YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Söz bitti mi?

Türkiye 1965-70 arasında yüzde dört enflasyon, yüzde yedi kalkınma hızı ile yakın tarihinin en verimli ortamını yakalamıştı. İnsanlar geleceğe ilişkin projelerinin çekirdeklerini bu dönemde ortaya koydular. Altmışsekiz olayları yaşandı. MHP ve Milli Nizam bu dönemde kuruldu. Sosyalist söylemde saflaşmalar gözüktü.

Bu çerçevede birkaç isim ve atılımdan sözetmeliyiz. Arabesks müziğin sembol ismi Orhan Gencebay 1970'te Bir Teselli Ver'i filme çekti. İsmet Özel'in Evet İsyan'ı 1969'da çıktı. Yılmaz Güney'in Umut filmi ile Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar (TRT Ödülü 1970) aynı yıldadır. Halit Refiğ'in Ulusal Sinema Kavgası kitabının yayım yılı 1971'dir. Barış Manço'nun Dağlar Dağlar'ı da sanıyorum aynı yılların ürünüdür. Tabii burada bir sayım-döküm yapmak istemiyoruz.

Ancak şurası muhakkak ki o dönemde, yani bundan otuz yıl önce ülkenin genç kesimi düşüncenin, ideolojinin, sanatın, üretimin peşinde yeni ufuklara yönelmekte, umutla tuttuğu işe sarılmaktadır. Birtakım kitaplar, kişiler, fikirler, eylemler uğrunda mücadele edilecek yerde bulunmaktadırlar.

Şimdi bulunduğumuz noktada durup geriye baktığımızda, aradan geçen otuz yıldan sonra ülkede neredeyse "sözün bittiği"ni gözlemliyoruz.

Sözün büyüsü tükendi mi?

Denir ki "Gökkubbenin altında söylenmedik söz yoktur." Hadi diyelim doğru. Ama insanoğlu unutkandır. Sürekli hatırlamalar ile yaşar. Karşı karşıya kaldığı açmazları açacak anahtarı her an "yeni" bir olgu gibi kabul edebilir.

Ama nerede o ses?

Siyasette mi? İktisatta mı? Edebiyatta mı? Müzikte mi? Düşüncede mi?

Bana öyle geliyor ki, bir dönemin sonuna dayandık.

Meselâ artık arabesk devrini kapatacak. Orhan Gencebay zaten köşesine çekilmiş sayılır. Bundan böyle ekranlarda "İbo Şow" türü hakimiyetini kaybedecektir. Dönerle hamburgerin savaşından kim galip çıkacak?

Herhalde süpermarketler galip çıkacak. İnternet, cep telefonu, teknoloji. Ve onun arkasında duran düşünce.

Ama bu oluşum, daha şimdiden gösteriyor ki, beterin beterine yaklaşıyoruz.

Ülke nüfusunun % 1'i, gelirin neredeyse yarısına el koymuştur.

Gazeteler hergün yoksulluk sınırı rakamlarını yayımlıyorlar.

En iyisi ben şimdiden üzerime düşeni yapayım. Kadim bir sloganı yeni bir şey gibiymiş gibi tekrarlayayım: Adalet istiyoruz.

Evet, adalet isteyelim. Bu uğurda verilecek mücadele eninde-sonunda adaletin "ne olduğu"nu ortaya çıkaracaktır.

Böylece kısıla kısıla neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş sesimiz yeniden kıvamına kavuşur.


11 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mustafa Kutlu

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...