YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Hayalet raporla parti kapatmak

Olay, Cumhuriyet gazetesinin manşetinde verilen Aydın Engin'in haberi ile patladı.

Habere göre, Cumhuriyet gazetesi, BÇG'ye ait olduğu iddia edilen bir "İrtica Raporu"na dayanarak haber yapıyor ve bu raporda "irticai faaliyetlere mali destek sağlayan kuruluşlar" arasında bazı kurumların ismi zikredililiyor. İhlas grubu da ismi zikredilen kuruluşlar arasında.

İhlâs Grubu, Cumhuriyet gazetesini mahkemeye veriyor.

Gazete kendisini, bu raporun BÇG'ye ait olduğunu belirterek savunuyor ve raporun örneğinin ilgili kurumlardan istenmesini talep ediyor.

Mahkeme, ilgili kurumlar olarak hem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hem de Genelkurmay Başkanlığı'na başvurarak, Refah Partisinin kapatılması davasında da delil olarak kullanılan raporu istiyor.

Yargıtay Başsavcılığından gelen cevapta, raporun "gizli" kaydıyla Anayasa Mahkemesi'ne sunulduğu bildiriliyor.

Ancak, Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilen yazının cevabında, Genelkurmay'da böyle bir rapor bulunmadığı bildiriliyor.

Bunun üzerine mahkeme, Anayasa Mahkemesi'ne, Yargıtay'dan gelen cevabı ekleyerek, böyle bir raporun Anayasa Mahkemesi'ne ulaşıp ulaşmadığını soruyor.

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Başsavcılığının görüşünü doğruluyor. "Gizli" kayıtlı böyle bir raporun mahkemeye geldiğini ve üyelerin bilgisine sunulduğunu bildiriyor.

Bu cevapta şöyle bir ifade kullanılıyor:

"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 7.7. 1997 günlü SP.13 Muh. 1997/432 sayılı, "Gizli" kayıtlı yazısı ekinde mahkememize gönderilen, Genelkurmay Başkanlığı'na ait dosya incelenmiş olmakla başsavcılığa geri gönderilmiştir. Bilginizi rica ederim."

Mahkeme, bu defa raporla ilgili bilgi almak üzere yeniden Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığına başvuruyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı topu Genelkurmay'a atarak, "bu bilgi ve belgeleri biz veremeyiz, Genelkurmay'dan isteyin" mealinde bir cevap veriyor.

Mahkeme, böyle bir raporun mevcut olmadığına karar vererek, Cumhuriyet Gazetesini İhlâs grubuna tazminat ödemeye mahkûm ediyor.

Ancak Cumhuriyet gazetesi Yargıtay'a itiraz ediyor.

Yargıtay, "en önemli kanıt"ın eksikliği gerekçesiyle kararı bozuyor.

Mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak yeniden Genelkurmay'a yazı yazıyor. Yazıya, Anayasa Mahkemesi'nin ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının raporun varlığını doğrulayan yazılarını da ekliyor.

Ancak Genelkurmay'dan gelen cevapta, bir kere daha, "Genelkurmay tarafından gönderilen böyle bir raporun bulunmadığı" bildiriliyor.

Aydın Engin'in haberine göre davaya adli tatilden sonra devam edilecek.

Olayın, kuşkusuz Cumhuriyet'le İhlâs grubu arasında cereyan eden tazminat davası boyutu var.

Ama daha önemlisi, Genelkurmay kaynaklı olduğu iddia edilen, ancak Genelkurmay'ın varlığını reddettiği "gizli" bir raporun, iktidardan düşürülen, Türkiye'nin en çok milletvekiline sahip bir partisinin, yani Refah Partisi'nin kapatılması dâvâsında delil olarak kullanılması boyutu mevcut.

Haberi yapan Aydın Engin, "Tırmık" başlıklı köşesinde yaptığı yorumda, olayın asıl bu boyutuna temas ediyor ve RP dâvâsında, davalı partinin kapatılmasında delil olarak kullanılan "gizli" rapordan haberdar olmamasını eleştiriyor.

Olayın her boyutu ilginç.

Kuşkusuz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gönderilen dava dosyasında, şu hadisenin önemli bir değerlendirme unsuru olarak kullanılacağı açıktır.

28 Şubat dönemi yargısının nasıl işlediğine dair önemli ipuçları vardır şu hadisede...

BÇG olgusunun nerede nasıl devreye girdiğine dair önemli bir göstergedir şu hadise...

Ve bugün, memurlara yönelik kıyım kararnamesine gerekçe olarak gösterilen ve BÇG'nin yerine ikame edilen BTK (Başbakanlık takip Kurulu)nun elinde varolduğu ifade edilen "sakıncalı adamlar" dosyasının mahiyeti hakkında kanaat oluşturuyor bu hadise...

Ve bu hadise, Genelkurmay- BÇG ilişkisinin hangi zeminde cereyan ettiğine dair derin kuşkular oluşturuyor. Ya gerçekten böyle bir rapor yoksa, o zaman Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Genelkurmay'dan alarak Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiğini iddia ettiği rapor neyin nesi olacaktır?

Türkiye, "hayalet kararname"den sonra, şimdi de "hayalet rapor"u konuşacaktır muhakkak.

28 Şubat sürecinin devletin tüm ilişkilerine olağanüstülük getiren şartlarının ardından, daha ne gariplikler yaşayacağız, göreceğiz.


4 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...