Adı "Kurultaylar Partisi"ne çıkan CHP'de dün 11. Olağanüstü Kongre gerçekleştirildi. Dört adayın çekiştiği kongrede, delegenin beklentisinin aksine adaylar, uzlaşmadan uzak ve daha çok birbirlerini eleştiren konuşmalar yapınca ortaya CHP'nin geleceği ile ilgili karmsar bir tablo ortaya çıktı. CHP Olağanüstü Kurultayı'nın açılış konuşmasını Genel Başkan sıfatıyla Altan Öymen yaptı. Açılışta, saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. Kendisinin 22 Mayıs'ta göreve getirildiğini ve 16 aydan beri parti genel başkanlığı yaptığını hatırlatan Öymen, "Bana bu görevi verdiğinizde parti güçlükler içerisindeydi. 18 Nisan üzerinden bir ay geçmişti. O günü hatırlamak bile içimizi karartıyor. CHP, TBMM dışında kalmıştı. Benim seçildiğimde, havada bazı maddeler uçuşuyordu. Delegelerin yarısı salonu terketmişti. Diğer yarısı da ikiye bölünmüştü. Bunun sonucu PM seçimini tamamlayamadık ve yeniden kurultay yapmak zorunda kaldık" dedi. Öymen bu şartlar altında 18 Nisan sonrası yerel ara seçimlere gidildiğini ve seçim sonuçlarının morallerini yükselttiğini dile getirdi. Öymen, bunda CHP'nin Meclis'te olmamasından duyulan eksikliği vatandaşların hissetmesinin büyük rol oynadığını söyledi. Öymen, hükümetle Cumhurbaşkanı arasında yaşanan KHK krizine de değinerek , "Seni oraya biz seçtik bizim dediğimizi yapacaksın diyerek Sayın Cumhurbaşkanı'na dayatmada bulunuyor. Böyle bir skandal yaşanmıştır. Cumhurbaşkanı Sezer gerçekten saygın bir hukuk adamıdır. Hiç kimsenin ondan diyet isteme haddi değildir" sözleri ile Sezer'e destek verdi.

Güneş: İlla ki sol

'İlla ki sol' sloganları arasında konuşmasını yapan Genel Başkan adaylarından Hasan Fehmi Güneş, eleştirilerini "CHP'nin mevcut yönetimi" dediği Altan Öymen üzerinde yoğunlaştırdı. Güneş, bu kurultayın zorlama bir gerekçenin gündeme sokulması sonucu yapılan ve kişisel inatlaşmaya dayalı bir kurultay olduğunu söyledi. Öymen'in, 'İstediği parti meclisini oluşturamadan genel başkan seçilmesi halinde istifa edeceği' yönündeki sözlerini hatırlatan Güneş, bu sözleri 'dayatma' olarak niteledi. Güneş, "CHP'de hiç kimse delegelere dayatmada bulunamaz. CHP, seçeneksiz ve alternatifsiz değildir" dedi.

'Kurultayı, Öymen diretti'

CHP'nin önce yeniden yapılanma ve tüzük programını tamamlaması ardından bir erken genel seçime hazırlaması gerektiğini altını çizen Güneş, "Bu nedenle bu kurultayı istemedik. Ancak genel başkan diretti. Madem ki kurultay yapıyoruz, haydi büyük küçük ne kadar sorun varsa çözelim. Bu kurultaydan CHP umut partisi olarak çıksın. 15 aydır CHP nerede diye sorulan soruların cevabı ortaya çıksın" dedi.

Baykal'dan baraj savunması

Yoğun tezahüratlar arasında kürsüye gelen Baykal ise, konuşmasına Parti'nin Tüzük Kurultayı'na 15 gün kala neden seçimli kurultaya gidildiği konusunu değerlendirerek başladı. Baykal, "Niçin önümüzde olağan kurultay varken, CHP olağanüstü kurultay gerginliğine çekilme ihtiyacı duyuldu" dedi.

Sosyal Demokrat anlayışın netleştirilmesi gerektiğini ifade eden Baykal, toplumun devlet için değil, devletin toplum için olduğunu kaydederek, "Devlet, insana ve topluma hizmet eder. İnsan, düşüncesiyle meshebiyle kültürüyle kimliğiyle bir bütündür ve devletin buna müdahale hakkı yoktur. Bunlar, sosyal demokrasinin temelleridir. Düşünce gibi vicdan, inanç ve ibadet özgürlüğü de mutlak saygıya değerdir. Dini inanca müdahale edelim de düşünceye müdahale etmeyelim diye bir şey olmaz" diye konuştu.

Sirmen: Bana 8 ay verin

Son konuşmacı Sefa Sirmen, hiçbir gerekçenin, Atatürk'ün kurduğu CHP'nin parlamento dışında kalmasını haklı kılamayacağını kaydetti. Sirmen, "Savaş kaybeden komutan, dünyanın hiçbir yerinde karşılanmaz, hatta yargılanmıştır" dedi. Sirmen, şöyle konuştu: "Gelin buradan ele ele kol kola çıkalım. Ben bu partiye emekleyerek geldim" dedi.