YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Kaybolan yıllarımızı geri verebilirler mi?..

 
Keşke tarihi, biyolojiyi, kimyayı, felsefeyi ve diğer dersleri, bir çocuk umursamazlığı içinde değil, yetişmiş bir insanın bilinci ile öğrenebilseymişiz..

 

İnsanların çoğu için "okul", sadece diploma almak için, yaşamın belirli bölümünde zorunlu olarak gidilen bir mekandır.

"Tarih" bilinmesi pek gerekli olmayan konuları ezberleyip, sınavdan sonra unuttuğunuz bir derstir.. "Biyoloji" balıkların sindirim sistemlerinin öğretildiği bir baş belasıdır.. "Fizik" de, "kimya" da, insanlara hayatta hiç faydası olmayacak şeylerin ele alındığı ders konularıdır..

Yıllar önce, çok zengin bir işadamının, övünmek için bana söylediği sözleri hiç unutmam..

-Hayatımda hiç kitap okumadım. Herşeyi kendi aklımla ve zekamla bulup, başardım!..

Bir başka işadamının da, bir toplulukta, şöyle dediğini duymuştum.

Okuduk okuduk da, ne oldu sanki?

Bu sözleri söyleyen kişi, ilkokulun 3'üncü sınıfında, öğrenim hayatına son vermişti.. İlkokulda ziyan ettiği o 3 yıla yanıyordu.

Şimdi "bilgi çağı"nın tam orta yerinde yaşarken, "okul ve kitap" kavramlarının, farklı biçimde ele alınması gereği, her gün karşımıza çıkıyor..

Hiç okumadan, el yordamıyla, sezgilerle ve sadece duyulanlarla, hangi meslek sahibi, gerçekten başarılı olabilir?

Mesela hiç kitap okumadan "yazar" olunabilir mi?

-Ben okur-yazar değilim.. Ben sadece yazarım..

Böyle birşey düşünebilir misiniz?

Ya da sismologları ve tektonik bilimcilerini televizyon programında dinledikten sonra, depreme ilişkin teori üretenleri, hoşgörüyor musunuz?

Geride kalan çağlarda, "ümmi" olmak, yani okuma-yazma bilmemek, doğal karşılanabilirdi.. Mesela Orta Çağ Avrupa'sında, bir kişinin okuma-yazma bildiği anlaşılınca, onun mutlaka bir din adamı olduğu düşünülürdü.. Çünkü her çocuğun gidebileceği okullar yoktu henüz.. Eğitim imkanı, sadece papazların yönetimindeki manastırlarda bulunurdu.. Tarihin pek ünlü krallarından ve komutanlarından pekçoğu, okuma-yazma özürlüydü..

Evet.. O çağlarda, "ümmi" olmak, "cahil" olmak anlamına gelmeyebilirdi..

Ama şimdi durum böyle değil..

Dünyada, 2000'li yıllara girişimiz dolayısıyla yapılan "milenyum" yayınlarını izlemeye çalışırken, "bilgi"nin bir "başbelası" olduğu inancını çoğumuza yerleştiren eğitim sistemimize, öfkem artıyor..

Keşke tarihi, biyolojiyi, kimyayı, felsefeyi ve diğer dersleri, bir çocuk umursamazlığı içinde değil, yetişmiş bir insanın bilinci ile öğrenebilseymişiz..

Bu bilinci, ileri yaşlarda da sürdürebilseydik, evrensel siyasetin, hukukun ve düşünce dünyasının, böylesine yabancısı olmazdık.. Her kuşak, demokrasiyi, ekonomiyi ve Amerika'yı, her gün yeniden keşfetmek durumunda olmazdı..

O zaman, tarihin bir tekerrür olmadığı, fakat bilinçsiz ve bilgisiz insanların ve toplumların, aynı hataları, kuşaktan kuşağa tekrarladığı ortaya çıkardı..

Neyse.. Bu yakınmaları bırakalım..

Okulda öğrenmiş olmamız gerekirken, şimdi "milenyum yayınları" ile farkına vardığımız bazı bilgileri aktaralım..

Bizim dünyamızın da içinde bulunduğu "güneş sistemi" 5 milyar yaşında.. Dünyadaki ilk canlı organizma ise, 3,8 milyar yaşında..

Şu hepimizi aydınlatıp, ısıtan "güneş"e bir jumbo-jete binip gitmeye kalksak, bu yolculuk 20 yıl sürermiş..

Güneş ile dünyayı karşılaştırırsak, eğer güneşin çapı, 1.80 boyunda bir insan kadar olsaydı, bizim dünyamız, bu insanın ancak gözbebeği olabilirdi.

Güneş, merkezinde hidrojen çekirdeği olan bir nükleer reaktör. Örneğin Güneş'in bir saniyede ürettiği enerji, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir yılda üretilen tüm enerjinin 35 milyon katıdır.

Güneşin, şu andaki çapı, 1.4 milyon kilometre (dünyanın çapı 13 bin kilometre). Güneşin yakıtı azalmaya başlayınca 1 milyar yıl sonra, güneş şimdikine göre 100 misli küçülecek.. Sonra da, dünya dahil, tüm güneş sisteminin yok oluş süreci başlayacak..

Evet.. Bu tür bilgileri öğrenebilmek için, önümüzde sadece 1 milyar yıl var..

Demek ki, 1 milyar yıl içinde, eğitim reformu yapmamız şart..

ŞAKA

Çağdaş öcüler!..

Eskiden, yaramazlık eden çocukları anneleri, "Öcü geliyor" diye korkuturlardı..

Şimdi o çocuklar büyüdü.

Bazıları da önemli politikacılar oldu..

Şimdi onları nasıl korkutuyorlar dersiniz?

-Erol Evcil soruşturmasında yayın yasağı kalkıyor!..

-Alaadin Çakıcı'nın ifadeleri kamuoyuna açıklanıyor!..

Ne dersiniz?

"Öcü geliyor" sözü daha ürkütücü müydü?

BİLGİ

Evreni biliyor muyuz?

Her gün gazetelerde, televizyonlarda, uzayla ve dünyayla ilgili yayınları izlerken, bazı kavramlarla karşılaşıyoruz. Bunların özünü bilmekte galiba fayda var..

Mesela şu "ışık yılı", ne kadarlık bir sürati ifade ediyor?

Bir yılda, bir ışık yılı süratle sürekli giden bir araç, 9.5 milyar kilometre mesafe alıyor..

Uzay mesafelerini daha kolay anlamak için bir örnek verelim.. Gece göklerde gözümüzle görebildiğimiz yıldızlar arasında, dünyaya en yakın olanı "Proximo Centauri" adını taşıyor.. Bu yıldıza bir jumbo-jetle gitmeye kalkışsaydık, yolculuğumuz tam 5 milyon yıl tutardı..

Demek ki, "ışık yılı" süratine erişmeden, insanlığın uzak evrenlere yolculuğu bir hayal..

Depremler dolayısıyla dünyayı daha yakından tanımaya çalışıyoruz. Artık biliyoruz ki, üzerinde okyanusların ve kıtaların bulunduğu dış tabaka, 15 plakadan oluşuyor. Hareket halindeki bu 15 tabakanın sınırlarındaki oluşumlardan, depremler, yanardağlar falan meydana geliyor.

Peki dünyanın dış yüzeyinden, merkeze gitmeye kalksak, ne kadar mesafe almamız gerekir? Bu mesafe, 6 bin 500 kilometre.. Şu ana kadar insanın inebildiği en derin kazı ise, 12 kilometreye varmış.. Bunu bir yumurta ile karşılaştırırsak, insanoğlu, henüz yumurtanın katı dış kabuğunu aşıp, beyaz yumuşak bölgeye ulaşamamış..


7.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...