Tv'deki ne, Filistin mi, bir yanılsama mı?

Filistin-İsrail çatışmasının başladığı ilk günlerde, hepsi bir taraflara koşuşan, ellerindeki tek silahları olan taşlarla üzerlerine çullanan İsrail askerlerinden korunmaya çalışan Filistinlileri arka fonuna alan Mete Çubukçu'nun 'olay yeri'nden ATV merkeze bildirdiği haberler tüm dünyanın kanını dondurmaya yetecek kadar ürperticiydi. Anlayana tabii...

Çubukçu, "Burada sekiz-on Filistinlinin ölmesi ya da yaralanması, bir İsrail askerinin esir alınmasından daha önemsiz" diyordu konuşmasında...

Bu takip eden günlerde bütün kanallarda, tıpkı ATV'de olduğu gibi Filistin görüntüleri yeraldı. Ancak, Reuters'in Falkland Savaşı'nı, CNN'in Körfez Savaşı'nı verdiği kadar 'objektiviteyle' (!)...

İşine geldiğinde (güncel örnek, başörtüsü sorunu) aslan kesilip etrafa saçtığı kükremelerle bariz biçimde 'taraf tutmayı' marifet telakki eden, malum anlayışı, izleyenlerin dimağına çivi çakarcasına empoze etmeyi kâr sayan, kör gözüm parmağına misali mesaj kaygısı taşıyan, bu suretle bir nüfuz elde eden medyadan çıt çıkmıyor Filistin'e dair...

Peki Filistin halkı yasadışı işler mi yapıyor? Haklı kim, haksız kim? Kim kimi katlediyor? Neden Avrupa bu vahşeti görmezden geliyor?

Bu soruların cevapları da haberin unsurları arasında yeralmıyor mu?

Objektifler ve kameralar, sürekli izliyor çatışmaları. Ancak gerçekleri yeniden kurgulamak ve üretmek için...Haber vermek için değil ne yazık ki...

Her işten anlayan gazeteci ve tv'ciler AB üyeliğinin zora sokulması tehlikesine karşı mı, etten, kemikten ve gönülden ibaret varlıklarını unutmuş gibi davranıyor.

O siyasetçilerin işi beyler, siz, o ağzınıza pelesenk ettiğiniz 'araştırmacı gazeteciliğinizi' yapın.