YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Bu fıkraların Demirel'le ilgisi yok

Cumhurbaşkanlığı seçimleri güncel bir konu. Matematik de çok revaçta. 4+4, 5+5, Demirel+Demirel gibi formüller gırla gidiyor. Daha iki gün önce mümtaz parti liderlerimiz 5+5 formülünü imzaladılar. Binanaleyh, böyle zamanlarda, yazılıp çizilen herşeyin Cumhurbaşkanı ile irtibatlandırılması ihtimal dahilindedir.

24 saat çalışarak memleketimizin her türlü işini yoluna koyan yetkililerimiz, bir gaflet anlarında şu köşeyi doldurmak için aşağıya yazacağım fıkraları yanlış yorumlamasınlar diye, gerekli uyarıyı yazının başlığında yaptım. Tekrar ediyorum: Minik bir tebessüme vesile olur diye köşeme aldığım bu fıkraların Cumhurbaşkanımız Demirel'le ya da başka bir büyüğümüzle hiçbir ilgisi yok.

Fıkraların biri dış kökenli, ikisi iç kökenli. Bakalım beğenecek misiniz?

Fıkra bu ya, Şili'nin uzun menzilli devlet başkanlarından Pinochet ağır hastaymış. Döşeğinde, ölümle pençeleşiyormuş. Halk, Pinochet ölüyor diye malikhanenin etrafına toplanmış. Onbinlerce insanın çıkardığı uğultu, malikhanenin içinden de işitiliyormuş. Pinochet neler olup bittiğini merak etmiş. Solgun gözlerle yaverine bakmış. Yaver de ona bakmış. Gözgöze gelmişler.

PİNOCHET: Ne bu gürültü? Dışarıda neler oluyor?

YAVER-Efendim, halk akın akın buraya geliyor. Dışarıda onbinlerce insan toplandı.

PİNOCHET- Peki, ne işleri varmış? Niçin gelmişler?

YAVER- Efendim zat-ı âlinize veda etmek istiyorlar.

PİNOCHET- Allah Allah! Nereye gideceklermiş?

(Laf aramızda, ben böyle bir hadisenin vuku bulabileceğine inanmıyorum. Bir kere Pinochet, hâlâ sağ. Biraz hasta ama, o yaşta o kadar hastalık normaldir. Ayrıca, şu anda başı büyük dertte. Avrupa'da mahkeme mahkeme dolaşıyor. Son gelen habere göre mahkemeden yakayı kurtarmak için deli raporu almaya çalışıyor.)

Bu da bir köylü fıkrası. Fıkra bile sayılmaz. Kısacık bir şey. İsterseniz 'mesel' diyelim:

"Ayıya, 'bal yer misin?' diye sormuşlar, 'gülesim geliyor' demiş."

(Bu 'mesel'i bazen "Armut yer misin" şeklinde de söylerler.

Temel'siz fıkra muhabbeti olur mu? Olmaz.

Temel, yaşlı ve dul annesiyle birlikte yaşıyormuş. Bir gün, annesini yürüyüşe çıkarmış. Yolda okul arkadaşı Dursun'a rastlamış. Hoş-beşten sonra Dursun, Temel'e takılmış:

-Yahu Temel, şu anneni niçin evlendirmiyorsun?

Temel, Dursun'un bu görüşünü makûl bulmamış:

-Saçmalama Dursun! Annem kocadı. Baksana, ağzında diş kalmadı...

Bunun üzerine Temel'in annesi atılmış. İşaret parmağıyla, ağzında kalan son dişi oğluna göstermiş:

-Niye öyle diyorsun oğlum? Şu koskoca dişi görmüyor musun?

Belki inanmayacaksınız ama, bu fıkraların Bülent Ecevit, Jimmy Carter, Fas Kralı Hasan (Biliyorsunuz Kral Hasan öldü. Kral Hüseyin de öldü) ve bir zamanların büyük jönü Cüneyt Arkın ile de ilgisi yok.


18 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf Ziya Cömert

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...