Rektörlük seçiminde daha yüksek oy almasına karşın ataması yapılmayan Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Özaydın'ın 'irticacı' olduğuna ilişkin iddialar yüzünden Cumhurbaşkanı tarafından atanmadığına ilişkin iddialar yeni bir tartışma başlattı.

Babasının müftü olduğu ve eşinin 'kapalı'! giyindiği iddiaları yüzünden görevinden olan Prof. Özaydın, sıcağı sıcağına suçlamaları yalanlarken ülkemiz üniversitelerinde rektör olacak öğretim görevlilerinin taşıması gereken nitelikler listesine bazı özellikler daha eklendi. Herhangi bir yönetmelik gereği olmasa da gayri resmi yollardan yayılan söylentilere bakılırsa bundan böyle Cumhurbaşkanlığı'nın onayına gidecek rektör adaylarının babası, dedesi, amcası, dayısı ve kan bağı olan akrabalarından herhangi birinin müftü, imam ya da müezzin olmaması gerekiyor.

Eşlerinin, kızlarının ve 'kadın' akrabalarından herhangi birinin de muhafazakar sayılmayacak kadar 'açık' giyinmesi tercih sebebi. Etek boylarının diz kapağından uzun olması, giydiği elbiselerin yakalarının kapalı olması da ülkem medyası tarafından sadece muhafazakarlık değil tutuculuk, şeriatçılık göstergesi sayılabilecek. Namaz, oruç, hac gibi dînî ritüelleri uygulamaları ise rektör adayları için zaten söz konusu olmayacak.

Öte yandan medyaya yansıyan 'kapalı' giyindiği hatta 'çarşaflı' olduğu söylentilerinden çok rahatsız olan Prof. Özaydın'ın eşi Sevim Özaydın'ın eşini savunurken kendisine yönelik iddialara verdiği cevap gazete sayfalarına 'Benim nerem kapalı?' şeklinde yansıdı. Yıllarca vefat eden Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Güven Erkaya'nın özel kalem müdireliğini yaptığını kaydeden Sevim Özaydın, "Bu tür suçlamalar onun da kemiklerini sızlatır. Beni en çok irticayla bağlantılı olduğum iddiaları üzdü" şeklinde açıklamalar yaptı. Babasının müftü oluşundan dolayı 'irtica'yla ilişkilendirilen Prof. Özaydın ise yetkili makamlardan önce basına savunmasını verirken Dicle Üniversitesi'nin her zaman laik ve sosyal cumhuriyetin kalesi olduğunu kaydetti. İşte yeni rektör tarifi