YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Döviz rezervi artışı anlamlı değil?

 
Döviz kazığa bağlandığı için Merkez Bankası'nın döviz rezervinin azalması gerekir gibi bir tezin bilimsel geçerliliği bulunmamaktadır.

 

Bir ekonomi yazarı Merkez Bankası'nın döviz rezervinin azalmayıp arttığından bahisle olumsuz göstergelerin abartıldığını ve dövizdeki olumlu görünümün çok önemli olduğunu iddia ediyor.

4 Şubat 2000 tarihindeki 23.5 milyar dolar döviz rezervini bir yıl önceki 20.4 milyar dolarlık rezerv ile karşılaştırarak artışın dikkate alınmasını istiyor.

Bu arada belirtelim, son 7-8 aydır Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinde önemli bir değişiklik olmamış.

Dövizin kazığa bağlanması, alternatif yatırım araçlarının getirileriyle birlikte değerlendirilirse anlamlı olur.

Döviz kur sepetinde 2000 yılı için hedeflenen artış % 20. Yani 2000 yılında döviz % 20 oranında devalüe edilecek.

Döviz kazığa bağlandığı için Merkez Bankası'nın döviz rezervinin azalması gerekir gibi bir tezin bilimsel geçerliliği bulunmamaktadır.

Dövizin fiyatında öngörülen, belirlenmiş artış yatırımcıların beklentilerinin altında ise tam tersine rezerv artar. Zira, dövizden kaçış başlar, insanlar ellerindeki dövizleri TL'ye çevirirler. Merkez Bankası da 'son başvuru makamı' olarak dövizleri satın alır.

Faizlerin düşmesi ve cazibesini kaybetmesi ile birlikte paranın dövize yönelebileceği ve bunun da Merkez Bankası'nın rezervlerini azaltabileceği düşünülebilirse de dövizin belirlenmiş artışı (%20), düşen faiz oranlarının altında olduğu için dövize yönelmek akıcı bir davranış olmaz. Ayrıca faizden çıkan paranın geçici de olsa yönelebileceği bir başka yatırım yeri, borsa, bulunmaktadır.

İhracatın azalması ve/veya turizm gelirlerindeki düşüşler cari işlemler dengesini olumsuz yönde etkileyerek Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinde erozyona yol açabilir. Ancak, mevcut dengenin bozulması ve döviz talebinin bu gelişmelerden etkilenmesi 3-5 ay içinde olmaz. Zaman alır.

Belirleyici ithalat rakamlarıdır

Esasında dövizin kazığa bağlanması ve aşırı değerlenecek TL'nin ihracatı ve turizmi olumsuz yönde etkileyerek döviz talebini artırmasından daha önemlisi, uygulanan politikaya ithalatın vereceği tepkidir. Tüketim artışı ve ekonomide yaşanabilecek canlanma ile birlikte ithalatın patlama yapacağı kuşkusuzdur. Geçtiğimiz yıl iç talepteki azalmanın etkisiyle baskı altına alınan ithalat, ekonomik canlanmayla birlikte atağa kalkacaktır. Halen paranın gidebileceği yatırım yerinin olmaması, tüketimi artırıcı fonksiyon ifa edebilecektir.

İhracat ve turizm gelirlerinde azalma olmasa dahi ithalatta yaşanacak sıçrama, cari işlemler dengesi ve Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini olumsuz yönde etkileyecektir. Bu gerçek ortada iken rezervin azalmadığını dayanak yaparak olumsuz yorumları eleştirmek hiç yakışık bu Yazar'a.

IMF'nin kahve ziyareti

Anlaşılıyor ki İMF heyeti Türkiye'yi su yolu yapacak. Sanki kahve içmeye geliyorlar. İşi sıkı tuttukları kesin. Türkiye'de enflasyonu ortadan kaldırmak için canla-başla çalışıyorlar. Ekonominin dümeni tamamen ellerinde. İstedikleri anında yerine getiriliyor. Meclis İMF'nin sayesinde ortalama çalışma saatlerini artırdı. Son dönemde çıkan ve ekonomiyi ilgilendiren kanunların hepsinde İMF'nin parmağı var. İşte size örnekler.

Vergi düzenlemeleri, sosyal güvenlikle ilgili değişiklikler, uluslararası tahkim ve bankalarla ilgili düzenlemeler, kira artışlarının sınırlandırılması.

Bir çırpıda insanın aklına gelenler.

İMF heyeti biraz kaygılı. Ocak ayı enflasyon rakamı moralleri bozdu. Faizlerin, tahminlerin altına düştükten sonra, tekrar artmasının beklentilerde meydana getirdiği hayal kırıklığı hoşlarına gitmedi.

Hükümetin önümüzdeki 3 yıl için enflasyon taahhüdüne girmesini eleştiriyor İMF çevreleri. Böyle bir açıklama beklenti ve hedeflerde revizyon yapılacağı beklentilerini kuvvetlendiriyor.

Enflasyon başta olmak üzere önemli büyüklüklerde revizyona gidilebilir. Daha mürekkebi kurumadan değiştirilen hedef ve tahminler ekonomi yönetiminin güven kaybetmesine yol açar.

İMF'nin işi kolay değil. Türkiye'ye siyasi destek veriliyor. Bu nedenle İMF Türkiye'de başarılı olmak istiyor. Kendi itibarı için de gerekli bu. Bekleyip göreceğiz.


18 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nurettin CANİKLİ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...