Suriye, Şaron'un başbakan seçilmesi halinde Ortadoğu barışında ilerleme kaydedilemeyeceği görüşünde olduğunu açıkladı. Suriye'de İsrail seçimleriyle ilgili görüş bildirilmemekle birlikte, bazı siyasi uzmanların, "Şaron'a oy vermenin savaşa oy vermekle eşdeğer olduğu" şeklindeki sözleri aktarılıyor.

Suriyeli siyasi uzmanlar, yarınki seçimlerin Suriye'de "terörist ve ırkçı" olarak adlandırılan Şaron'un zaferiyle sonuçlanmasının, Ortadoğu'da barış umutlarını tamamen öldüreceğini savundular. Uzmanlar, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a tartışmalı Golan Tepeleri konusunda "altın değerinde bir öneri" sunulsa bile, Esad'ın Şaron ile anlaşma yapmayacağını öne sürüyor.

Öfke günü çağrısı

Filistinli 13 örgütü bünyesinde toplayan "İslami ve Ulusal Güçler" koalisyonu, Filistinliler'i, İsrail'de 6 Şubat'ta yapılacak başbakanlık seçimleri dolayısıyla "öfke günü" düzenlemeye çağırdı. Filistin basınında yayınlanan haberlerde, koalisyonun, "ulusal hedeflere ulaşmak için, stratejik tercihleri olan İntifada hareketinin devam edeceğini ortaya koymak ve şehitleri anmak" amacıyla Filistinliler'i yeni bir öfke günü düzenlemeye çağırdığı belirtildi. Aralarında Filistin lideri Yaser Arafat'ın El Fetih örgütü, Hamas ve İslami Cihad gibi grupların bulunduğu koalisyon, İntifada hareketinin yoğunlaştırılması amacıyla "ikinci öfke günü"nün 9 Şubat'ta yapılması çağrısında bulundu. Koalisyon ayrıca, İsrailli Arapları başbakanlık seçimlerinde oy kullanmamaya davet etti.

BARAK YANLIŞ YAPTI

Barak, İsrail'in en yakın müttefiki ABD'nin, Avrupa'nın ve en önemlisi de Filistinliler'in desteğini arkasına almışken, barış sürecinde nihai bir sona ulaşamayarak, halkının gözünde de eski popülaritesini yitirdi. Barak'ın Filistinliler'le bir barış anlaşması imzalayamayarak, seçmenlerinin beklentilerini karşılayamadığına dikkat çekiliyor.

Clinton'ın barış umuduydu

İşçi Partisi lideri Ehud Barak, 17 Mayıs 1999'da yapılan seçimlerde, Likud lideri Binyamin Netanyahu'yu geride bırakarak, yüzde 56.8 oranında oy alarak başbakanlık koltuğuna oturdu. Galibiyeti, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton tarafından "Ortadoğu'da yeni bir şans doğdu" sözleriyle kutlanan Barak, seçim kampanyası sırasında Amerikan yönetiminin tam desteğini aldı. Netanyahu döneminde gerilen ABD-İsrail ilişkilerinin Barak'ın işbaşına gelmesiyle düzeleceğini düşünen Washington, kendisine yakın uzmanları İsrail'e göndererek seçim hazırlıklarında Barak'a destek verdi. ABD-İsrail ilişkilerinde Netanyahu'nun başbakanlığı sırasında gözlenen gerginlik, Amerikan yönetiminin Netanyahu'nun karşısında yer almasından kaynaklandı.