YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama


Geçmişi sallanan ŞEHİR

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, çok tartışılan ve korkutan 'muhtemel İstanbul depremi'ne açıklık getirmek amacıyla, İstanbul'un geçirdiği önemli depremleri kitaplaştırdı.

Tarih boyunca, İstanbul'un yakasını iki doğal afet bir türlü rahat bırakmamış. "İstanbul depremleri" ve "İstanbul yangınları" diye özetleyebileceğimiz bu iki doğal afet, İstanbul'u her yoklayışında kentte derin izler bırakmış. 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri oluncaya kadar pekçoğumuz depremin İstanbul için uzak bir ihtimal olduğunu düşünüyorduk. Oysa İstanbul geçmişinde onlarca deprem yaşamış. İstanbul'un karşı karşıya bulunduğu deprem ihtimali, Büyükşehir Belediyesi'ni de harekete geçirerek, geçmiş İstanbul depremlerini kitaplaştırmaya yöneltti ve "İstanbul Depremleri" adıyla bir kitap yayınlandı. İGDAŞ'ın sponsorluğunda çıkan bu eserde Mehmet Genç ve Mehmet Mazak, İstanbul'un tarihinde iz bırakan depremleri belgelere dayanarak ve arşivleri tarayarak inceliyorlar.

Orjinal fotoğraflar

Eserde genel olarak fetihten sonra İstanbul'da meydana gelen depremler, özelde ise 1894 depremi konu ediliyor. Üç bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde, fetihten itibaren 1894 depremine kadar İstanbul'da gerçekleşmiş depremler hakkında bilgi veriliyor. İkinci bölümde Muallim Cevdet katoloğunda bulunan 146 orjinal fotoğraf albümünden derlenen fotoğraflar bulunuyor. Metin analizi yapılan bu bölümde, sayfanın sol tarafında belgenin Osmanlıca orjinali, sağ tarafında ise belgenin günümüz diline çevrildiği hali bulunuyor. Aynı zamanda sadeleştirilmiş metinlerin başında konu başlığı bulunuyor.

İstanbul sürekli onarılmış

1489 depremi, Osmanlı arşivlerinde kayıtlı olan ve bilinen ilk deprem olma özelliğine sahip. Bu deprem bir çok binanın hasar görmesine neden olmuş ise de döneme ait kaynaklarda fazla bilgi yer almıyor. 1509 depreminde (Kıyamet-i Suğra) ise şehirde 109 cami ve mescit, 1070 ev tamamen yıkılmış, minarelerin hemen hemen hepsi de tahrib olmuş. 30 Nisan 1557'de meydana gelen deprem İstanbul'da önemli sayılacak hasar meydana getirmiş. 1648 depremi, 28 Haziran 1648'de üç şiddetli sarsıntı şeklinde gerçekleşmiş. 1690'da yaşanan depremde Topkapı Sarayı'ndan Yalı Köşkü civarındaki kayıkhanenin bir kısmı ile Yedikule'den Ahırkapı'ya kadar olan kısım yer yer yıkılmış. 2 Eylül 1754 depremi İstanbul'da da büyük hasara neden olmuş ve hatta Padişah I. Mahmut'da dahil İstanbul halkının bir kısmı şehri terketmiş. (Tel: 0212-626 46 46)

Osmanlı'ya Batı'dan yardım yağmış

17 Ağustos depreminde olduğu gibi geçmiş İstanbul depremle-rinde de, dünyanın dört bir yanından İstanbul'a yardımlar yağmış. 1894 depreminde Osmanlı'ya, o zamanlar arasın-da siyasi problem bulunan ve Osmanlı'nın kuşkuyla baktığı ülkelerden yardım gelmiş. Fransa'dan Osmanlı Devleti'ne onbin Osmanlı lirası, Paris'de kurulan yardım komisyonundan İstanbul Fransa Sefareti aracı-lığıyla otuz dört bin altı yüz otuz beş franklık çek, Almanya İmparatoru ise beş bin marklık bir çek göndermiş. Mısır Hidiv'i İstanbul'u ziyarete gelmiş, dep-remzedelere Enternasyonel De Pari Bankası 200 Osmanlı lirası bağışlarken, Padişah II. Abdülhamit bin lirası padişah namına, beş yüz lirası şehza-deler ve ulu sultanların adlarına olmak üzere Osmanlı Banka-sı'na bin beşyüz liralık yardım biletleri bastırmış. Sırbistan Kralı beş bin frank gönderirken, Union Fransız Cemiyeti, Belçika ve Avusturya İmparatoru yine İstanbullular-dan yardımlarını esirgememiş-ler. Deprem yardımlarında Padişah II. Abdülhamit'in öfke-lenmesine neden olan bazı olaylarda yaşanmış. Deprem-zedelere dağıtılmak üzere İngiltere'den gönderilen yardı-mın Avukat Mösyö Miç ve Ban-ker Rali aracılığıyla Hümümet-i Seniyye'ye bilgi verilmeksizin sadece Adalar, Ayastefanos (Yeşilköy) ve Samatya Hristi-yan halkına dağıtılması padişa-hın kızmasına neden olmuş.

Havva Setenay İLHAN


Kağıda basmak için tıklayın.

Gürses'e anlamlı veda
Kalp yetmezliği nedeniyle vefat eden bestekar ve ses sanatçısı Yıldırım Gürses, TRT İstanbul Radyosu önünde düzenlenen törenle, sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurladı. Törende yeni nesil sanatçıların bulunmaması ise dikkat çekti.
Gençler ilgileniyor yaşlılar gülümsüyor Üretim teknolojisinde yaşanan baş döndürücü gelişmenin unutturduğu pek çok eşya, nostaljik eser olarak ev ya da işyerlerine yeniden dönüyor. Işıldağın papucunu dama attığı "fener", hükümranlığını zile kaptıran "kapı tokmakları", porselenin yaygınlaşması sonrasında mutfaklardan uzaklaştırılan "bakır ya da gümüş tabak ve tepsiler", metali imal edildikten sonra gözden düşen "tahta beşik" ve daha nice eşya, kendisini geçmişe özlem duymaktan alıkoyamayanların ilgisini çekiyor.
Nostaljik eser satıcısı İsmail Duymaz, raflara özensizce astığı ya da yarleştirdiği nostaljik eserlerin doğal olarak gençlerde merak, yaşlılarda tebessüm uyandırdığını söyledi. Müşterilerinin çoğunluğunu yabancı turist ve üniversite öğrencilerinin oluşturduğunu belirten Duymaz, "Pek çok gencimiz dede ya da ninesinin nasıl bir yaşam sürdüğünü bilmiyor. Öyle ki, eserleri isimlendirmede ve ne işe yaradığını bilmekte büyük güçlük yaşıyorlar. Örneğin, ibriğin neye yaradığını soran gençler bile var."


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...