YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...


  Arşivden Arama

 

 

Devletin zirvesinde dönenleri yeni öğreniyoruz

Hükümet, devletin zirvesi tıkandı diyor... Gerekçe olarak da gönderilen kanun hükmünde kararnamelerin, Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilmesini gösteriyor.

Cumhurbaşkanı ise, "Yasalara ve Anayasa'ya aykırı hiçbir şeyi imzalamayacağını" söylüyor.

Hükümet israr ediyor, gönderdiği kararnameleri imzalamayan Cumhurbaşkanı'nı devlet faaliyetlerini tıkamakla, kriz yaratmakla suçluyor...

Bazı Bakanlar'ın, Cumhurbaşkanı'nın istifasını isteyecekleri belirtiliyor.

Hatta, Ecevit'in icazetini alan İstemihan Talay gibi 'Bakan'ların bu düşünceyi dile getirdikleri görülüyor.

Ecevit'in özel kalem müdürü gibi çalışan bazı köşe yazarları ise, yine Ecevit'in kendi ağzından olduğu bilinen ifadelerle, "Sezer'i Cumhurbaşkanlığı'na seçmiş olmaktan duyulan pişmanlıkla" ilgili yazılar döşeniyorlar...

Bütün bu yakınmalardan, yaratılmaya çalışılan yapay krizlerden anlıyoruz ki, aslında 'devletin zirvesi' denilen yer, yani Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, hükümet ve yüksek bürokrasi bir hukuksuzluğun içindedir.

Geçmişte, bu 'devletin zirvesi' denilen yer tam bir hukuksuzluk ve hatta kanunsuzluk merkezi gibi çalışmış...

Çünkü şimdi, şimdi, yönetmelikleri, kanunları, Anayasa'yı açan aklı selim sahibi insanlar, - bunların hukukçu olmaları bile gerekmiyor- 'devletin zirve' lerinden biri sayılan bir makamdan bir başka makama, Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen kararnamelerin Anayasa'ya açıkça aykırı olduğunu görebiliyor.

Hukuksuzluğu talep eden makam da öyle sıradan bir yer değil, Başbakanlık...

Cumhurbaşkanı da diyor ki: "Ben yemin ettim, Anayasa'ya ve kanuna aykırı hiçbir metnin altına imza atamam."

Bu durum aslında kimsenin görmek, algılamak istemediği çok daha vahim durumu belgeliyor.

Cumhurbaşkanı, 'devletin zirvesi'nde kendinden aşağıdaki tepeleri açıkça değilse de kanunsuz davranmak ve Anayasa'ya aykırı faaliyette bulunmaya teşebbüs etmekle suçluyor.

Bununla da kalmıyor, kendinden önceki uygulamalara dikkati çekiyor.

Bence asıl kriz durumu bu... Anayasa'yı ve yasaları uygulamakla görevli bir makam, hatta yürütme erkinin bütünü, Bakanlar Kurulu, açıkça Anayasa'nın ve yasaların dışına çıkmayı olağan bir uygulama olarak gösterme çabasında.

Aslında bu gerçeğin daha vahim bir yanını, geçmişteki Anayasa ve yasa ihlallerini içeren uygulamalar oluşturuyor.

Geçmişte acaba kaç kararname, kaç kanun hükmünde kararname ve kaç atama usule ve yasalara aykırı imzalandı?

Geçmişte yaşanan kanunsuzluğun, hukuksuzluğun ölçüsü ve yarattığı tahribat acaba ne kadardı?

Hükümet kanadından Cumhurbaşkanı'na yönelik eleştirilerin dozu arttıkça ve geçmişe, yani Demirel dönemine yönelik hayıflanmalar dile getirildikçe bu konunun ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılıyor.

Cumhurbaşkanı Sezer, Anayasa'ya aykırı kararnamelere direnerek aslında bu durumu bütün açıklığı ile ortaya çıkarmış bulunuyor.

'Devletin zirvesi' Anayasa ve kanunları tanımama eğilimde olursa, bu yaklaşımı normal bir uygulama olarak görürse, ülkede kanun hakimiyetinden, kanunların eşitliği ilkesinden ve adaletten kim sözedebilir?

Kanunları, işimize nasıl geliyorsa uygulayıp, hatta hiç uygulamayıp vatandaşa eşit uygulamaya kalkmak adaletsizliğin en büyüğü değil midir?

Cumhurbaşkanı bu kararnameleri imzalamayarak aslında bu gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı oldu.

'Devletin zirvesi'nin, Anayasa ve kanunlara uygun davranarak her kurum ve kişiye örnek olmak zorunda olduğunu gösterdi.

Daha da önemlisi, geçmişte, 'devletin zirvesi'nde ne gibi kanunsuzlukların dönmüş olduğu konusuna dikkatleri çekti...

'Devletin zirvesi' denilen makamlarda ne 'zırvalıklar'ın yapıldığı, büyük medyanın engelleme çabalarına rağmen kıyasen anlaşıldı...

Hükümetin ve hükümetin kayıtsız şartsız destekçisi büyük medyanın rahatsızlığı işte bundan kaynaklanıyor.

İşte bu nedenle geçmişi arıyorlar. Geçmişte "Kriz çıkmasın, devlet işlesin" gerekçesine sığınarak 'Köşk'ten geçirdikleri metinleri hayal ediyorlar.

Siz siz olun, hukuka bağlı, kanuna saygılı bir yönetim gelene kadar, bu, 'devletin zirvesi' , 'Devlet tıkanıyor' falan gibi ağır lafları pek ciddiye almayın!..


1 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...