YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Rutin sözleri

Meğer ki 'Rutin'in hayatımızda ne önemli yeri varmış... Araştırmacı Karga'mız bir liste ortaya çıkardı. Bakalım, bakalım.


* Ayağını rutinine göre uzat.
* Rutin rutine baka baka kararır.
* Rutinle yatan, potinle kalkar.
* Ak rutin, kara gün içindir.
* Yalancının rutini yatsıya kadar sürer.
* Rutin dışına çıkılmayan yerden duman tütmez.
* Rutin, dalında güzeldir.
* Söyle rutin dışına çıktığını, oysunlar gözünü.
* Ayıdan post, rutin dışı adamdan dost olmaz.
* Fazla rutin, âşık usandırır.
* Rutin dışına çıkmak, uzaktan kulağa hoş gelir.
* Söylenecek rutin, dilde durmaz.
* Kurt, rutinli havaları sever.
* Duvarı nem, insanı rutin yıkar.
* Zenginin rutin dışına çıkması, züğürdün çenesini yorar.
* Görmemişin oğlu olmuş, çekmiş rutinini koparmış.
* Sakla rutini, gelir zamanı.
* Rutin dışına çıkan dağlar aşmış, rutin dışına çıkmayan yolunu şaşırmış.
* Söz gümüşse, rutin altındır.
* Rutin, canın yongasıdır.
* Rüzgârın ardı yağmur, rutinin ardı kavga.
* Rutinden ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.
* Rutin dışına çıkan, Üsküdar'ı geçti.
* Bana rutinini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Ne olacak bu patatesin hâli?

Kilo maliyeti 50 bin liraya yaklaşan patatesin, toptan satış fiyatı 20 bin lira. Yine de satılamıyor, depolar tıka basa patates dolu. Herkes buna bir çözüm yolu bulma derdine düştü.

Patates ekmeğini deneyen Ecevit, lezzetini beğendi.

Demirel, "Patatese de bir babalık yap" diyerek kendisini ziyarete gelen patates üreticilerine destek vereceğini açıkladı ve "Orada öyle yanınızda tutmayın, getirin şu patates çuvalını buraya anasını satayım" türünden bir yaklaşım gösterdi meseleye.

Büyük otellerin aşçıları, patatesten kırk türlü yemek yapma yarışına girdi hatta baklava dahil herşeyi yapmayı başardı.

Patatesçiler, fındıkta olduğu gibi, "aganigili" patates reklamı yapmanın yollarını arıyor.

Özetle, herkes patates için seferber oldu.

Aslında, fazla büyütülecek bir mesele değil bu. Hatta çok basit. Bakın şöyle: "..yet"li gazetelerden birine gitmeli patatese çözüm bulmak isteyenler. Promosyon olarak patates verilmesi için görüşmeliler.

"Bir gazete alana, beş kilo patates bedava... Çekilişsiz kurasız... Bedava!.. Kupon yok, beklemek yok!.."

Tabii, rakip gazete durur mu, o da hemen ertesi gün başlayacak reklam kampanyasına.

"Ev kadınları artık akşama ne pişireyim diye düşünmeyecek. Patates çorbası, patates köftesi, patates püresi, patates baklavası... İşte size mis gibi mönü. Hem ucuz, hem kolay!.. Gel vatandaş gel!.."

Ekranlarda patatesin ne kadar faydalı olduğunu anlatan profesörler çıkacak... Her kanalın kendine has bir patates uzmanı Prof.'u olacak.

"Patatesle beraber yaşamayı öğrenmeliyiz" sözü tarihe geçecek... Türkiye haritası üzerinde patates üretim hatlarının nerelerden geçtiği gösterilecek...

En iyi patates yemeği pişirme yarışmaları düzenlenecek... Patatesin zekâyı da artırdığı herkes tarafından öğrenilmiş olacak...

Ondan sonrası kolay. Bir aya kalmaz herşey çözülmüş olur. Dahası, üretim yeterli gelmez; hem dışarıdan almanın yollarını ararız, hem de herkes bahçesinde, balkonunda patates yetiştirmeye çalışır. Bizden söylemesi.

5+5 formülü çok mu zor?

Dün, şöyle bir haber yer aldı haber bültenlerinde: "Demirel, bütün gün 5+5 formülü üzerinde çalıştı."

İnsaf yahu!.. 5+5'in bütün gün çalışılacak nesi var?

Sevgili Salih Memecan'ın Limon'u da ne zamandır 2+3 formülü üzerinde çalışıyor, bir türlü sonuca ulaşamadı tıpkı Demirel gibi.

Limon'un çözemeyişini normal karşılayabiliriz ama, koskoca Demirel'in bu işe bir tam gününü ayırmasını doğrusu çok yadırgadık.

Diyelim ki kendisi çözemiyor. Kırk tane danışmanı var. Sorsun birine, 5+5'in kaç ettiğini hemen öğrensin. Şayet onlar da çözemezse, bize sorsunlar.

Efendiler, 5+5, sonuç itibariyle 10 eder.

Nokta

Sermayeye eklenen kâr üzerinden vergi almaya niyetlenen Maliye Bakanlığı, sonunda Sakıp Ağa'yı da kızdırdı.

Ben de kızıyorum Maliye Bakanlığı'na. Benimki başka sebepten. Bakanlığın giriş kapısı üzerinde bulunan yazı dikkatinizi çekti mi hiç? Tam olarak şu şekilde bir yazı var:

T.C
MALİYE BAKANLIĞI

Türkiye'nin kısaltılması olan T'ye nokta koymuşlar, Cumhuriyeti'nin kısaltılışı C'nin noktası yok.

Bu tür kısaltmaların iki yöntemi vardır. Ya ikisinde de olur, ya hiç birinde olmaz... Birine koyup diğerine koymazsan, ayıp olur. 'Cumhuriyeti' size karşı ne kusur işledi de onu noktadan mahrum ettiniz? Sanki ülkede nokta kıtlığı var.

Olgun insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen adamdır.
Konfüçyus

Çocuk konferansı

Çocuk Hakları Okulu'nda yarın saat 13.00'te Prof. Doğan Cüceloğlu "Çocuk Kimdir?" başlıklı bir konferans verecek. Aney babey ve öğretmenlerin bu konuya ilgi göstereceklerini tahmin ederek, hemen adresi veriyoruz:
Zafer Sok. 17 Nişantaşı-İst. Tel: 212.240 23 83

Bir DJ'in varsa söyle.

Hatemi de "glastnost" yapacak ama, alnında Gorbi'ninki gibi leke yok!

Baba için şiir

Gözümüzü açtık: "baba"
Çocuktuk ufacıktık, yine "baba"
Delikanlılık çağımızda da "baba"
Büyüdük, yaşlanmaya başladık, hâlâ "baba"
İlle de baba, ille de baba
Yeter be baba, yeter be baba....
Fahrettin Uludağ


Faks: +90 (212) 613 14 92 - 93
18 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet ŞEKER

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...