YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Dizi...

  Arşivden Arama


Ama, ne tesadüf!
MANOLYA

Seyirciyi eğlenmekten çok hayata dair düşünmeye çağıran ve insanların kendileriyle hesaplaşmasına da ayna tutan filmde, yaşanılan hiçbir şeyin tesadüfî olmadığı vurgulanıyor.

Fight Club'tan sonra bu sezon daha sarsıcı bir film izlemeyeceğini düşünenler fazla aceleci davranmamalı. Çünkü bu hafta gösterime giren Manolya, alışageldiğimiz sinema kalıplarına uymuyor. Filmin ilk on dakikası geride kaldığında "Neden hâlâ bir şey anlamıyorum" diye endişelenmeye de mahal yok. Zira filmin bütünlüklü bir konusu, giriş, gelişme ve sonuçtan oluşan standart bir hikâyesi yok. Bu anlamda ortalama bir seyirciyi zihnen hayli yoracak bir film Manolya. Birden çok karakterin birbirinden bağımsız olarak bir günün başlangıcından sonuna kadar yaşadıkları, kavgaları, korkuları, kendileri ve hayata ilişkin sorularının ardarda sıralandığı karmaşık gibi görünen ama aslında hayatı olanca doğallığıyla yansıtan filmin süresi ne yazık ki seyircinin sabrını zorlayacak kadar uzun. Seyirciyi eğlenmekten çok hayata dair düşünmeye çağıran ve insanların kendileriyle hesaplaşmalarına da ayna tutan filmde 188 dakika boyunca dokuz farklı karakterin duygusal patlamalarına da tanık oluyoruz. Aynı şehrin dört bir yanında birbirleriyle hiçbir ortak yanı olmayan karakterlerin buluştuğu tek nokta, bir çıkış yolu aradıkları anda mırıldandıkları şarkının sözleri: "Bu acılardan kurtulmak imkânsız akıllanmadıkça." Ve o andan sonra verdikleri kararlarla hayatlarına daha farklı bir yön veriyorlar.

Yaşanılan hiçbir şeyin tesadüfî olmadığı vurgulanan film boyunca, insanların üzerindeki ilahi müdahaleye de işaret ediliyor. Bir yandan da hayatımızın akışındaki doğrular ve yanlışların cüzî iradelerimizle verdiğimiz kararlar sonucu ortaya çıktığı anlatılan filmde, son dönemde sıkça rastladığımız Amerikan toplum hayatına özeleştiri bol miktarda yer alıyor. Parçalanmış aileler, huzursuz ve mutsuz çocuklar, belki de ömür boyu diğer insanlara verdikleri acıların bedeli olarak yakalandıkları kanserin pençesinde ölümü beklerken pişmanlık tiradları atan babalar, babalarının fiziksel ve psikolojik tacizlerine maruz çalan çocuklar, mutsuz, umutsuz insanlardan oluşan bir çerçevede ilerleyen Manolya'da sadece filmlerde rastlayacağımızı sandığımız şeylerin aslında hayatta gördüklerimizden ibaret olduğunun da altı çiziliyor. Bunun en çarpıcı örneği ise insanı son derece rahatsız eden kurbağa yağmuru...

MANOLYA

YÖNETMEN: Paul Thomas Anderson
OYUNCULAR: Jason Robards Jr, Julianne Moore, Tom Cruise, John Reilly
SENARYO: Paul Thomas Anderson

Gülcan TEZCAN


Kağıda basmak için tıklayın.

Kitap gibi aziz olun
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı, geçmiş yıllarda Atatürk Kitaplığı'na kitap bağışlayanların varislerine plaket verdi.
'Kitaba para harcamıyoruz' Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER) İskenderun Şube Kütüphane Müdiresi Emine Elerler, dünya genelinde yapılan araştırmada, kitap alımında Türkiye'nin sıralamaya girmemesinin ne kadar gerilerde kalındığının bir göstergesi olduğunu söyleyerek kara bir tablo çizdi. Kütüphaneler Haftası'nın 36. yıldönümü İskenderun'da da çeşitli etkinliklerle kutlandı. Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER) İskenderun Şubesi Kütüphanesi, hafta ile ilgili olarak kitap sergisi açtı. Sergi için düzenlenen toplantıda konuşan Kütüphane Müdiresi Emine Elerler, Türkiye'de 95 kişiye bir kahvehane düşerken, 65 bin kişiye bir kütüphane düştüğünü açıkladı. Elerler, bu haftanın okuyuculara daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla kitap okumanın ve kütüphanelerden faydalanmanın neler kazandırdığını bir kez daha hatırlattığını ifade ederek: "Eldeki istatistiklere göre, eski Sovyetler Birliği'nde 2 bin 594 kişiye bir halk kitaplığı düşerken, bu oran İngiltere'de 3 bin 508, Belçika'da 4 bin 253, Türkiye'de ise 65 bindir. Türkiye'de kütüphanelerde 10 milyon 992 bin 131 kitap bulunurken, Bulgaristan'da 46 milyon, Fransa'da 78 milyon ve Rusya'da da 734 milyon civarındadır. Bu rakamlar ne kadar geri kaldığımızı yeteri kadar izah etmektedir" dedi. Konuşmasında dünya genelinde pazar araştırmaları yapan Euromonitör Şirketi'nin istatistiklerine de yer veren Müdire Elerler şöyle konuştu: "Euromonitör Şirketi'nin araştırmalarına göre, 1991 yılında kitap için kişi başına 73 dolarla para harcayan ülke Almanya gösterilirken, Türkiye bu araştırmada sıralamaya dahi girememiştir."

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...