YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan


  Arşivden Arama

 

 

İnkâr edilerek doğrulanan gerçekler

Süleyman Demirel'in 12 Eylül darbesinden haberi var mıydı? "Darbeler öncesinde MİT bilgi akışını kısar, gelişmelerden haber vermez" yakınmasının sahibi Süleyman Bey, bugüne kadar, "Benim haberim yoktu, kardeşim" tavrını sürdürdü.

Oysa, kendisiyle yakın çalışanlar, Süleyman Demirel'in darbenin geleceğini önceden bildiği kanaatindeler. Kimbilir kaç yakınından bunu teyit eden değişik anektodlar dinledim. "Kendisine bağlılık duyan askerler Süleyman Bey'i önceden uyardılar" diyen yakın mesai arkadaşları da var Süleyman Bey'in... Bu sebeple, Cüneyt Arcayürek'in yeni çıkan ve "Etekli demokrasi" adını taşıyan anılarındaki, "Deniz kuvvetleri komutanı Bülend Ulusu, Coşkun Kırca aracılığıyla, Demirel'i uyardı" bilgisine, Süleyman Bey'in, "Böyle bir şey yok, kimse beni uyarmadı" itirazını yükselttiğini okuyunca çok şaşırdım...

Kendisini küçültür diye mi endişe ediyor, nedir...

Coşkun Kırca, "Ben yazsaydım başka türlü yazardım, ama anlatılan esas hatlarıyla doğru" diye teyit etmiş aktarılanı. Cüneyt Arcayürek, Ulusu'nun, o sıralar büyükelçi olan Coşkun Kırca'yı çağırıp, "Biz müdahaleye karar verdik. Demirel senin yakın tanıdığın, git söyle kendisine, bir yolunu bulup istifa etsin. Mesela bir dış mesele bularak çekilsin. Darbeye bir kez daha maruz kalmasın" diye uyardığını yazmakla iyi etmiş...

Beni esas şaşırtan Demirel'in tavrı değil, Bülend Ulusu'nun inkârı... Kendisiyle konuşan Hürriyet'e, "Biz Demirel'e katiyyen böyle bir mesaj göndermedik" demiş... İtiraz ettiği, anekdotun, "Ulusu uyarıyı darbeden 23 gün önce yaptı" bölümü herhalde. Çünkü, Adnan Başer Kafaoğlu ile birlikte 'darbeye anayasa hazırladıkları' ithamına mâruz Coşkun Kırca'yı kabul edip görüştüğünü doğruluyor Bülend Ulusu... Görüşme 1979 yılında olmuş ona göre...

Bu tartışmanın bence en yararlı yönü, Coşkun Kırca'nın, 1980 öncesinde bile, "Süleyman Demirel'in yakın dostu" olduğunun bir kez daha kayıtlara geçmesi. 27 Mayıs sonrasında Yassıada Mahkemesi'nde DP iktidarı aleyhine tanıklık yaptığı bilinen, 12 Eylül öncesinde askerlere anayasa hazırladığı kulaktan kulağa fısıldanan Coşkun Kırca ile 27 Mayıs'ın küllerinden doğan ve 12 Eylül'le devrilen Süleyman Demirel dostluğu, hiç kuşkusuz, garip bir dostluk... 12 Eylül öncesinde "Darbe olacak" diye uyarma ihtiyacı duyulmasının ortaya koyduğu asker yakınlığı ise, Demirel'in 28 Şubat sürecindeki tavrıyla gerçek anlamına kavuştu.

12 Eylül'ün başbakanı Bülend Ulusu'nun "Demirel'i uyarmadım" diye inkâr yoluna sapması anlamakta en fazla zorlandığım bölüm. Ulusu, sadece Coşkun Kırca aracılığıyla değil, tanıdığı ve dönemin başbakanına haber olarak ileteceğini düşündüğü meslektaşlarımıza da, "Müdahale edeceğiz" mesajını, 12 Eylül'den bir yıl önce vermeye başlamıştı çünkü...

Şu satırları beraberce okuyalım: "Komutan, üzerinde üniformasıyla, karşısındaki gazeteciye daha sözün başında şunları söyler: 'Yayınladığınız 'birliğe çağrı' çok iyi. Esasen başka çare yok. Bu iki parti biraraya gelmeli. Hükümet olmalı. Memleket elden gidiyor, hatta gitti. Eğer bunlar elele vermezse biz MÜDAHALE ederiz.' (Kapitaller yazara ait)… İlginç değil mi? 12 Eylül'den tam bir yıl önce, dönemin komutanlarından biri, o meş'um cümleyi kullanıyor: 'Eğer bunlar elele vermezse biz müdahale ederiz…' 'Bunlar' dediği Demirel ile Ecevit'tir."

"Gazeteci yazmaya devam ediyor: Komutan bu kararlılığın gerekçesini söylemeye başladı: Anayasa ne diyor?.. Kenetlenmeli diyor, beraberlik diyor. Soruyorum İçel belediye başkanına, Tarsus olayları 'Fellah, Arap, Türk çatışması' diyor. Doğuda Kürt vakası. Gitmez böyle. Oy uğruna gitmez. Biz bunların elele vermelerini istiyoruz. Hepimiz, bütün komutanlar böyle düşünüyoruz. Kara Kuvvetleri de, ötekiler de…'

"O sırada ara seçim çatmıştır. Yazarın deyimiyle 'barut gibi' olan komutan, 'Seçim bir şey gösterecek' der, 'Eğer birleşmezlerse bizim zorumuzla olur bu…' Gazetecinin, 'Normal koşullarda birleşmeleri zor olabilir' itirazına da cevabı hazırdır: O zaman biz birleştiririz. Biraraya gelmeleri için biz zorlarız. İşte sorunlar, birlikte içinden çıkınız deriz… Biraraya gelirler, seçim kanununu değiştirirler, bu küçük partiler aradan çıkar. Demirel'in bugüne kadar bir omzunda MSP'yi öteki omzunda MHP'yi taşımasıyla geldik bugünlere… Tamamen aramızda, biz Bülent Ecevit'e MSP ile hükümet olmasını istemediğimizi söyledik… Açık açık söyledik hem de..."

İlginç değil mi? Daha ilginci şu: 12 Eylül'den yaklaşık bir yıl önce, "Demirel'e yakın" olarak bildiği gazeteciye, "Müdahale ederiz" uyarısında bulunan komutan, hemen hemen aynı tarihlerde, yine "Demirel'e yakın bir eski politikacı ve diplomat" olarak bilinen Coşkun Kırca'ya, Demirel'e iletmesi ricasıyla "Bir gerekçe uydurup istifa etsin Süleyman Bey" uyarısını yapan kişidir: Dönemin deniz kuvvetleri komutanı Bülend Ulusu... Gazeteci de, şimdi Coşkun Kırca'nın ağzından benzer sözleri yeni kitabında nakleden Cüneyt Arcayürek'tir... "Cüneyt Arcayürek anlatıyor" dizisinin 8. kitabında (s. 270-273) yer alıyor bu görüşme...

Görüşmenin sonunda, deniz kuvvetleri komutanı, o sırada Hürriyet Ankara temsilcisi olan Cüneyt Arcayürek'e şu tavsiyede bulunmuş: "CHP-AP işbirliğini işlemeye devam etsin gazete..." Cüneyt Bey, "Başüstüne" demiş midir acaba?


5.ŞUBAT.2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...