|
|
Ilıcak: Şeref duyarım
Sözleri FP'nin kapatılmasına gerekçe gösterilen ve milletvekilliği düşürülen Nazlı Ilıcak, güç odaklarına karşı mücadele verirken bedel ödemeyi göze aldığını belirterek, "Bu karar benim için şeref madalyasadır" dedi "Söz ve eylemleri" FP'nin kapatılmasına gerekçe gösterilen ve milletvekilliği düşürülerek 5 yıl boyunca siyaset yapma yasağı getirilen İstanbul Miletvekili Nazlı Ilıcak, parlamontada göreveni layıkıyla yaptığını belirterek, hakkında verilen cezanın kendisi için şeref madalyası olduğunu söyledi. Yeni Şafak gazetesinde düzenlediği basın toplantısında kapatılma davasını değerlendiren Ilıcak, Anayasa Mahkemesi kararını "millet ve memleket adına" büyük bir üzüntüyle karşıladığını söyledi. Ilıcak, "Bir de Anayasa Mahkemesi üyeleri adına üzüldüm ve 12 Eylül döneminde Kenan Evren'i tebrik kuyruğuna giren Anayasa Mahkemesi üyelerini hatırladım" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç'ın, "Bu siyasi bir davadır. Hukuki zemine oturtmaya çalışıyoruz"demecini hatırlatan Ilıcak, "Ama hukuki zemine oturtamadılar" şeklinde konuştu.
'Kavakçı bana emanet' dedimKapatma davasıyla ilgili bir senaryonun oluşturulduğunu belirten Ilıcak, "Bir Merve Kavakçı olayı, Kavakçı'nın yanında bir Nazlı Ilıcak. Acaba Merve Kavakçı'yı kim aday gösterdi. Kavakçı'nın aday gösterilmesinde Genel Başkan'ın Başkanlık Divanı'nın hiç rolü olmadı mı? Parlamentoya Merve Kavakçı'yı ben mi soktum? Ben o gün Genel Kurul'a, Kavakçı'yla birlikte girdiğim için ne şikayetçiyim, ne de bundan dolayı bir üzüntü duyuyorum. Yanlız ben buradaki acayipliğin altını çiziyorum" şeklinde konuştu. Kavakçı ile ilgili iddianamede iki ismin geçtiğini hatırlatan Ilıcak, "Biri ben, biri de Abdullatif Şener'di. Ancak, Şener'in boyu uzun olduğu için iddianameden ismini çıkardılar. Biraz daha kısadır diye Bekir Sobacı'nın ismini monte ettiler" dedi. Ilıcak, Kavakçı'nın kendisi gibi kadın olduğu için yanında yer aldığını belirterek, "İkimiz de kadın ve İstanbul milletvekiliydik. Benden daha küçük bir hanımdı. İlk kez parlamontoya giriyordu. Ben seçmenlere söz verdim 'Kavakçı bana emanet, ben de size' dedim. Sözüme ihanet etmektense yasaklı olmayı tercih ederim" diye konuştu.
Meclis'te başörtüsü serbestMerve Kavakçı'nın başörtülü olarak TBMM Genel Kurulu'na girmesinin önünde bir engel bulunmadığını anlatan Nazlı Ilıcak, "Parlamentoda içtüzüğe göre başörtüsü yasağı yok. Nitekim, hükümet ortakları, parlamentoya başörtüsü yasağı getirmek istediler. Fakat, ANAP ve MHP'liler seçmeninin değerleriyle oynamayı göze alamadıkları için bu yasağı getiremediler" dedi.
Vebalı gibi mi davransaydım?Türkiye'de laikliğin din ve vicdan özgürlüğü kısmının gözardı edildiğini kaydeden Ilıcak, verilen mücadeleyi ABD'de zenci mücadelesini başlatan Roza Parks'ın mücadelesine benzetti. Ilıcak, şöyle konuştu: "Adeta dindarlar suçlanıyor. Merve Kavakçı benim yanıma geldiğinde 'Seninle birlikte Genel Kurul'a gireyim dediği vakit 'Hayır kızım sen başörtülüsün, vebalısın benim yanıma yaklaşma' mı diyecektim? Eğer bundan dolayı cezalandırıldıysam, beni cezalandırdıklarını sananlar, beni susturabileceklerini sananlar varsa yanılıyorlar. Bundan dolayı şeref duyuyorum" diye konuştu.
Sine-i millete dönüyorumMeclis'teki görevini hayırla tamamladığını ve sine-i millete döndüğünü belirten Ilıcak, sonbahardan itibaren Anadolu'yu dolaşacağını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını ve Avrupa'da da gerçekleri anlatacağını belirterek, "Milletimize gerçekleri anlatacağım. Harward Üniversitesi'nden davet aldım. Şikayet edeceğim manasında değil. Ama Türkiye'deki güç odaklarını şikayet edeceğim. Bu medya kartellerini şikayet edeceğim, onlarla işbirliği yapan siyasileri şikayet edeceğim. Eğer beni bu şekilde parlementodan düşürürerek yolsuzluk lobisi kazandı diye sevinenler varsa hiç sevinmesinler. Benim sesim milletin sinesinde çok daha gür çıkacak" diye konuştu. Güç odaklarına karşı bir mücadele verilirken bunun bedelinin ödeneceği bilincinde olduğunu vurgulayan Ilıcak, sözlerini, "Ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" dizeleriyle tamamladı.
Erbakan ve Erdoğan'ın önü açılsınGazetecilerin sorularını yanıtlayan Ilıcak, yakın bir tarihte yapılacak bir seçimin çözüm getirmeyeceğini ifade ederek, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan'ın önünün açılması gerektiğini söyledi. Ilıcak, "Tayyip Erdoğan'ın önünün açılması gerektiğine inanıyorum. Aslında pek bir ayırım yok arkadaşların arasında. Aynı düşünceleri paylaşan insanlarız. Bir yol ayırımı olsa bile o yolun sonradan birleşeceğine inandığımı ifade etmek isitiyorum" diye konuştu. "Neden Ilıcak?" sorusuna, "Kendi adıma bu cezayı bir mükafat olarak addediyorum. Bana 'geçmiş olsun' diyenlere 'gazanız mübarek olsun' demelerini rica ediyorum" cevabını veren Nazlı Ilıcak, "Eğer ilahlar bir kurban istediyse, seçilmemden dolayı memnunum. Partinin çok değerli isimleri mücadeleyi sürdürecekler. Onların önü kesilmedi" diye konuştu. Ilıcak, partinin kapatılmasına neden olduğu gerekçesiyle de, FP'lilerden kendisine olumsuz bir tepkinin gelmediğini, aksine destek geldiğini söyledi.
Siyasetçi bir aileden gelidiğini ve yasaklara alışık olduğunu belirten Ilıcak, babası merhum Muammer Çavuşoğlu'nun 27 Mayıs'ta, dayısı AP'li Turan Kapanlı'nın da 12 Eylül'de yasaklandığını hatırlattı. Ilıcak, "Ben de 28 Şubat kurbanı olarak karşınızdayım. Hem böyle bir aileye sahip olmaktan dolayı şeref duyuyorum, hem de aldığım bu cezayı bir şeref madalyası olarak göğsümde taşıyorum" dedi.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |