YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Radikal'in projektörü

 
Türkiye'de doğalgaz ihtiyacının 2 bin 10 yılına kadar 54 milyar metreküp olacağını ileri sürüyor Enerji Bakanı Cumhur Ersümer. Enflasyonu düşürmek için daralma politikalarının benimsendiği, Türkiye'nin küçüldüğü, doğalgaz kullanan tekstil sektörünün iflas bayrağını çektiği, Nükleer Enerji Santrali'nin yapımının düşünüldüğü bir ortamda, doğalgaz ihtiyacı Enerji Bakanlığı'nın öngörülerine büyük ihtimalle uymayacaktır.

 

Basın, akla kurulan tuzaklarla dolu. Eğer, zihninizi çalıştırmaz ve her okuduğunuza inanırsanız, hatalı bilgilenme yüzünden doğrulara ulaşamazsınız.

Radikal'in 6 Ocak 2000 tarihli manşeti, enerji uzmanlarını güldürecek mahiyette.

"Refahyol'un gaz hatası 180 milyon dolara mal olacak"

ERBAKAN KAZIĞI!

"Erbakan'ın bütün itirazlara rağmen imzaladığı doğalgaz anlaşmasındaki 'al ya da öde' şartı nedeniyle İran, sınırda yaktığı gazın parasını talep etti."

Doğalgaz anlaşması

Mesele şu: İran üzerinden gelen Türkmen doğalgazı için, İran, sınırımıza kadar boru hattı inşaatını 1999 sonu itibariyle tamamladı. Türkiye ise, sınırdan aldığı gazı, aynı süre zarfında, Ankara ve Konya'ya taşıyacak boru hattını inşa etmedi.

Refahyol döneminde, bütün boru hatlarının ihalesi tamamlanmıştı. Buna mukabil, sadece, Doğu Beyazıt - Erzurum doğalgaz boru hattının sözleşmesi imzalanmıştı. Diğerlerinde, sözleşme aşamasındayken, Refahyol "irtica" dolayısıyla yıkıldı!!!

Durumdan vazife çıkaranların yanı sıra, durumdan yolsuzluk çıkaranlar da vardı.

Refahyol döneminde yapılan bütün ihaleler, biri hariç iptal edildi. Doğu Beyazıt - Erzurum hattı -sözleşme imzalandığı için- aynı müteahhit firmada kaldı.

İhaleleri iptal amacıyla Yılmaz Hükûmeti bir gerekçe buldu: Boruların çapı 40 inch'den, 48 inch'e çıkarılmalıydı.

Oysa İran tarafındaki boru çapı da 40 inch idi. Enerji Bakanı Cumhur Ersümer -inandırıcı olmasa bile- ihaleyi yeniden yapabilmek için, 48 inchlik bir mucip sebeb elde edebildi.

İhaleler iptal edilmeyip, Türk firmaları Erzurum'u, Ankara ve Konya'ya bağlayan boru hatlarını inşa etselerdi, 1999 sonunda 3 milyar metreküp Türkmen doğalgazı İran yoluyla Ankara'ya ulaşacaktı. Daha sonra da Konya'ya kadar uzun bir hatta, kapasite 10 milyar metreküpe çıkarılacaktı.

Kirli emeller

Radikal gazetesi, bütün bu gerçekleri göz ardı edip, inşaattaki gecikmeyi, Amerikan Solar firmasından kompresör alınmamasına bağlıyor.

Hem Meclis'te, hem de bazı gazete sütunlarında, boru hatlarını inşa edecek firmalara, neden 10 milyonlarca dolar avans verildiği soruluyor ya, şimdi firmalar savunmaya geçmişler ve "En iyi müdafaa hücumdur" hesabıyla başkalarını suçluyorlar.

Ve ne yazık ki, basını da kirli emellerine âlet ediyorlar.

Haydi kompresör ABD ambargosu yüzünden temin edilemedi diyelim.

Neden kilometrelerce uzunluktaki boru hatları da yapılmadı?

Kaldı ki, kompresör sadece Amerika'dan mı alınır? Başka hiç bir ülke kompresör satmaz mı?

Yalan ve iftira dahi atılsa, bunu bir aklî zemine oturtmak lâzım.

Kutan ne diyor?

Konu üzerinde, Recai Kutan'ın da görüşlerini sordum: "Biz, o tarihte, Ukrayna'dan uygun fiyata kompresör alacaktık" dedi ve şunları ilâve etti: "D'Amato kararına göre, 50 milyon doların üzerindeki yatırımlar için, ABD, İran'a ambargo uyguluyor. Biz ABD'den iki bakanla görüşmüştük. Onlara, bu yatırımın D'Amato kapsamına girmediğini anlatmıştık. Çünkü, İran'a bu ölçüde bir katkı sağlanmıyor. Gaz, İran'a değil, Türkmenistan'a ait. Bu bir. İkincisi, İran tarafındaki boru hattı yatırımını, Türkiye değil kendileri yapıyor. ABD'yi de ikna etmiştik. Kaldı ki, teslim garantisi almadan, niçin kompresörü ABD'den sipariş ettiler?"

O sâkin Recai Kutan, bir bir bunları anlattıktan sonra patlayıverdi: "Kompresörü alamadın... Boru hatlarını bitireydin ya kardeşim!"

Hesap sormak gerekirse

Bu arada hesap sorulacak kişi Erbakan değil, Mesut Yılmaz, Cumhur Ersümer ve Bülent Ecevit'tir.

İran'dan gelen doğalgazı Türkiye'de taşıyacak boru hatları (Kayseri - Ankara; Kayseri - Konya - Seydişehir; Erzurum - İmranlı; İmranlı - Kayseri boru hatları ve Doğu Beyazıt kompresörü) için, Botaş 71 milyon dolar avans verdi firmalara.

Eski Botaş Genel Müdürü ve eski Anap milletvekili Hayrettin Uzun, bu avansların haksız olarak ödendiğini iddia ediyor.

Uzun'a "Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, avansların, ancak hak-edişleri karşıladığını söylüyor" dedik.

İşte Uzun'un cevabı: "Avans, kazma vuracak aşamaya gelince verilir. % 80'i kredili bir proje söz konusu. Demek, kredinin Türkiye'ye gelmesi, Hazine işlemleri dahil bütün işlemlerin tamamlanması gerekirdi. Avans, tam inşaat başlama aşamasında ödenebilir."

Uzun'un bu cevabı üzerine tekrar Cumhur Ersümer'e soruyoruz: "Kayseri - Ankara boru hattı kaç kilometre, kaça ihale edildi, kaç kilometresi tamamlandı? Avans hangi tarihte verildi? O tarihte kredi işlemleri hangi aşamadaydı?"

Aynı soruları, Kayseri - Konya - Seydişehir; Erzurum - İmranlı; İmranlı - Kayseri boru hatları için de tekrarlıyoruz.

O zaman, hem avansların, hak-edişleri karşılayıp karşılamadığı, hem de boru hatlarının ne kadarının tamamlandığı ortaya çıkacaktır.

* * *

Tabii Radikal'in haberinin asılsızlığı bu şekilde daha da sırıtacak.

Kompresör gecikti; D'Amato dolayısıyla ABD kompresörü satmıyor. Ya, toplamı bin yüz kilometreden uzun olan boru hatları ne alemde? Avansı alan ve 1999 sonu işi bitirmek zorunda olan firmalar, bu hatların ne kadarını tamamladı?

Mavi Akım

Mavi Akım'ın hesabını soracaklarına, Doğu Beyazıt - Ankara - Konya hattının hesabını, hem de yanlış kişiden soruyorlar.

Türkiye halen, 10 milyar metreküp civarında doğalgaz kullanıyor. Suistimal söylentileri bir kenara bırakılsa bile, Mavi Akım'la, bütün kaynaklarımızı Rusya'ya bağlamış oluyoruz.

Neden?

DPT'nin tahminlerine göre ülkemiz 2 bin 10 yılında ancak 30 milyar metreküp doğalgaz tüketebilecek. 2 bin 10 yılında 30 milyar metreküp'ün tümünü Rusya'dan alacağız.

Batı Hattı'ndan (Moldavya - Bulgaristan - Trakya üzerinden) 14 milyar metreküp; Mavi Akım ile de 16 milyar metreküp sağlanacak.

2 bin 10 yılına kadar ihtiyaç ( 16+14) tamamen Rusya'dan karşılanmış oluyor.

Ersümer'in itirazı

Buna mukabil, Cumhur Ersümer itiraz ediyor. 2 bin 10 yılına kadar ihtiyacın 54 milyar metreküp olacağını ileri sürüyor.

Oysa gaz tüketimi, alternatif enerji projeleri ve sanayideki gelişmeye bağlı.

Enflasyonu düşürmek için daralma politikalarının benimsendiği, Türkiye'nin küçüldüğü, doğalgaz kullanan tekstil sektörünün iflas bayrağını çektiği, Nükleer Enerji Santrali'nin yapımının düşünüldüğü bir ortamda, doğalgaz ihtiyacı Enerji Bakanlığı'nın öngörülerine büyük ihtimalle uymayacaktır.

Cumhur Ersümer varsayımlarını, Türkiye'nin gelecek 10 yıldaki tercihleri ve yönelişlerine mi dayandırıyor?

Yoksa inşaat firmalarının ihtiyaclarına mı cevap vermeğe çalışıyor?

Kazığın büyüğü

"Ya al, ya öde" (Take or pay) uygulaması sadece İran'dan gelen doğalgazda değil, diğerlerinde de var.

Böylece, yakın bir gelecekte Türkiye, ya ihtiyacından fazla elektrik üretecek, ya da alamadığı gazın bedelini Rusya'ya ödeyecek.

Üstelik Yap-İşlet-Devret modelindeki doğalgaz termik santrallerinde, TEAŞ, 3,5 cent yerine elektriği 9 centten almayı taahhüt ediyor.

Esas kazık burada. Radikal, yanlış bir yere projektör tutuyor. Acaba diğer bölgeler kararlıkta kalsın diye mi?


7.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...