Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Siyasi partiler ve yönetilemeyen Meclis
"Demokrasi" ile "ekonomi" arasındaki ilişki uzun zamandan beri sosyal bilimlerin ana tartışma konusu oldu. Kimi uzmanlar demokrasinin ekonomik gelişmeye "destek" olduğunu savunurken, kimileri de "köstek" olduğunu ileri sürdüler. "Planlı" ekonomiyi savunanlara göre, "demokrasi" ile "ekonomi" birbiriyle çatışan ve kesinlikle bağdaşmayan iki farklı alandı. Bunun için, dünyadaki "dayatmacı" yönetimlerin değişmez örneği ve öncüsü eski "Rusya" oldu. Onlar, demokratik yönetimin yolsuzluklara yol açacağına inanıyorlardı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, "demokrasi" ile "ekonomi" arasında ters orantılı değil, doğru orantılı bir ilişki olduğu ortaya çıktı. "Demokrasi"si sağlıklı olmayan ülkelerin, "ekonomi"lerinin de sağlıklı olamıyacağı açıkca görüldü. Türkiye'deki ekonomik başarısızlığın kaynağında da elli yıldan beri, bir türlü işlerlik kazandırılamayan "demokrasi" var. Kendileri demokratik olmayan siyasi partiler, Meclis'i "iktidar" ve "muhalefet" partilerinin kıran kırana savaştığı bir alanına çevirdiler. Türk demokrasisi "şehit" vermeye devam ediyor. Son şehidini de geçen hafta verdi. İktidar partileri, muhalefet partilerinin sesini kısmak için, Meclis'teki çoğunluğuna dayanarak, dayatmacılığın akılalmaz örneğini verdiler. Onlar "tek parti" zihniyetinin "yılmaz" savunucuları olmaya devam ediyorlar. Türkiye'nin "yarı" demokratik görünümden kurtulabilmesi için, her şeyden önce siyasi partilerin "demokratik" bir yapıya kavuşturulması gerekir. Her siyasi parti başkanının "tek parti" yönetimlerinin liderlerine özendiği bir ülkede, Meclis gerçek görevini hiçbir zaman yerine getiremez. "Siyasi partiler" demokratik yönetimlerin vazgeçilmesi mümkün olmayan kurumlarıdır. Ancak kendileri "demokratik" olmayan siyasi partiler, ister iktidarda, isterse de muhalefette olsunlar, "demokrasi"nin öncüsü ve güvencesi olamazlar. Demokratik mekanızmanın işlemediği bir ülkede, ekonomik mekanızma hiç işlemez. "Demokrasi" düşmanı iktidar partilerinin elinde Meclis yönetilemez hale geldi. Aynı partilerin kötü yönetimiyle de "ekonomi" tıkandı. "Meclis" gibi, "ekonomi" de yönetilemez hale geldi. "Demokrasi"deki tıkanıklık her alana yansıdı. Bütün kesimleriyle "ekonomi" durdu. Finansal yapısı zaten zayıf olan işletmeler, finans kesimindeki daralmayla büyük bir işletme sermayesi sıkıntısına düştüler. Birçok işletme küçük borçlarını bile ödeyemez durumda. Önümüzdeki günlerde iflaslar birbirini izleyecek. Güçlü görülen pekçok "holding", büyük sarsıntılar geçirecek gibi görünüyor. "Demokrasi"nin iyi işlemediği bir ülkede "ekonomik" büyüme sağlanamaz. "Demokratik" mekanızmadaki işlerlik ekonomik yapıdaki istikrarın en büyük güvencesidir. Demokrasiden geçer not alamayan bir hükümetin ekonomiden geçer not alması mümkün değildir.
ngurdogan@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|