Türkiye'nin birikimi... | ||
|
MANOLYA
Fight Club'tan sonra bu sezon daha sarsıcı bir film izlemeyeceğini düşünenler fazla aceleci davranmamalı. Çünkü bu hafta gösterime giren Manolya, alışageldiğimiz sinema kalıplarına uymuyor. Filmin ilk on dakikası geride kaldığında "Neden hâlâ bir şey anlamıyorum" diye endişelenmeye de mahal yok. Zira filmin bütünlüklü bir konusu, giriş, gelişme ve sonuçtan oluşan standart bir hikâyesi yok. Bu anlamda ortalama bir seyirciyi zihnen hayli yoracak bir film Manolya. Birden çok karakterin birbirinden bağımsız olarak bir günün başlangıcından sonuna kadar yaşadıkları, kavgaları, korkuları, kendileri ve hayata ilişkin sorularının ardarda sıralandığı karmaşık gibi görünen ama aslında hayatı olanca doğallığıyla yansıtan filmin süresi ne yazık ki seyircinin sabrını zorlayacak kadar uzun. Seyirciyi eğlenmekten çok hayata dair düşünmeye çağıran ve insanların kendileriyle hesaplaşmalarına da ayna tutan filmde 188 dakika boyunca dokuz farklı karakterin duygusal patlamalarına da tanık oluyoruz. Aynı şehrin dört bir yanında birbirleriyle hiçbir ortak yanı olmayan karakterlerin buluştuğu tek nokta, bir çıkış yolu aradıkları anda mırıldandıkları şarkının sözleri: "Bu acılardan kurtulmak imkânsız akıllanmadıkça." Ve o andan sonra verdikleri kararlarla hayatlarına daha farklı bir yön veriyorlar. Yaşanılan hiçbir şeyin tesadüfî olmadığı vurgulanan film boyunca, insanların üzerindeki ilahi müdahaleye de işaret ediliyor. Bir yandan da hayatımızın akışındaki doğrular ve yanlışların cüzî iradelerimizle verdiğimiz kararlar sonucu ortaya çıktığı anlatılan filmde, son dönemde sıkça rastladığımız Amerikan toplum hayatına özeleştiri bol miktarda yer alıyor. Parçalanmış aileler, huzursuz ve mutsuz çocuklar, belki de ömür boyu diğer insanlara verdikleri acıların bedeli olarak yakalandıkları kanserin pençesinde ölümü beklerken pişmanlık tiradları atan babalar, babalarının fiziksel ve psikolojik tacizlerine maruz çalan çocuklar, mutsuz, umutsuz insanlardan oluşan bir çerçevede ilerleyen Manolya'da sadece filmlerde rastlayacağımızı sandığımız şeylerin aslında hayatta gördüklerimizden ibaret olduğunun da altı çiziliyor. Bunun en çarpıcı örneği ise insanı son derece rahatsız eden kurbağa yağmuru... MANOLYA
YÖNETMEN: Paul Thomas Anderson
Gülcan TEZCAN
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|