1 milyon dolarlık rüşvet olayından sonra bu kez de 7 milyon dolar rüşvet alan gazeteci olayı tartışılıyor. İddia ilk olarak Yalçın Pekşen tarafından 12 Ekim tarihli Akşam gazetesinde ortaya atıldı. Pekşen, çok ünlü bir işadamının çok ünlü bir gazeteciye kendisiyle ilgili bir konuyu örtbas etmesi için 7 milyon dolar ödemek zorunda olduğunu belirtmişti.

Pekşen, Emin Çölaşan tarafından dile getirilen 1 milyon dolar rüşvet alan ve ismi ortaya çıktığında dudak uçuklatacağını belirttiği gazeteciyle söz konusu kişinin aynı kişi olabileceğine dikkat çekerek, "Yakında ortalık karışacak her şey daha iyi olacak" demişti. Sözkonusu yazı üzerine Pekşen'in çok yakında önemli açıklamalarda bulunabileceği beklentisi oluştu.

Rüşvet isteyen gazeteci kim?

Ancak sonraki gelişmelerde 1 milyon dolarlık çantayı teslim alan gazeteci ile 7 milyon dolar rüşvet alan gazetecinin farklı kişiler olduğu ortaya çıktı. Pekşen 14 Ekim tarihli yazısında bunu itiraf ederek iddiayı ispat edemeyeceği gerekçesiyle okkanın altına girmek istemediğini belirtti. Konu Taha Kıvanç'ın Yeni Şafak'taki Kulis köşesinde de bir başka biçimde dile getirildi. Kıvanç, yıllar önce savunma sanayiinde hizmet veren çok ünlü bir firmanın patronunun Sheraton Oteli'nde basına verdiği tanışma yemeğinde dile getirdiği iddialara yer verdi. Ünlü işadamı çok ünlü bir gazetecinin kendilerine rüşvet teklif ettiğini, vermedikleri takdirde aleyhlerinde yayın yapacağını ilettiğini söylüyor toplantıda. Kıvanç, Pekşen'in sözünü ettiği kişiyle Rauf Tamer'in aynı kişi olamayacağına dikkat çekerek, "Bizim duyduğumuz Rauf Tamer değildi. Sanırım Yalçın Pekşen'le aynı kişiden söz ediyoruz. Acaba o ismi ilk teleffuz eden kim olacak?" demişti. Kıvanç, rüşvet isteyen kişinin çok ünlü bir gazeteci ya da bir programıyla ocak söndürebilecek bir tv programcısı olabileceğini de sözlerine eklemişti.

Pekşen'den yelkenler fora

Dünkü "Açıkla Bakalım" başlıklı yazısında Emin Çölaşan, Taha Kıvanç'ın Kulis'teki köşesinde dile getirdiği iddialarda yer alan isimleri açıklamasını istedi.

Çölaşan sorma sırasının kendisine geldiğini belirterek, "Açıkla bakalım, hem sana bilgi veren işadamının, hem de şantajçı gazetecinin isimlerini. Ve dudaklarımız hep birlikte uçuklasın." Çölaşan'ın, iddiayı Kıvanç'dan önce dile getiren arkadaşı Yalçın Pekşen'i es geçmesi dikkat çekiciydi. 12 Ekim'den bu yana gözler ünlü iş adamı ve 7 milyon dolar rüşvet alan ünlü gazeteciyi açıklaması için Pekşen'e çevrilmişken Çölaşan'ın Kıvanç'a hamle ederek hedef şaşırtması dikkatlerden kaçmadı.

Bu arada 7 milyon dolarlık rüşvet iddiasını dillendiren Yalçın Pekşen ilginç bir dönüş yaptı. 12 Ekim tarihli yazısında yakında 'Ortalık çok karışacak' diyen Pekşen, dünkü yazısında tam tersi bir tutum sergileyerek, sözünü ettiği işadamının örtbas edilecek bir konuya bulaştığı için güvenilir sayılamayacağını söyledi. Pekşen, yazısında, "Kısacası işadamının sözleri inandırıcı değildi. O zaman inanmamış ve yazmamıştım. Son olay ortaya çıktığı zaman, kimseyi suçlamadan, eskiden ben ortalıktaki söylentilerin dolaştığını belirtmek istemiştim" dedi. Pekşen daha da ileri giderek yazısında belirli bir kimseyi kastetmediğini ileri sürdü. Taha Kıvanç ise Yeni Şafak'taki bugünkü Kulis köşesinde Çölaşan'ın kendisiyle ilgili yazısına, "Kırk yılda bir onun gibi davrandım, şimdi Çölaşan'dan azar işitiyorum" şeklinde cevap verdi.

UĞUR DÜNDAR DA KONUŞTU

7 milyon dolarlık rüşvet tartışmaları üzerine Taha Kıvanç'ın Kulis köşesinde dile getirdiği tanımlamaların kendisine uyduğu gerekçesiyle ortaya çıkan ünlü Tv programcısı Uğur Dündar STAR gazetesine yaptığı açıklamada iddiaların kanıtlanması durumunda Star Televizyonu'nun önünde beynine kurşun sıkacağını açıkladı.

Dündar açıklamasında Nurol Firması'nın TSK'ya sattığı zırhlı araçlarla ilgili olarak bir haberin Arena Programında yer aldığını, sözkonusu haber nedeniyle firmanın hayli zarar gördüğünü de belirtti. Dündar açıklamasında, "Haberi öneren ve hazırlayan arkadaşımız o sırada Ankara temsilcimiz olan Tuncay Özkan'dı. Tamamen belgelere dayalı haber, Genelkurmayın raporundan yola çıkılarak hazırlanmıştı. Haber, hiçbir editoryal müdahale olmaksızın, aynen Tuncay Özkan'ın sunduğu şekliyle ekrana geldi.

Yayınımızın ardından kurşun geçirmez olduğu iddia edilerek Silahlı Kuvvetlere satılmak üzere üretilen bu zırhlı araçların testleri yapıldı ve alımından vazgeçildi. Çünkü kurşun geçirdikleri ortaya çıkmıştı. Gereken takviyeler ve düzenlemeler yapıldıktan sonra alımlar gerçekleşti." ibarelerine yer verdi. Haberden sonra Nurol firmasının bir hayli zarar ettiğini duyduğunu belirten Dündar, "Ama buna rağmen hakkımda böylesine korkunç bir iftirada bulunabileceklerine inanmak istemiyorum" dedi. Taha Kıvanç ve sözkonusu işadamına seslenen Uğur Dündar, "İddianızı kanıtlayın. Kanıtladığınız takdirde, çalıştığım Star Televizyonu'nun önünde kurşunu beynime sıkacağım" dedi.

Tartışmaların devam etmesi üzerine bugünkü Kulis köşesinde Taha Kıvanç, sözkonusu firmanın patronunun ünlü gazeteciye rüşvet ödemeye yanaşmadığı için aleyhinde haber yapıldığını yirmiye yakın basın mensubunun önünde dile getirdiğini bir kez daha hatırlattı. Kıvanç, Uğur Dündar'a yarın cevap vereceğini de ifade etti.