Hürriyet gazetesi, Stuttgart Mahkemesi'nin verdiği istisnai bir kararı Almanya'da haç yasağı varmış gibi vererek okuyucularını yanıltmaya çalıştı. Başyazar Ekşi de, Stuttgart'taki Alman hakimin Müslüman kadın aleyhine verdiği karara çok sevindi.

  İSTANBUL- Stutgart İdare Mahkemesi'nin Afgan kökenli başörtülü bir öğretmenin devlet okulunda görev yapamayacağı şeklinde verdiği karar Türkiye'de bazı köşe yazarları tarafından çarpıtılarak verildi. Haber Hürriyet gazetesinde Almanya'da Türbana Yasak" başlığıyla yer aldı. Almanya'da bulunan insan hakları kuruluşları ise yasağın sadece sözkonusu eyaletteki devlet okullarını kapsayan lokal bir uygulama olduğunu, öğrencilerin ise böyle bir yasakla muhatap olmadıklarını vurguladılar. Baden Württenberg Eyaleti'nin Hristiyan Demokrat Partili Kültür Bakanı Anette Schvan 1998 yılında, Fereşte Ludin isimli öğretmenin devlet okulunda başörtülü olarak görev yapmasını yasakladı. İnsan hakları kuruluşları, Yeşiller ve Kliseler ise başörtüsü yasağına tepki gösterdiler. Çalışma hakkı elinden alınan Fereşte Ludin davayı Stuttgard İdare Mahkemesi'ne götürdü.

Karar lokal bir uygulama

Stuttgard İdare Mahkemesi geçen hafta verdiği kararda Kültür Bakanı tarafından uygulanan başörtüsü yasağını onayladı. Mahkeme'nin Bavyera Eyaleti'ndeki okullarda okuyan Hıristiyan öğrencilerin boyunlarında haç taşımaya zorlanmasının "din özgürlüğü'ne aykırı olduğu şeklindeki kararına atıfta bulunması dikkat çekti. Mahkeme Başörtüsünü inancın dış göstergesi olduğunu, öğrencilerin bunu fark etmemesinin münkün olmadığını söylerken, başörtülü olarak görev yapmanın dinî bir propaganda olduğu kanısına vardığı görüldü. Merkezi Almanya'da bulunan İnsan Onuru ve Hakları Derneği(HDR) Genel Başkanı Recep Karagöz, Mahkeme'nin verdiği kararın siyasi olduğunu söyledi. Karagöz, kararın sadece sözkonusu eyalet sınırlarını ve sadece devlet okullarını kapsadığını, Almanya genelini kesinlikle bağlamadığını vurguladı.

Yargı süreci devam ediyor

İdare Mahkemesi'nin kararını özel bir durum olarak değerlendiren ve davayla ilgili yargı sürecinin henüz bitmediğini belirten Karagöz, "Fereşte Ludin büyük bir ihtimalle davayı Federal İdare Mahkemesi'ne, oradan da sonuç alınamazsa Anayasa Mahkemesi'ne götürecek. Son ihtimal ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'dir" dedi. "Mahkeme Hıristiyan öğrencilerin boyunlarında haç taşımaya zorlanmasının din özgürlüğüne aykırı olduğu şeklindeki bir başka eyalet kararına atıfta bulundu. Ludin olayının böyle bir boyutu yok, olamaz da. Zorlamak elbette din özgürlüğüne aykırıdır. Ama mahkeme inançları gereği örtünen bir öğretmenin çalışma hakkını elinden alarak onu başka bir tercihe zorlamaktadır" diyen Karagöz, "Asıl din özgürlüğüne aykırı olan budur. Karar ayrıca sadece devlet okullarını bağlıyor. Özel okullarda başörtülü olarak görev yapılabiliyor. Kararı Almanya'da başörtüsü yasak şeklinde algılamak konuyu çarpıtmaktır" şeklinde konuştu.

Diğer eyaletlerde serbest

HDR Genel Başkanı Karagöz, Alman Memurlar Yasası'nda, insanların inançlarının gerektirdiği şekilde tercih ettikleri kılık ve kıyafetlerine dokunulamayacağının belirtildiğini vurgulayarak, "Bu nedenle sözkonusu yanlış ve siyasi olarak verilmiş kararın tashih edileceğine inanıyoruz. Kaldı ki bu eyalette dahi öğrenciler başörtülü olarak rahat bir şekilde okuyabiliyorlar. Bu karar sadece öğretmenleri kapsıyor" dedi. HDR Eski Genel Başkanı Mehmet Doğan da Almanya'nın diğer eyaletlerinde başörtülü öğrencilerin eğitim haklarını kullandıklarını, devlet dairelerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında başörtülü olarak memurluk yapılabildiğini söyledi. Berlin Yüksek Mahkemesi'nin Müslüman çocukların eğitimlerini İslam Federasyonu'na bıraktığını hatırlatan Doğan, kararın Anayasa Mahkemesi tarafından bozulacağı inancını taşıdığını söyledi.