YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...


  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Ülgener'den Mustafa Özel'e

Sabri F. Ülgener (1911-1983) kültür ve irfanıyla, ahlâk ve anlayışıyla son Osmanlı bakiyesi aydınlarından biridir. Dedesi Nakşibendî tarikatinin şeyhlerindendir. Tarikat kültürünün hakim olduğu bir ortamda yetişmiştir. Osmanlı'nın Cumhuriyet'e dönüşümü yıllarında yaşamış, olup bitenleri yakından takib etmiş, iktisad okumuş, Batı'yı görmüş yerli bir aydındır. Böyle bir ortamda yerli kalabilmek belki de ancak baba ve dede duasıyla mümkün olabilirdi.

Çalışmalarından da görülebileceği gibi, onun bu yerliliği meslekdaşları ve dönemi diğer aydınlar arasında farklı bir yerde durmaktadır. Ülgener geçmişle bağını, maddi ve manevi alanda hiç koparmamış, mevcut şartların bunalımlarından, olumsuzluklarından kurtulmak için soluğu devamlı geçmişinin manevi iklimine sığınarak almıştır.

Ülgener geniş bir ilgi alanı olan iktisatçı, sosyal-antropologlarımızdan biridir. Osmanlı iktisadı ve Osmanlı toplumunun sosyal gelişmesi en çok kafa yorduğu konulardandır. Bu alanların dışında hat sanatı, klasik müzik, Osmanlı şiiri devamlı içli-dışlı olduğu sahalardır. Ülgener, aynı zamanda eski şiiri çok iyi kavrayan ve kendi alanı ile ilgili en orijinal neticeler çıkaran bir bilim adamıdır. Onun İktisadi Çözülmenin Ahlâk ve Zihniyet Dünyası isimli çalışmasını okuyanlar bu tespitin yakın tanığıdır. Çoğumuzun belki onlarca kerre şöyle okuyup geçtiği eski edebiyatımıza ait o hikmetli beyit ve mısraların neye tekabül ettiğini, bütün bunların hangi sosyal bunalımlara ya da bunalımsızlıklara denk düştüğünü onun kaleminden öğreniyoruz. Çağımız insanını yeni baştan kurma ve şekillendirmede edebiyat tarihinin, bilhassa Divan edebiyatının önemine işaret ediyor. Yazar, uzun zaman toplumun gündelik yaşayışı üstünde, basmakalıp bir takım rumuz ve ibareleri, İran edebiyatının alışılmış birtakım imajları gözü kapalı tekrarlamaktan ileri gitmediği ısrarla ileri sürülen Divan edebiyatından yazılarında sık sık yararlanmıştır. Bir Bağdatlı Ruhi'nin, Nabi'nin bir mısraından o günkü toplumun gündelik yaşayışına dair ipuçları elde ediyor, bundan iktisadî konularla ilgili bir neticeye varıyordu. Bunu yaparken aynı zamanda zengin bir bilgi birikiminin de farkına varıyorsunuz.

Kendi akademik çevresinde mütebahhirane bilgisiyle kimsenin görmezlikten gelemediği bu has insan, zengin bir kültür ve irfana dayalı bilgisiyle ve bu bilgisini yaymasıyla putlaştırılmış çok şeyi yıkmıştır. O, onlarca divanı tarayarak çıkardığı birtakım beyit ve mısralardan kendi alanıyla ilgili birtakım çıkarımlarda bulunurken, çağdaşları bu "tarz-ı kadîm"e hiç de sıcak bakmamışlardır. Günümüz kuşağının yetimliği, biraz da böylesine donanımlı ilim ve kültür adamlarından yoksun olmasına bağlı olmalıdır.

Mustafa Özel'in yayımladıkları kitapların bir kısmına bakarak Ülgener'le aynı paralelde durduğunu görürüz. Onun ders verdiği kürsülerden gelmese de, İslam ve Osmanlı tarihinden, geçmişin bir anekdotundan, bir ayet ve hadis mealinden yola çıkarak günümüz hadiseleri ile öyle bir ilişkilendirmeleri var ki bize ister istemez bu bağlantıyı kurduruyor. Günümüz dünyasında ve geçmişte olup bitenleri bilen çoğu kişinin çok azının yaptığı bir kaynaştırma, bir bağdaştırmadır bu.

Mustafa Özel'in yazdıklarını genel olarak iki grupta toplayabilir. Medeniyet, tarih, toplum, edebiyat, tasavvuf, iktisat, siyaset, din, modernizm, Osmanlı, aydın... gibi kelimelerin yoğunluklu olarak kullanıldığı birinci grup yazılar. İkinci grup yazılarının vokabüleri ise şöyledir: değişim, ticaret, global, dolar, jeo-ekonomi, piyasa, rekabet, küreselleşme, Avrupa vs.

Kendi adıma ben, Mustafa Özel'in sahhaf dükkânındaki tozlu bir belgeyi andıran birinci grup yazılarının okuruyum. İkinci grup yazıları ise adresi belli yazılar olarak görüyorum. Pazar günü kendisine tahsis edilen kocaman sayfada okumak istediğim yazıları ise aylar var ki boş yere bekliyorum. Birinci grup yazıları kitaplaşmasa, onu iki üç yıldan beri tanıyanlar ve derslerine girenler sadece Uluslararası İlişkiler bölümünde ders veren hoca olarak tanıyacak. Yanılıyor muyum?


1 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...