YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

İşimiz zor!

Ömer Lütfü Mete, birkaç hafta önce bir yazısında, İslâm tarihinde yöneticilerin dinin özünden uzaklaşmalarıyla dinî şekil ve kelimelere sarılmaları arasında bir ilişki kurmuş, Abbasi ve Osmanlı tarihinden örnekler vermişti. İlk Osmanlı padişahları Osman, Orhan, Murat gibi adlar taşırken, devletin gerileme sürecinde Abdülhamid, Abdülmecid, Abdülaziz gibi din bağlılığını daha çok vurgulayan adların öne çıktığını belirtmiş, böylece boşaltılan özün kabukla örtülmeye çalışıldığını vurgulamıştı.

(Sayın Mete'nin görüşünü kendi cümleleriyle aktarmayı isterdim ama o yazıyı saklamamışım ve Yeni Binyıl'in internet sitesinde, yazıya ulaşmamızı sağlayacak bir "arşiv" yok! Umarım, "şimdilik" böyledir.)

Tarihimizde kimilerine göre asrîleşme / çağdaşlaşma / modernleşme sürecinin dönüm noktası, kimilerine göre "Batılılaşma İhaneti"nin başlangıcı sayılan Tanzimat Fermanı, nâm-ı diğer Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu, kendisini İslâm şeriatinin bir gereği olarak takdim eder. Devletin, önceleri "ahkâm-ı celîle-i Kur'âniyye ve kavânîn-i Şer'iyyeye kemâliyle riâyet" sayesinde kuvvet bulduğunu, yüz elli yıldır "Şer'-i şerif"ten çeşitli sebeplerle uzaklaşıldığını, beyan ettikten sonra, şimdi (1839) de "İşbu kavanin-i Şer'iyye mücerred din ü devlet ve mülk ü milleti ihyâ için vaz olunacak" der.

Hilmi Yavuz da der ki: "Türkiye'de modernleşmenin belirli bir kavramsal temel üzerine inşa edilmemiş olması, bugün yaşanmakta olan modernleşme krizlerinin arka planını oluşturuyor. (...) Cumhuriyet'in de modernleşmeyi 'simgeler imparatorluğu' düzleminde sürdürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Cumhuriyet yöneticileri için, Avrupa medeniyetini, bir kavram olarak, mesela, 'insan hakları' değil; ama, bir simge olarak mesela 'şapka' temsil etmiştir; - ediyor da!" (Zaman, 17 Kasım 2000)

Bu durumda, Fatma K. Barbarosoğlu'nun 17 Kasım tarihli "Din dilini dilimleyen:sekülarizm" başlıklı yazısında sözünü ettiği, John Keane tarafından tanımlanan sekülerleşme süreci, ülkemizde de aynen ya da yaklaşık olarak yaşanmış mıdır?

Turner "insanların mantık muhakemeleri sonucu "ben Allah'a inanmayayım" demeyeceklerini günlük hayat içinde dinin önemsizleştirilmesi sürecinin sonunda inanmaz hale geldiklerini" söylemekle, din-insan ilişkisini sosyolojik bir determinizme indirgemiş olmuyor mu?

Günümüz koşullarında Sezai Karakoç'un veya Rasim Özdenören'in kitapları ve o kitaplarda kullanılan dil, dini ve dünyayı doğru algılama açısından "dînî-tasavvufî" pek çok eserden daha yararlı ve etkili olmuyor mu?

Çarkıfelek programının, sözleriyle ve davranışlarıyla ar duygumuzu pervasızca inciten sunucusu Mehmet Ali Erbil'i, babasının ölümünün üçüncü yılında, mezarı başında Kur'an-ı Kerim dinlerken gördünüz mü? O görüntüyü nasıl değerlendirmeliyiz?

İstanbul müftüsünün Ramazan'da ezan okuması teklifini reddeden Mahsun Kırmızıgül, "Günah işlediğime inanıyorum. Geceleri geziyorum mesela. Ne zaman evlenirim tövbe ederim, o zaman ezan okurum." demiş, işittiniz mi? Mahsun'a "âferin" mi demeliyiz, "yuh olsun" mu?

"Defileden önce bir kadeh şarap içerim, üstüne dua okurum. Bir gün çarpılacağım diye çok korkuyorum." diyen manken Deniz Akkaya'ya ne demeli peki? "Zıkkım iç!" mi diyelim, "Korkma!" desek olur mu, "Korkmakta haklısın, daha çok korkmalısın!" dense nasıl olur?

"Mutlu olmaktan korkar mısınız?" sorusuna Aşkın Nur Yengi'nin verdiği şu yanıta bakın: "Korkarım, çünkü ben Tanrı'yla çok barışık yaşayan bir insanım ve iletişimim kendime göre kuvvetli. Çok zaman konuşuyorum O'nunla. Bana göre en iyi dostum O. Bir de kendim." (Radikal, 19 Kasım 2000, Hızır Tüzel'in noktalama ve imlâ yanlışları düzeltilmiştir.)

Bu insanlar için dinin önemsiz olduğunu söylemek haksızlık olmaz mı?

Bu sorular ve benzerleri üzerinde kafa yormamız gerekir mi?

Sanırım, işimiz hiç de kolay değil!

Not: Fatma Hanım'dan da, okuyuculardan da bu yazıyı bir "itiraz" değil, bir "arz" olarak algılamalarını rica ediyorum.


21 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...