Gıda katkıları, gıda maddelerine, lezzetini arttırmak ve rengini, görünüşünü zenginleştirerek albenisini arttırmanın yanı sıra dayanma süresini uzatmak amacıyla konulmaktadır. Bazı katkılar ise üretim aşamasında, kolayca bozulmasını önleyerek sağlıklı olmasını sağlamak ve taze görüntüsünü uzun süre sürdürmek amaçlı olarak da katılmaktadır. Aslında gıda katkıları tarih öncesi çağlardan beri kullanılıyor. Etleri tütsülemek, bozulmasını önlemek kadar lezzetini arttırmak amaçlı olarak kullanılmış ve halen de kullanılmakta. Sucuk ve pastırma gibi yiyecekler, baharat katkısıyla, hem lezzeti artırmak hem de etlerin bozulmasını önlemek için kullanılıyor. Tuz katkısıyla üretilen turşular, sebzeleri mevsimi dışında da kullanmayı, tuza basılmış balıklar da korunmayı ve her istenildiğinde tüketilmeyi sağlıyor. Bilim ilerledikçe katkılar arasına kimyasal maddeler de karıştı. Kullanılan katkı maddelerinin sayısı arttıkça insanların kafasında da kaygılar artıyor, acaba bu katkılar sağlık açısında ne kadar güvenli? Konu ile ilgili uzmanların yaptığı açıklamalara göre,gıda ürünlerine ilave edilen katkı maddeleri gıdayı koruması açısından oldukça etkili, gerekli ve önemli. Zaman zaman kulağımıza çalınan bu maddelerle ilgili olumsuz söylentilerin bir çoğunun kasıtlı olduğunu belirten uzmanların görüşleri, eğer bu maddeler kullanılmazsa ürünün daha fazla risk oluşturacağı yönünde. Örneğin; süt, yoğurt, salam, sucuk, sosis.... gibi çabuk bozulacak ürünlere eğer bu tür maddeler eklenmezse, her türlü hava, ısı, saklama, paketleme gibi etkenlerden çabucak etkilenerek kısa sürede kullanılmaz duruma gelme olasılıkları çok yüksek.

Tamam, uzmanlarımızın görüşlerine her zaman saygım ve inancım sonsuz. Ancak ben gene de ekolojik beslenmeden yanayım. Tabii burada çok önemli bir sorun var. Kırsal kesimde yaşayanları tenzi ederek söylüyorum ,bizim gibi büyük şehirlerde yaşamak zorunda olanların ekolojik besinleri kullanma şansımız yok gibi.Bu ürünlerin fiyatlarının çok yüksek oluşu bizlerin kullanımını sınırlıyor ya da imkansızlaştırıyor. O halde bize sunulanı kullanmak zorundayız. Burada da içime sinmeyen bir nokta var. Aslında bir çok gıda firmasında bu katkıları denetleyen ,olması gerektiği kadar kullanan,insan sağlığını önemseyen bir çok uzman görev yapmakta, ancak bu kadar hassas davranmayan yerlerin varlığı da yabana atılmayacak sayıda. Bunu düşünmek bile hepimizi son derece rahatsız ediyor. O halde ne yapmak gerekiyor? Bu çok zor cevaplanacak bir soru. Ancak beni rahatlatan bir konu var ki,yıllardır bu işlerle uğraştığım ve yakından takip ettiğim için rahatlıkla söyleyebilirim devlet ve belediyeler bu konu ile şimdiye kadar hiç olunmadığı kadar ilgili ve çözmek konusunda kararlı. Firmalar sürekli sağlığa uygun gıda ürünü üretip üretmedikleri konusunda sıkı denetim altında. Şimdilik ismine güven duyduğumuz ürünleri kullanmanın en iyi çözüm olduğunu düşünüyorum. Ancak gelecekten her konuda olduğu gibi bu konuda da oldukça umutluyum. Biz de yakın bir tarihte halkının sağlığı önemsenen bir ülke olacağız.

Ispanaklı pay

Malzemesi: 1 su bardağı sıvı yağ, 1 su bardağı katı yoğurt, 1 paketten bir çay bardağı eksik kekun, 1,5 çay kaşığı tuz (silme) Üst malzemesi: 500 gr ıspanak (yaprak kısmı), 1 çay bardağı taze kaşar rendesi, 1 adet yumurta, 1 çay bardağı süt, 1 adet piyazlık doğranmış soğan, 1 yemek kaşığı tereyağı, yeteri kadar tuz, karabiber, pul biber.

Hazırlanışı: Bir kapta sıvı yağ, yoğurt, tuz ve kekunu karıştırarak çok yumuşak bir hamur yapın. Tepsiyi tereyağı ile yağlayın. Hamuru tepsinin ortasına koyun. Elinizle iyice bastırarak yayıp düzeltin. Tavada soğanı sıvı yağ ile birlikte pembeleştirin. İçerisine suyunu elinizle sıktığınız ıspanakları ilave edin. Üzerine tuz, karabiber ve pul biber ilave ederek karıştırın. Yapmış olduğunuz bu karışımı hamurun üzerine eşit olarak dağıtın. Yumurtayı süt ile çırpıp üzerine dökün. Kaşar rendesini de üzerine koyarak fırında pişirin. Servis tabağına alıp sıcak olarak servise sunun.

GÜLSEN ORTAÇ

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu