YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Siz istemiştiniz, şimdi niye ayak sürüyorsunuz?

Herkesin ağzında dolaşan bazı sloganlar vardır; esas test, ağızdan düşmeyen slogan hayata geçirilmeye çalışıldığında yaşanır. Türkiye 'yolsuzluk' konusunda böyle bir test döneminden geçiyor; düne kadar "Yolsuzluklarla mücadele" sloganını dilinden eksik etmeyen ve 'dürüstlüğü' kimselere bırakmayanlar, yolsuzluklara karşı açılan gerçek mücadelede teker teker vagondan atlıyorlar...

Seçim kampanyasında 'yolsuzluklara mücadele' silâhını kullanan MHP ile hayatı boyu 'dürüst politikacı' bilinerek gelmiş Bülent Ecevit'in şu sıralarda yaşattıkları derin hayal kırıklığı herkesin mâlûmu. Başbakan Ecevit hem sözlü olarak, hem de adalet bakanını devreye sokarak, yargıya alenen müdahale ediyor... MHP ise, yolsuzluk dosyalarının açılacağı günler için muhalefetin sesini şimdiden kısmak isteyenlere yumruk olmaya teşne görüntüsü veriyor: MHP'li Meclis başkanı oturumları naklen yayımlayan TRT-3'e sansür uyguluyor; söylentiler doğruysa, Meclis yayınını tamamen kesme projesine destek veren de o...

Esas şaşırtıcı olan, sistemdeki bozukluklardan şikâyet edip duran, kurdukları özel komisyonlarda 'siyasetteki kirlenmeyi' tartıştıran, yolsuzluklara, rüşvete, kayırmacılığa karşı çıkan ülkenin 'şişman kedileri'nin tavrı... Yolsuzlukların ve yanlışların üzerine kararlılıkla yürümeye başladığını görünce, yargının haddini aştığına dair sözcükler TÜSİAD sözcülerinin ağzından dökülmeye başladı. İlk bakışta mâsum gelen eleştirilerin altını kazıdığınızda, burjuvazinin geçmişte verdiği görüntünün yanıltıcı olduğunu anlayabiliyorsunuz...

Antonio Di Pietro adını, İtalya'daki 'temiz eller kampanyası' sırasında duymamış olanlarınız bile, biraz kendinizi zorlarsanız, Türkiye ziyareti sırasında kopan gürültüden hatırlayacaksınız. İtalyan savcı, bundan dört yıl önce özel bir programla Türkiye'ye geldi ve İstanbul'da düzenlenen seçkin dâvetlilerin katıldığı bir toplantıda, sistemdeki bozukluklarla nasıl mücadele edilebileceğini kendi ülkesinden örneklerle anlattı. O günlerde çıkan haber ve yorumlar arşivlerde duruyor. Hemen her yorumcu, İtalya örneğindeki paralelliklerden hareketle, Türkiye'de de benzer bir kampanya açılması gereğine işaret etmekten geri durmamıştı. Eksiğimizi de görmekte gecikmedik: Gerçeğin, sadece gerçeğin peşinden giden, güç karşısında eğilmeyen, satın alınamayan savcı ve yargıçlar...

Dikkatinizi çekmek istediğim nokta, Di Pietro'yu Türkiye'ye getirip iş dünyasının, bürokrasinin ve medyanın öndegelenleriyle karşılaştıran TÜSİAD'ın, arada yolsuzluklar konusunda geniş çaplı araştırmaları da desteklemesine rağmen, cesur ve satın alınamaz savcılardan bugün ürkmesi. El konulan bankalardaki sorumlulukları yüzünden, bazısı üyeleri olan işadamları da, bileklerine kelepçe takılarak cezaevlerine sürüklendi ya, TÜSİAD, savcıların ileri gittiklerine inanıyor...

Benzer bir durum hükümeti oluşturan koalisyon ortakları arasında da hissediliyor. Yolsuzluklar sadece işadamlarıyla, ya da dolandırıcılığı meslek seçmiş tiplerle sınırlı değil, bunlarla işbirliği yapan bazı bürokratlar da burunlarına kadar pisliğe batmış görünüyorlar. Bürokratın yüz bulduğu, bazen emirle tâlimâtını yerine getirdiği siyasiler de olmalı, dolayısıyla siyasi boyutu da var yolsuklukların; nitekim, son operasyonların bazı siyasilerin hânelerine kadar eriştiği biliniyor. Başbakan Ecevit'in endişeye kapılması yanlış değil; pis kokular giderek burna yakın bir yerlerden gelmeye başladı...

Aslına bakılırsa, savcılar öncülüğünde yürütülen operasyonları şu noktada engellemek, siyaset mesleğine yapılacak en büyük kötülük olacak... Ne kadar gizlenmeye çalışılırsa çalışılsın, şu ana kadar öğrenilenler, ülkemizdeki yolsuzlukların fakirliğin gerçek sebebi olduğunu gösterdi; her vergi mükellefi, soyulan devlet kaynaklarını telâfi etmek için gerekenden yüzde 36 daha fazla vergi ödüyor. Bürokraside tepe noktalarda bulunan bazılarının, siyasetteki arkaları sayesinde, küçüklü-büyüklü rüşvet aldıkları fezlekelere geçti. Henüz telâffuz edilen aktif politikacı adı yok; ancak soygunların siyasi desteksiz gerçekleşmeyeceğini ilkokul çocukları bile idrak ediyor...

Bu noktadan geri dönüş Türkiye açısından ihanettir. Savcılara "Fazla ileri gidiyorsunuz" diye karşı çıkanların ihanetini, biz unutsak bile, tarih unutmaz...


5.ŞUBAT.2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...