Türkiye'nin birikimi... | ||
|
ANKARA- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), Yunan hükümetine karşı dava açan Batı Trakyalı Müslüman din adamı İbrahim Şerif'le ilgili verdiği karar, Türk hükümetin "din ve devlet ilişkileri"ni yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Bu alanda şimdiye kadar yaşanan sıkıntıları dikkate alarak yeni bir çalışma başlatan hükümet, "dini çoğulculuk ile resmi laiklik anlayışının nasıl bağdaştırılacağı" konusunda Yargıtay Başkanlığı'ndan görüş istedi. Dışişleri ve Adalet bakanlıklarının öncülüğünde yürütülen çalışma kapsamında, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engel olan TCY'nin 312. maddesinin kaldırılması gündeme geldi. Hükümet, AB'ye üyelik sürecinde 2000 yılı içinde "din-cemaat-mezhep ve devlet" ilişkilerinde "devrim" niteliğinde düzenlemeler yapacak. Hükümet, "din ve devlet işleri" ile ilgili Anayasa ve yasalarda yer alan maddelerde değişiklikler yaparak, Avrupa hukukunun zorunlu hale getirdiği "kültürel çoğulculuğu" hayata geçirmeye çalışacak. İbrahim Şerif olayı Batı Trakya'da yaşayan Müslamanları sevince boğan AİHM'nin kararına konu olan olay şöyle gelişti: Batı Trakya'da Müslüman din adamı İbrahim Şerif, 1990 yılında Gümülcineli Türkler tarafından müftü seçildi. Yunan hükümeti bunu tanımayarak başka bir müftü atadı ve Şerif aleyhine, "Müftü kıyafeti giymek ve müftü olarak dini günlerde mesaj yayınlamak" 'suçlarından' dava açtı. Şerif, 12 Aralık 1994 tarihinde Selanik Tek Hakimli Üçüncü Ceza Mahkemesi'nin hakkında verdiği kararla 8 ay hapis cezasına mahkum edildi. Hapis cezasının karşılığı olan 567 bin Drahmiyi ödeyip serbest kalan Şerif, 4 Mart 1997 tarihinde Yargıtay'da temyiz istemi de reddedilince, 25 Eylül 1997 günü AİHM'e başvurdu. AİHM'nden tarihi karar AİHM, Yunanistan'ın, İnsan Hakları Sözleşmesi'nin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüyle ilgili 9. maddesini ihlal ettiği görüşüne vararak, İbrahim Şerif'e 2 milyon 700 bin Drahmi ödenmesini kararlaştırdı. AİHM'in bu kararı, benzer başvurular için "örnek" teşkil ediyor. AİHM'in oybirliği ile aldığı karar, Yunan yetkili makamlarının bundan böyle Türklerin dinsel özgürlükleri konusunda daha ihtiyatlı davranmasına neden oldu. AİHM'in bu kararında, 9. maddedeki özgürlüklerin kişisel olduğu kadar toplu olarak da kullanılabilmesi hükme bağlandı.
Evin GÖKTAŞ
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|