YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Bir türküyü dinlerken

Türküyü mutlaka duymuşsunuzdur.

"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar / Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler / Annesinin bir tanesini hor görmesinler / Uçan da kuşlara malum olsun, ben annemi özledim / Hem annemi, hem babamı, ben köyümü özledim."

Anlaşılacağı üzre, bir kızı uzak bir köye gelin etmişler. Uzun zaman olmuş ailesiyle görüşemeyeli. Annesini, babasını ve köyünü özlemiş. Özleyince ne yapsın, oturup türkü yakmış. Türkünün devamı şöyle geliyor:

"Babamın bir atı olsa, binse de gelse / Annemin yelkeni olsa, açsa da gelse / Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse..."

Demek ki kardeşleri yolu bilmiyor. Anne ve babası ise kızlarının hangi köye gelin gittiğinden haberdar, yolu da biliyorlar ama, baba yaşlı olduğu için bir ata ihtiyacı var. Atsız gidecek durumda değil.

Annesinin ise gelmesi için bir yelkeni olması gerekiyor. Öyleyse anne ile baba aynı yerde değil. Anne deniz aşırı ya da göl aşırı (ya da boğaz, muhtemelen Çanakkale) bir yerde. Velhasıl durum biraz karışık gözüküyor. Aslında hepsi bir araya gelebilse, topluca kızlarını ziyaret edebilirler. Tabii bu arada akla şu soru geliyor: Damat, kızı alıp götürse olmaz mı?

Anlaşılan o ki, olmuyor. Galiba damat hayırsızın biri (fikrimce). Kızı almış götürmüş ama annesini, babasını, kardeşlerini ve köyünü çok özlediği halde "kalk gidelim" deyip onların yanına götürmeye yanaşmıyor. Zor bir durum, zor.

Osman Abim evde mi?

Sevgili ağabeyimiz Osman Akkuşak'ı özledik. Bu sene, Ramazan'ı İstanbul dışında geçirmeyi tercih ettiği için, birlikte iftar yapma mutluluğunu elde edemedik. İnşallah gelecek sene yakalarız böyle bir fırsatı.

YA BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Aynı, parmak izi gibi, her insanın dil izi de farklıdır.

Ortalama bir insan, yılda 1.460'ın üzerinde rüya görür.

Soğan doğrarken sakız çiğnemek, gözlerin yaşarmasını önler.

Vücudumuzdaki kemiklerimizin dörtte biri ayaklarımızda bulunur.

Ampulü icat eden Thamos Edison karanlıktan korkardı.

Kürdan, Amerikalılar'ın boğulmasına en fazla sebep olan nesnedir.

İtalyan bayrağının tasarımını Napoleon Bonaparte yapmıştır.

Ketçap, önceleri ilaç olarak kullanılıyordu.

Uzay yolculuğunda taşınacak her kilo için gerekli olan yakıt miktarı 530 kg'dır. (Çıkmayı düşünüyorsanız, haberiniz olsun.)

Türk tipi inek ve binek

Bazıları hararetle Türk Tipi İnek projesinden bahsediyor. Eğer proje uygulamaya geçirilirse bir Türk tipi sığırımız olacak. Bu çok iyi de şimdiye kadar bizim bir Türk tipi ineğimiz yok muydu? Öyleyse piyasadaki bunca inek neyin nesi?

Ve bir soru daha: Bugüne kadar bizim bir Türk tipi bineğimiz neden olmadı? Hep İtalyan, Fransız, Alman, Amerikan, Japon vs. binekleri kullanmaktayız? (Karga)

Çalınan kaset: Kurutulmuş gül mevsimi

Selçuk Küpçük, geçen yıl Kurutulmuş Gül Mevsimi adlı kasetini vermişti. Tamamını dinleyemeden, kaseti merak ettiğini söyleyen bir arkadaşımız, çalmak için izin istemişti. Gidiş o gidiş. Kaset bir daha gelmedi. "Çalmak"tan kasıt neymiş, böylece anlaşılmış oldu.

Tekrar karşılaştığımda yüzsüzlük edip, niçin iki satır olsun kaset hakkında bir şey yazamadığımı anlattım. Selçuk, zarif adam. Tuttu, iki kaset daha verip iyice mahçup etti. "Birini daha kaybetsen bile diğeri kalır mı demek istiyorsun?" diye soracaktım ki, ikinci kasetin Yalçın Çetinkaya için olduğunu söyledi.

Günalp'ten çıkan kasette şu eserler bulunuyor: İlhami Atmaca'nın O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler, Müştehir Karakaya'nın Gelemem ay karanlık, Kuloğlu'nun Cezayirli, Mustafa İslamoğlu'nun Herkesle ağlanmaz, Ali Akbaş'ın Göç, Erzurumlu Emrah'ın Leyla, Alaaddin Özdenören'in Cebimde ölümüm, Cahit Zarifoğlu'nun Anılar defterinde gül yaprağı isimli şiirlerinden başka söz ve müziği kendisine ait olan Ölüm uzak değil ve Aman aman Hayrullah.

Şiirlerin seçimindeki titizliğe bir sözüm olamaz, gayet güzel. Müziklere gelince, ufak bir eleştiride bulunayım da müzik anlayışım anlaşılsın:

Bayım, notalardan şu "sol" var ya, işte onu pek az kullanmışsın bestelerinde. Yine de eline sağlık.

Kutlama

Petrole bulanmış karabatak ve martıları deterjanla yıkayan çevrecileri kutluyorum.

Görülüyor ki çevreciler bile bizim ürünlerimizi kullanıyor. Bu da gösteriyor ki ürünlerimiz çevre sağlığı için tehlikeli değildir!..

-Bir sanayici-


Faks: +90 (212) 613 14 92 - 93
7.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet ŞEKER

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...