İSTANBUL- İnsan hakları ihlalleri çemberinde sıkışan Türkiye, önümüzdeki yıllardan itibaren adeta davaya boğulacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye aleyhine açılan dava sayısı üç bini aşarken, bu rakam yıl sonundan itibaren ikiye katlanacak. Değişik nedenlerle mağdur olan dört bin öğrenci ve öğretmenin açtığı davalarda iç hukuk yolları tükeniyor. Lastik gibi uzayan kanunları ve kişilere özgü uygulanan hukuk sistemiyle Avrupa karşısında sürekli zor durumda kalan Türkiye, bu uygulamaların doğurduğu zorlu bir viraja daha giriyor. 1989 yılında AİHM'in yargılama yetkisini kabul eden Türkiye aleyhine yaklaşık 4 bin dava daha açılıyor. Değişik şekilllerde hakları ihlal edilen 2 bin 500 öğrenci ve bin 500 öğretmen, iç hukuk yolları tükenince yıl sonundan itibaren davalarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacak.

30 bini aşkın davacı

Türkiye'de, insan hakları ve özgürlüklerin ihlali nedeniyle 30 bin öğrenci idare mahkemelerine dava açtı. Aynı şekilde sadece İstanbul'da bin 500 öğretmen de hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği gerekçesiyle dava açtı. Bu arada bu rakamın öğretmenler açısından Türkiye genelinde on binlerce olduğu tahmin ediliyor. Açılan davaların büyük kısmının yıl sonundan itibaren sonuçlanması bekleniyor. Alınan bilgiye göre 4 bin civarında öğretmen ve öğrenci iç hukuk yolları tükenince davalarını AİHM'ye taşıyacak. Bu arada geriye kalan davacıların da olayı AİHM'ye taşınması bekleniyor.

'Türkiye zor durumda kalır'

Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki eski avukatı Prof. Dr. Aslan Gündüz, süper mahkemenin kararı belli olmadan birşey söylemenin erken olacağını, fakat davacılar lehinde karar verilirse Türkiye'nin çok zor durumda kalacağını kaydederek, şöyle dedi: "Nihai sonucu beklemek lazım. Bu davalardan bir-iki tanesi karara bağlanınca, birtakım sonuçlar alınır. Bana göre Strazburg'daki mahkeme pilot davayı reddederse, geriye kalan davaların ehemmiyeti kalmaz. Çünkü benzer davalar olacak. Fakat mahkeme açılan bu davaları insan hak ve özgürlüklerinin ihlali olarak kabul ederse, Türkiye büyük tazminat cezalarına mahkum olur. Avrupa Birliği (AB) karşısında çok zor duruma düşer."

'İhlalleri önlemek için dava açılmalı'

Öğrencilerin avukatlarından Ahmet Selamet, konuya ilişkin şunları söyledi: "İç hukuk yollarını tüketen her mağdur AİHM'ye mutlaka gitmeli. Bu konuda ne kadar başvuru çok olursa, o kadar mahkemede etkili olur. Olumlu içtihat artar. Mağdurlar, kendi adlarına değilse bile kendileri gibi mağdur olanlar için bu başvuruyu yapmalı. İnsan hakları ihlallerinin önüne geçilmek için bütün mağdurların bunu yapması gerekir. Türkiye bir hukuk devletiyse ve Avrupa ile birleşmek istiyorsa, artık insan hakları ihlal edilmemeli. İnsan hakları aleyhine, düşünce özgürlüğü aleyhine bir tek hadise bile olsa AB'nin kapısından giremeyiz." Avukat Selamet, mahkemenin davacılar lehinde karar vereceğine inandığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Avrupa Birliği'ne aday bir ülkeyiz. Bu yüzden bu konuda AİHM'den önemli kararlar çıkması bekleniyor. Çünkü Doğu'da üç belediye başkanı hızla gözaltına alındı ve tutuklandı. Ancak bir hafta sonra tahliye etmek mecburiyetinde kalındı. Bana öyle geliyor ki, burada AB ülkelerinin baskısı etkili oldu. Aynı şekilde onbinlerce mağdur öğretmen ve öğrenci başvurunca, AB üyesi ülkelerinin buna da bir tepkisi olacaktır. Çünkü yüz değil, bin değil. On binlerce mağduru gören Avrupalı, elbetteki tepki gösterecek."

 

---

---

« Geri Dön