|
|
Bayıltana kadar işkence
"Temiz Şehir" operasyonu çerçevesinde Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde dört gün boyunca ağır işkenceye maruz kalan mağdurlar, kâbus dolu günleri yeniden yaşadı.
"Temiz Şehir'' operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde dört gün boyunca ağır işkence gören mağdurlar, bir grup sivil örgüt temsilcisiyle birlikte ortak bir basın açıklaması yaptılar. Mazlum-Der İstanbul Şubesi'nde dün düzenlenen basın toplantısına, gördüğü işkenceden dolayı yürüyemecek duruma gelen mağdurlarından Büyükşehir Belediyesi İştirakler Daire eski Başkanı Necmi Kadıoğlu ve Harun Karaca'nın yanısıra Mazlum-Der, İHD ve Özgür-Der yöneticileri, işkence mağdurlarının avukatları Faik Işık'la, Zeyit Aslan katıldı. Gördüğü işkenceyi basına anlattığı için ortağı olduğu hastanesi basılan mağdurlardan Tufan Mengi'nin ise toplantıya gelemeyeceğini Mazlum-Der'i arayarak bildirdiği öğrenildi. "Eşime ve çocuklarıma yapılanı unutamam" Arkadaşlarının yardımıyla toplantıya gelen ve konuşmakta zorluk çektiği gözlenen Necmi Kadıoğlu, "Belediyelerdeki ihalelerden, Tayyip Erdoğan'ın ve bizlerin ne kadar komisyon aldığımızı sordular. Öyle bir şey olmadığını söyleyince bunu bize kabul ettirmek için işkenceler yaptılar" dedi. Evde 7, 9 ve 11 yaşlarındaki çocuklarının gözü önünde sözlü ve fiziki saldırılarla gözaltına alındığını anlatan Kadıoğlu, "Ben gördüğüm işkencelerden dolayı üzülmüyorum. Beni asıl kahreden, benden sonra eşime ve çocuklarıma yapılan işkenceler. Ben bir ömür boyu onlara yapılanı affedemem. 24 saat aç bırakılan ve 4 polisin gözetiminde itilip kalkılarak bir odada bekletilen çocuklarımın yaşadığı korku hâlâ üzerlerinde. Bunlar unutulmaz" dedi. "İşkenceyi tesbit edemediler" Oldukça bitkin görünen Harun Karaca ise, "Bundan sonra bizim başımıza ne geleceğini bilmiyorum. İşkence sırasında saatlerce elektrik yedik, husyelerimiz, bayılıncaya kadar sıkıldı. Yapılan işkencelerin ardından ilk önce Haseki Hastanesi'ne gittik ve işkence gördüğümüz raporda belirtildi. Bu raporla panik olan polisler, bizi diğer hastanelere götürüp 'işkence yok' raporu almaya çalıştılar. Çapa, İstinye ve Sarıyer Hastaneleri'nde kimi doktorlar üçer-beşer bizi içeri alıp acele 'işkence yok' raporu yazdılar. Aralarında durumumuzu farkeden doktorlar da vardı. Ancak yaptıkları açıklamada sahip oldukları tıp teknolojisinden mevcut işkence seviyesini tespit etmelerinin mümkün olmadığını söylediler. Verdikleri rapor da 'darp izi yok' şeklindedir. Bu, işkence görmediğimizin ispatı olamaz. Bu arada biz işkence görürken evde de küçük çocuklarımı ve eşimi 24 saat aç susuz bekletmiş ve bir odada hapsetmişler" dedi. Mağdurların avukatlarından Faik Işık da olayı şiddetle kınadığını belirter, "Hukuk Türkiye'nin göbeğinde böyle işkencelerle ihlal ediliyorsa, diğer bölgelerde neler oluyordur!?" diye konuştu. Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Ahmet Selamet ise, işkencenin bir hukuk devletinde suç olduğunu söylerken, İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin de işkencenin takipçisi olacaklarını belirtti. Tufan Mengi'den Sabah'a yalanlama "Temiz şehir" operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan ve işkence gören sanıklardan işadamı Tufan Mengi, önceki gün Sabah gazetesinde yayınlanan "Polis gizli kasanın peşinde: Kurye avı" başlıklı haberin gerçekle örtüşmediğini söyleyerek konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Mengi yaptığı açıklamada, sorgulama sonrasında suçsuz bulunduğu için serbest bırakıldığını hatırlatıp, gazetede yeralan ifadelerin daha önce de basına açıkladığı gibi işkenceyle bir başka şahsa zorla imzalatılmış ifadeler olduğunu, kendi ifadeleri olmadığını belirtti. Mengi, Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı olmadığını buna rağmen başkasına ait olan ifadelerin şahsına mal edilmesinin sebebinin, emniyetin kendisini gözaltına alıp yarım kalan işkenceye devam etmesi olduğunu vurguladı. Mağdur avukatlarından Faik Işık da haberin müvekkilillerinin verdikleri ifadelerle örtüşmediğini belirtti.
|
|
|