YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Ankara-Telaviv-Kahire

Ne Ankara'nın, ne Telaviv'in, ne de Kahire'nin hassaten güttüğü politikanın uzantısına ilişkin bir gereklilik olmadığı halde bu üç başkent arasında kurulacak ilişkiler aracılığıyla Batıya bir kalkan temin edilmesine yarayan program uygulamaya nihayet konabildi. Nihayet, çünkü bu yarım asır öncesine ait bir tasarıydı. Soğuk savaşın başlangıç yıllarında Türkiye, İsrail ve Mısır'ın en çok Batıya güvendikleri için bölgede Batının güvenini en çok kazanmış ülkeler olması isteniyordu. Eğer bu üç ülke birbirleriyle bağlantılı kılınabilirse aralarındaki iyi ilişkiler Batıya yönelmiş tehlikelerin savuşturulduğu bir güvenlik çemberi olarak kullanılabilirdi. Avrupa ve Kuzey Amerika böyle bir imkâna kavuşabilmek için elli yıl beklemeyi göze aldı.

Ne olacak da Ankara-Telaviv-Kahire hattı Batının hayrına kalkanlık görevi üstlenecek? Nasıl olacak da Türkiye, İsrail, Mısır arasındaki iyi ilişkiler aynı zamanda Batının güvenlik çemberi haline gelecek? Batılılar onları Batılı saymadıkları için bir blok oluşturdukları tahayyül edilen Asyalılar, Afrikalılar, Latin Amerikalılar müşterek ordular kurup Batıyı işgale yeltenmediklerine ve/veya ekonomik işbirliği içine girerek Batının refah düzeyini tehdit eder mahiyette girişimlerin başlatıcıları olmadıklarına göre Türkiye'nin, İsrail'in, Mısır'ın gövdelerini siper ederek Batı üzerine vaki olacak akınları önlemeleri düşünülemez. Yani bu üç ülkenin arzulanan işbirliği onları kurban etme gayesine dönük olduğunu söyleyemeyiz. Üstelik adı anılan her üç ülkenin de kendi çapında iddiaları diğer ikisinin iddialarıyla uzlaştırılabilir türden değildir. Bu üç ülkeden hiçbiri bir diğerine "patron sensin" demeyecektir. Bütün bunları Batı âlemini çekip çevirenler bildikleri halde yarım asır sonra bu kalkan güvenlik çemberi programına rağbet ediyorlarsa işin içinde iş var demektir. Ankara-Telaviv-Kahire hattı dolayısıyla Batının koruduğu menfaat görünenden çok daha alengirli olsa gerek.

Mesele bu üç ülkeyi sıkı irtibat içinde tutarak bölgede her birinin kendi başına bir cazibe merkezi haline gelmesini önleme maksadından neşet etmektedir. Eğer bunlar bağdaşık kılınamazsa aralarından birinin diğer ikisini etkisiz hale getirip bölgede en çok sözü geçen güç haline gelmesi zor değildir. Eğer bu yönde bir gelişme yürürlüğe girerse sözünü geçiren güç hangisi olursa olsun onun Batıyla çıkar çatışması yaşamadan yolunda ilerlemeyeceği şimdiden gün gibi aşikâr. Diyelim ki Batıya olan yakınlığı diğer ikisinden daha bariz olduğu düşünülen İsrail bölgede üstünlüğü ve önderliği ele geçirdi. İlk yapacağı iş nedir? Bölgede kendinin merkez teşkil ettiği bir "Pazar" kurmak. İşte o zaman kara kara düşünme ve kim bilir belki de insan hakları ihlâlleri sebebiyle muaheze edilme sırası Avrupa Birliği'ne gelmiştir. Oysa Ankara-Telaviv-Kahire hattı sağlamlaştırıldığı zaman bu hattın gerek fakirlerle ve gerekse zenginlerle kuracağı iktisadî ilişkiler her zaman "metropolün" tamponu mahiyetinde kalacaktır.


10 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...