YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Abdülhamid ve Özal

Turgut Özal Türkiye'nin iç politikasını olduğu kadar dış politikasını sarsan liderlerin başında gelir. O Türkiye'yi "uluslararası stratejilerin savaştığı platforma" taşıyarak, Batı dünyasında Türk ve İslam dünyasının sözcülüğünü yapma başarısını gösterdi. Bunun doğal sonucu olarak da, Türk toplumu bütün kesimleriyle dünyaya açıldı.

Prof. Dr. Mahir Kaynak "Altunizade Toplantıları"nda yaptığı konuşmada "Bir yanda yakın işbirliği yaptığı ülkelerle Amerika, diğer yanda Almanya'nın öncülüğünde Avrupa Birliği olmak üzere dünyada büyük stratejilerin savaşı yaşanıyor" dedi. Ona göre diğer ülkelerin iç politikasını, stratejiler savaşıyla biçimlenen dış politika belirliyor.

Özal dış politikanın iç politikayı belirlediği edilgen süreci, iç politikanın dış politikayı belirlediği etken bir sürece çevirmeye çalışarak, Türkiye'nin son dönemine damgasını vurdu. Bunun için, Erdem Bayazıt, Özal'ı Sultan Abdülhamid'in izinde, Viyana'da yarım bırakılan savaşın ekonomik alanda devam ettiricisi olarak görür. Bayazıt'ı doğrular biçimde Özal öldüğünde, Batı basınında "Sultan'ın geç gelen şehzadesi" olarak yorumlandı.

Amerika'nın Bağdat'ı yeniden bombalaması Körfez Savaşı'yla birlikte Özal'ı yeniden gündeme getirdi. "Türk Dış Politikasında Körfez Savaşı ve Turgut Özal"ı içeriden bir gözle, değişik açılardan ele alarak inceleyen akademisyenlerin başında Atılım Üniversitesi'nin öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ramazan Gözen gelir.

Gözen Liberte Yayınları arasında çıkan "Amerikan Kıskacında Dış Politika: Körfez Savaşı Turgut Özal ve Sonrası" isimli kitabında yayın tarihin ışığında Özal'ın hem Türk dış politikası, hem de Irak ilişkileri ve Körfez savaşı bağlamındaki önem ve yerini büyük bir kaynak taraması yaparak, sorumlu ve dikkatli bir akademisyen titizliğiyle ortaya koyuyor. Özal'ın vizyonunu kavramak ve Türkiye'nin statik ve edilgen dış politikasının nasıl değiştiğini anlamak için, Gözen'in çalışmasının baştan sona mutlaka okunması gerekir.

Kamuoyu aynı Sultan Abdulhamid gibi Özal'ı da iyi anlayamadığı için gereken desteği vermedi. Biri ölünce, koca bir devlet on yıl içinde akılalmaz bir biçimde küçülerek, Anadolu'ya çekilmek zorunda kaldı. Diğeri ölünce de, üzerinden on yıl geçmeden Türkiye yeniden yetmiş sente muhtaç bir ülke haline geldi. Birinin "Hicaz Demiryolu", diğerinin "Barış Suyu" projesi vardı. Her ikisinin ölümüyle Ortadoğu'da büyük bir güç boşluğu doğdu, İslam dünyasında savaşlar birbirini izledi.

Gözen'in deyişiyle Özal'ın "kişiye özel" dış politikası, Amerika'nın bölgenin siyasi yapısını değiştirmek için, on sene önce yarım bıraktığı yerden yeniden başlaması, Türkiye ve bölge için vazgeçilmez bir önem taşıyor.

Türkiye'nin Batı dünyasındaki yerinin sağlamlığı Türk ve İslam dünyasını başarıyla temsil edebilmesine bağlıdır.


20 ŞUBAT 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazif Gürdoğan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...