Fatih Terim'e iş teklifi

Son dönemde Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'le ilgili haberler spor sayfalarının dışına taştı. Terim'le ilgili haberlere en az spor sayfaları kadar artık ekonomi ve politika sayfalarında da rastlamaya başladık. Gerek politikacılar gerekse iş çevreleri sık sık Galatasaray ve Fatih Terim gibi olmak gerektiği üzerinde duruyorlar. Ve işi daha da ileri götürerek Fatih Terim'e konferans vermesi için teklif götürmeyi planladıkları söyleniyor. Aslına bakarsanız, Terim'e götürülecek teklifler sadece "konferans vermesi" ile sınırlı kalmayacak. Aldığımız bilgiler, bazı holdinglerin, Galatasaray'a tarihinin en şatafatlı günlerini yaşatan Fatih Terim'e iş teklifi götürmeye hazırlandıkları yolunda. Bu holdingler, Terim'in Galatasaray'da uyguladığı stratejiyi kendi şirketlerinde de uygulaması için her türlü imkanı sağlamaya hazır. Bütün bunlar bir yana beni asıl düşündüren; hadi diyelim herhangi bir holding Fatih Terim'le anlaştı, peki Terim'in, "hiç bir zaman yanından ayırmayacağını ve başarıda paylarının büyük olduğunu" söylediği, yardımcıları Müfit Erkasap ve Bülent Ünder ne olacak? Herhalde onlar için de bir şeyler düşünülecektir.

POAŞ'ta işler yine karışacak

Türkiye'nin kârlı kuruluşlarından olan POAŞ geçtiğimiz günlerde İş Bankası ve Doğan Holding tarafından oluşturulan konsorsiyuma 1 milyar 260 milyon dolara satıldı ancak bu satışla ilgili tartışmalar bitmedi. Bitmesi de beklenemez. Çünkü POAŞ'ı bundan önce 17 Mart 1998 tarihinde özelleştirmeye çalışmışlar ancak tabir yerindeyse "ellerine yüzlerine bulaştırmışlardı".

İki yıl önceki ihalede en iyi teklifi veren Doğuş Grubu es geçilmiş, POAŞ ikinci en iyi teklifi veren T. İş Bankası-Bayındır Holding-Park Holding ve PÜAŞ Ortak Girişim Grubu'na satılmıştı. Ve kıyamet ondan sonra kopmuştu. Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra gelelim bugüne. Son ihalenin yapılmasının üzerinden daha bir ay bile geçmemesine rağmen kulislerde konuşulanları duyunca, yaklaşık 2 yıl önce yaşananları hatırlar gibi oldum. O dönemde de ihaleyi kazanan konsorsiyumun peşinatı nasıl ödeyeceği konuşuluyordu, şimdi de aynı şey konuşuluyor. Ayrıca bu sefer, POAŞ'ı alan İş Bankası ve Doğan Holding'le ilgili ortaya çıkan tablo da oldukça muğlak. Nasıl mı? Şöyle; bildiğiniz gibi Danıştay 10. Dairesi, RTÜK kanununu öne sürerek Doğan Grubu'nun aldığı İstanbul'un Trakya bölgesinin enerji dağıtım ihalesini iptal etti. Aynı kanun POAŞ ihalesi için de geçerli. Gelelim İş Bankası'na. Bankalar Kanunu'na göre; bankalar, girdikleri ihalelerde ödenmiş sermayelerinin üzerindeki bir kuruluşu satın alamazlar. Ancak anlatılanlara göre bu işin çaresini bulmuş, İş Bankası. 1998 yılında yapılan ihaleyi kazanan konsorsiyumda yer alan İş Bankası, o dönem peşinatı yatırmak için yurtdışında Deutsche Morgan Grenfell ile kredi alma konusunda bütün şartlarda anlaşmıştı ancak ihale iptal edilince anlaşma kaldı. Şimdi ise; kanunlarla kenara sıkışan İş Bankası'nın daha önce anlaştığı Deutsche Morgan Grenfell'i devreye sokacağı söyleniyor. Plana göre, yüzde 40'lık peşinatın ödenmesi için İş Bankası, Deutsche Morgan Grenfell'den kredi alacak ve eğer İş Bankası ile Doğan Holding kanunlardan dolayı köşeye sıkışırlarsa konuyu Uluslararası Tahkim'e sokacaklar. Çünkü, yurtdışından herhangi bir kuruluşun kredi ilişkisi ile bile devreye girmesi Uluslararası Tahkim'e gidilmesi için yeterli olabiliyor. Ve ayrıca iç hukuk konuya müdahale edemiyor. Evet, bu anlatılanların bir tarafı.

Madalyonun bir de diğer yüzü var. O da POAŞ'ı alan İş Bankası ve Doğan Holding konsorsiyumunun ödemesi gereken yüzde 40'lık peşinatı nasıl ödeyecekleri ile ilgili. Bu konuda da çeşitli söylentiler dolaşıyor ortalıkta. Bir kere peşinatın ödenmesi konusunda pek sıkıntı çekilmeyeceği söyleniyor. Çünkü POAŞ'ın kasasında şu anda 378.5 milyon dolar bulunuyor. Daha önce Çinkur benzeri örneklerde olduğu gibi, kasadaki para konsorsiyum tarafından en büyük güvence. Böylece geriye zaten yaklaşık 120 milyon dolar gibi bir rakam kalıyor. O da dışarıdan alınacak krediyle karşılanacak. Evet, bütün bu gelişmelerin ne kadar geçerli olduğunu bize zaman gösterecek. Bekleyip, göreceğiz.