanlanmıştı. 'Demek düşündüğüm gibiymiş. Şimdi de bu bilgileri iş camiasına aktarmak gerekecek' dedi." (s. 191)

Bilmem bu profil bir anlam taşıyor mu?

Bir Sayın Cumhurbaşkanı'nın gitmeme gerekçesini okuyor bir de kendi kendime soruyorum, "Acaba ECO bizim için ne anlam taşıyor, ECO'nun altında hangi heyecanlarımız var veya yok ki, böyle sade suya tirit gerekçelerle onu ihmal edebiliyoruz?"

Merak ediyorum, acaba Sayın Cumhurbaşkanı, merhum Özal'ın Afrika heyecanı gibi bir Asya heyecanı duyuyor mu ve Keçeciler'in telefonu bir gece vakti, saat 02.00 sularında çalacak mı?

Devlet Başkanları arasında Türkiye Cumhurbaşkanı yok! Bu görüntü Türkiye için de, bizzat Sayın Cumhurbaşkanı için de sağlıksızdır. Bana göre Sayın Cumhurbaşkanı, hizmet süresi içinde ilk "eksi"yi almıştır. Dilerim, bu düşük profil yol olmaz...


9 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...