Futbolun endüstriyel sektör olduğu Almanya, İspanya, İtalya ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerin futbol takımlarını izleyen spor yazar ve yorumcuları elbette saha içindeki futbolcuların her türlü hareketlerini eleştirebilecek.

Futbolun güzelliğinden çok olumsuzluklarının yaşandığı ülkemizde, 1. Lig kulüpleri içinde ekonomik krizle boğuşmak zorunda kalan futbolcular, yöneticiler ve teknik adamlar da eleştirilerden nasibini alan kişiler. Ama Türk ekonomisine paralel kulüplerimizin de yere sağlam basmaması, basının da sürekli futbolcuları eleştirmesi toplumu germekten başka işe yaramıyor.

Teknik direktörlüğü döneminde iki kez darbeye maruz kalan, adidas şapkasını alan gönderilen Sümer'in bu talebelerine gelince oyunun ilk 20 dakikasında ortaya koydukları şok presle rakibini çok iyi durdurdu ve öne geçen golleri de attı.

Gökdeniz, Jarro ve Aurellio üçlüsüne Da Silva ve Zafer'in çok istekli ve arzulu oyunu Bordo-mavili takım için bir kazançtı. Belki futbolu gösterişli değil ama topu ayağına aldığı zaman Bordo-mavili takımın rahatlatan isim Erman, ikinci yarıda tam tersine sahada yok gibiydi.

Denizlispor özellikle 10 kişi kalmasına rağmen Trabzonspor'un üzerine gitti, Bordo-mavili kalede net pozisyonlar buldu. Maçın dönüm noktası ise 85. dakikadan sonra değişti. Konuk ekibin Muzaffer'le kazandığı penaltı golünden sonra maçın böyle bitmesi beklenirken uzatmalarda Coşkun'un şok golü Avni Aker'i sessizliğe soktu. Trabzonspor, kendi evinde kazanacağı maçı berabere bitirerek kötü gidişini durduramadı.

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu