YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Dergilere dâir

Fikir dergiciliği zor bir iştir... Kendisince bir iddiası ya da dâvâsı olan ve fakat kendi okurunu kendisi var etmek isteyen dergiler için bu iş çok daha zordur.

Cemaat Dergileri

Cemaat dergilerinin okuru hazırdır; zira onların aboneleri hazırdır; cemaatin ihtiyaçlarını karşılamak, onları bilgilendirmek, etkilemek ve yönlendirmek için çıkan bu tür dergilerin finans sorunu, tabiatıyla, yine cemaat içi imkânlardan istifadeyle çözümlenir. Ayrıca dergilerin yaşaması için gerekli olan serbest finans kaynaklarını (reklamları) bulmakta da zorlanmaz bu tür dergiler... Hâsılı, uzun soluklu olmaları, muhtevalarının derinliğiyle ya da ciddiyetiyle değil, cemaat içi dayanışmaya duyulan ihtiyacın sürekliliğiyle alâkalıdır. Uzun solukluluk ve süreklilik, kalıcılık demek olmadığından cemaat dergilerinde yayımlanan yazılar pek kalıcı olmaz. Bu yazılar açıklamazlar, öğretmezler, tartışmazlar; bilakis telkin ederler, buyururlar, çözerler; dolayısıyla soru sormaktan çok cevap verirler... Yazarlarının seviyeleri değil, cemaate aidiyet dereceleri önemsendiğinden, çapı ne olursa olsun "bizden" sıfatını hak etmiş yazarlara yer verilir; onların birgün yetişecekleri umulur; fakat yasak bölgelerle sarılı ortamlarda yetişen bu "bizden" olan zekâların rüşdlerini isbat etmelerine bir türlü sıra gelmez ve misafir yazarlara ihtiyaç duyulur. Misafir yazarların yazılarının, "bizden olmayan" fikir adamlarıyla yapılan söyleşilerin ise, cemaat dergilerine renk kattıkları kabul edilebilirse de derinlik kattıkları pek söylenemez. Misafirliğin üç günden fazlası makbul olmadığından mıdır nedir, misafirler ancak üç günlük yazılar düzeyinde katkıda bulunurlar. Tanınmış misafirlerin tanınmamış ev sahiplerine yardımları müşterek bir iddia ve dâvânın veya müşterek bir dert ve ızdırabın mahsûlü olmadığından, profesyonelce bir işbirliğinden elde edilen hâsıladan ne beklenebilirse bu ürünlerden de o kadarı beklenir: renklilik... Evet, renkli ve güzel dergiler... Cemaat dergilerinin çoğu, renkli, pahalı ve güzel dergilerdir. Fakat sadece renkli, pahalı ve güzel dergiler... Hepsi bu kadar!

Kurum Dergileri

Kurum dergileri ise, kurumuna göre, o kurumun yetkili unsurlarının kalitesiyle orantılı olarak şekillenir... Meselâ Fakülte dergileri... Ekseriyetle soğuk ve sevimsiz bir süreğenlik... Birbiriyle alâkasız yazılar... Akademik kariyer için zorunlu yayınlar... Yıllar önce yapılmış doktora tezlerinden kotarılmış kitap bölümleri... Kendilerini isbatlamaya çalışan, henüz heyecanını kaybetmemiş genç akademisyenlerin zaman zaman isabet kaydeden yazıları... Bütün bu zaaflarına rağmen, Fakülte dergileri hem süreklidirler, hem de kalıcıdırlar... Finansmanlarını ait oldukları kurumlar karşıladıkları için sürekli, günceli (okuru) önemsemediklerinden ötürü de kalıcıdırlar... Bir nevi cemaat (akademik cemaat) içi iletişimi canlı tuttukları varsayılsa da bu dergilerin çokluk henüz doğmamış okurlarına seslenmekten öte işlevleri olmaz.

İdeoloji Dergileri

İdeoloji dergileri cemaat dergilerine nazaran bazı farklılıklar gösterir. Çünkü iki ucu kapalı cemaatlerin aksine, bunların bir ucu açıktır Cemaat dergilerinin yazarı da okuru da bellidir. İdeoloji dergilerinin ise yazarları bellidir, okurları değil. Birincilerin okurları sadıktır, itaatkârdır, çoğunlukla orta yaşlı ve yaşlıdır; ikincilerin okurlarının ne yapacakları belli olmaz; aidiyet duygularını bastırdıklarından dergiye maddî katkıda bulunmak zorunluluğunu hissetmezler; yazarlardan çok yazılanları önemser görünürler; yazarları gibi, çoğunlukla genç okurlardır bunlar. Tabiatıyla telkini değil, tartışmayı severler. Bu tür dergilerin nerede ve ne zaman çıkacakları belli olmadığı gibi, bu tür okurların da ne zaman ve ne miktarda ilgi gösterecekleri de belli olmaz. Bu nedenle ideoloji dergilerinin yazarları, okurlarını memnun etmeyi başaramazlar. Başaramadıkları için uzun soluklu olamazlar. Güçlerini iddialarının gücünden ve derinliğinden değil, tedavüldeki söylemin cazibesinden alırlar. Söylem susunca, iddialar da susar; yazarlar da... Yazarları yeni seferler için yelken açarlarken, okurlar tahammül etmeyi tercih ederler. Bu tür dergiler tarihçiler için evrak hazinesi, geçmişlerinden utanan sığ zekâlar için komedi malzemesidir.

Fikir dergileri, Kültür dergileri, Tarih dergileri, Reklam dergileri, Gençlik dergileri, Fotokopi dergiler... Bütün bu dergi türlerinin zaafları da var, faziletleri de... Fakat üzerinde düşünülmesi gereken asıl cihet, zaaflar ve faziletler değil; aksine artık zaafların fazilet, faziletlerin zaaf olarak görülmeye başlaması...


9 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Dücane Cündioğlu

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...