T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

Savaş kaybetmeyen halk

Ladin'in bir numaralı sanık ilan edilmesi ile birlikte ABD'nın her an Afganistan'a saldırması beklenirken, Afgan halkının girdiği bütün savaşları kazanması dikkat çekiyor.

Usame Bin Ladin'in "bir numaralı sanık" ilan edilmesi ile birlikte ABD'nin her an Afganistan'a saldırması beklenirken, Afgan halkının girdiği bütün savaşları kazanması dikkat çekiyor. Afganistan'ı işgal ettiğinde dünyadaki iki süper güçten biri olan Sovyetler Birliği'nin, burada yaşadığı yenilginin, Varşova Paktı'nın dağılmasına kadar uzanan süreci başlattığı bilirtiliyor.

Hindistanlı sosyal bilimci yazar Dr. A. M. Manzar tarafından kaleme alınan "Afganistan Üzerinde Kızıl Bulutlar" adlı kitapta, Afganistan'ın coğrafi durum ve doğal kaynaklarından, etnografik yapısına, İslam'ın gelişiminden, hepsi birer fiyasko ile biten batılılaşma girişimlerine, dış müdahalelerden iç müdahalelere kadar geçirdiği tarihi süreçler hakkında bilgi verildi.

Saldırılara ABD'den destek

Toplam beş bölümden oluşan kitabında Manzar, Afganistan'a yönelik şimdiye kadar yapılan İngiliz ve Rus saldırılarına değinirken, ABD'nin sürekli olarak Afganistan'ın dış düşmanlarına arka çıktığına dikkat çekti. Rusların isteğinin sadece sıcak sulara inmek değil, bu suların civarındaki İslami dirilişi kontrol etmek ve bastırmak olduğunu da vurgulayan Manzar, "İran'daki İslami devrim, Afganistan'daki solcu-laik sultaya karşı, girişilen İslami devrimci direniş, Pakistan'daki İslami bir düzene ulaşma umudu Orta Asya'daki komünist hegemonyası için güçlü birer tehdit unsurudur. Rusların askeri kuvvetten çekinmedikleri meydanda. Onların korkusu evrensel nizamıyla İslamın ideolojik boyutu konusundadır" dedi. Manzar, emperyalist devletlerin İslam ülkelerine yönelik tecavüz ve saldırılarına karşı yapılacak tek işin kaldığı ve bunun da "onurlu direniş" olduğunun altını çizidikten sonra, şu tespitlerde bulundu: "Kuvvet kullanarak gerçekleştirilen istilaya karşı verilecek yegane cevap halk direnişidir. Rus tecavüzüne karşı duran Afgan halkının seçtiği yol da budur. "

Orta Asya'da kilit ülke

Afganistan'ın "Afganlıların vatanı" demek olduğunu ve Orta Asya içinde uzanan kilit bir ülke konumunda bulunduğunu hatırlatan Manzar, şu bilgilere yer verdi: "Toplam nüfusu 25 milyonu bulan Afganistan'ın büyük bir kısmı yüksek dağlarla kaplıdır. Eşit seviyedeki arazi parçaları çok azdır, bu yüzden ekilebilir alanlar, toplamın çeyreğini geçmez.

Batı'da İran, kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, doğuda Kaşgar, Keşmiş ve Pakistan, kuzey-batı sınırındaki yarı bağımsız aşiret topraklarıyla güneyde ise Belucistan ile komşudur. Kuzey'de Rusya ile 1000 kilemotrelik, doğu ve güneyde de Pakistan ile 2 bin 240 kilometrelik bir sınırı vardır."

Afganistan'daki Çin seddi

Hindikuşu duvarının Afganistan'ı eşit olmayan iki eşit parçaya böldüğünü belirten Manzar, dünyada hiç demiryolu bulunmayan bir kaç ülkeden birinin de Afganistan olduğunu bildirdi. Manzar, kuzey-doğudaki yüksek dağlardan, güney-batıdaki sıcak çöllere uzanan bölgelerde iklimin büyük değişiklikler gösterdiğini, topraklarının çok verimli olduğunu yazdı. Afganistan'ın çok ilginç bir iklim yapısına sahip olduğunu belirten Manzar, ilk ve son baharlar Afganistan'ın en güzel mevsimleri olduğunu, Başkent Kabil'de haziran ve temmuz aylarında sıcaklığın en çok 25 dereceye çıktığını, en soğuk aralık ve ocak aylarında da ısının yarım dereceye kadar düştüğünü bildirdi.

Kitabında Afgan muhafazakarlığının bir mucize olduğunu anlatan Manzar, "Bu mucize yeni kültürel güçler karşısında duyarlı ve özümleyici nitelikler taşıyan sert ve parlak bir elmas gibi keskindir. Ve Afganlıların bitimsiz organik sağlığının sırrı da bu mucizede yatar" dedi. Afganistan'ın dininin İslam olduğunu hatırlatan Manzar, halkın aşağı yukarı yüzde 60'ının Peştu ya da Puthu, nüfusun geri kalanını Tacik, Hazarah, Özbek, Türkmen ve Nuristanlıların oluşturduğunu kaydetti.

Manzar, Afganistan'da en çok Peştuca ve Farsça, azınlık dilleri olarak da Türkçe, Beluci, Nuristani, Hindiki, Peşşahi, Bedahşi ve Zebaki dillerinin konuşulduğunu belirtti.

Hep Amerika'ya yaklaştı ama

Manzar kitabını, şu sözlerle bitirdi: "Afganistan, ilkin hep ABD'ye yaklaştı ama o hep reddetti. Çin ve Sovyetler'e gün doğdu. Böylece Sovyetler büyük ölçüde ülkeye ekonomik ve askeri yardımda bulundu. İş burada bitmedi tabii. Ülkeyi ve halkını ideolojik, kültürel ve diğer bakımlardan etkileme fırsatını da yakalamış oldu. Fakat bu doğaldır. Borç alan ülke bir çok bakımdan bonrç veren ülkenin etkisi altına girer. Sovyetler Afganistan'a nüfusunun arka planı budur. İslam aleminin bir an durup düşünmesine yetecek mi tüm bu söylenenler acaba?"

 
Kitlesel ölümler olabilir
Afganistan'a yapılması beklenen operasyona dikkat çeken BM, kitlesel ölümler yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Çiçeklere tutkunlar
Dr. Manzar, coğrafi çevre, iklim ve diğer faktörlerin afganlıları sağlıklı ve sert mizaçlı yaptığını vurguladı. Halkının çiçeğe delicesine tutkun olduğuna dikkat çeken Manzar, "Her ev, bahçe ve yol kenarındaki çay evlerinin kendilerine ait bir çiçekliği vardır " dedi.
Maden zengini ülke
Manzar, kitabında ülkede leopardan bukelemuna kadar her çeşit vahşi hayvana rastlamanın mümkün olduğunu hatırlatırken, Afganistan'ın çok büyük bir maden zenginliğine altın, gümüş, kurşun, demir, bakır, kükürt, tuz, lacivert taş ve diğer değerli taşların eski çağlardan beri çıkarıldığını anlattı. Manzar, Afganlıların az yiyip içtiğini, temizliksever ve çok gözüpek insanlar olduğunu vurgulayarak, şu tespitlerde bulundu: "Onlar asker olarak doğarlar. Gelenek ve ideallerine sadıktırlar. Köken ve bağımsızlıkları konusunda çok aşırı hassastırlar.

19 Eylül 2001
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED