T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Cevabı siz verin

Türkiye adına ABD ile pazarlıkları yürütenleri dinlediğinizde, sözün bir yerinde, "Artık bu kadarı da fazla" tepkisini vermeden edemiyorsunuz. Amerika savaşa gidiyor, Türkiye'yi de kendisiyle birlikte kan ve gözyaşına doğru sürüklüyor; bu işbirliğinin para pazarlığı yeterince onur kırıcı değilmiş gibi, bir de üç kuruşun hesabını yapıyor Washington...

Türkiye'nin gideri fazla geliri az ya, İMF, geliri biraz artırabilmek için, Türkiye'ye, "KDV oranını yüzde 18'den yüzde 20'ye çıkar" aklını veriyor... Washington adına savaş pazarlığı yapanlar ise, "Piyasanızdan mal almamız gerektiğinde, askerlerimizin alışverişlerinde KDV ödemeyiz" şartını ileri sürüyorlar... Petrol fiyatını da yüksek buluyor Amerikalılar; istedikleri 'vergi yükünden arındırılmış fiyat'... Pazarlık bir ara, Amerikalıların göğüslerine takacakları kokartların bedelini kimin ödeyeceğine kadar varıyor; ABD temsilcisi, "Siz ödeyin" diyebiliyor...

Bu tür hikâyeleri dinlerken, "Karar almadan önce bu muameleyi reva gören Amerikalılar, istediklerini elde ettikten sonra ne yapmazlar" diye düşünmeden edemiyorsunuz...

Benzer bir hayal kırıklığını, henüz tek kurşun bile sıkılmamışken, ABD desteğiyle Irak'ın yönetimine gelecekleri günün rüyasını yıllardır gören, bu sebeple her denilene "Evet" deyip durmuş Irak muhalefet cephesi liderleri yaşıyor. Biri, "Umutlarımıza ihanet edildi" başlığını uygun gördüğü yazısında, "Daha birkaç hafta önce demokrasi konuşmak üzere beni Oval Ofis'e dâvet etme nezaketini gösteren Başkan'ın arzusu, danışmanları tarafından, tersine çevriliyor" diye yakınıyor… Hem de, yazısının biraz yukarısında, "ABD geçmişte de dostlarına hep ihanet etmişti" diyen kendisi olduğu halde...

Tarih olaylar meydana geldikten sonra yazılır, değil mi? Oysa, ABD'nin Irak üzerinden oluşturmaya kararlı göründüğü 'yeni düzen' adım adım gelişiyor ve tarihin olaylar 'olurken', gelişmeler 'yaşanırken' yazıldığını hissediyorsunuz... Bunu en iyi hissettiren, yanına şimdi 'müttefik' almaya çalıştığı Türkiye'ye ve yıllar önce kendisinin oluşturup 'Irak demokratik muhalefeti' adını verdiği kişilere Washington'un uygun gördüğü muamele...

'Irak demokratik muhalefeti' içinde iki simge isim yer alıyor: Biri, 'Saddam-sonrası Irak' senaryolarında adı 'devlet başkanı' olarak geçen Ahmad Chalabi; diğeri de, Saddam Hüseyin ile ilgili 'tehlikeli' kitaplar yazmış bir bilimadamı: Kanan Makiya... Bu iki önemli isim, Amerikan askerleri Bağdat'a yürürken yanlarında olabilmek için Kuzey Irak'a gelmiş bulunuyor; ancak, onlara, amaçlarına yaklaştıklarını sandıkları noktada büyük bir hayal kırıklığı yaşatıyor Washington... Observer gazetesinden aktardığım 'ihanet' sözcüğünün de geçtiği satırlar, Brandeis Üniversitesi'nden Prof. Makiya'ya ait...

Ahmad Chalabi 'Saddam-sonrası Irak' senaryosunu Amerikalıların ağzından ilk işittiğinde kulaklarına inanamamış olmalı; o da Wall Street Journal için yazdığı "Irak Iraklılarındır" başlıklı yazısında şöyle yakarıyor: "Biz onurlu bir ulusuz, yenik değiliz. ABD'nin müttefikiyiz ve Amerikalıları 'kurtarıcı' olarak görüyoruz. Ülkemizi yeniden inşa bizim görevimiz olmalı, yabancı bir subayın değil..."

Iraklı muhalifler, geçen hafta Amerikalılar tarafından Ankara'ya çağrılmışlar. Makiya, "Bize şunları dikte ettiler" diyerek 'Saddam-sonrası Irak' senaryosunu anlatıyor: Irak'ı en az iki yıllığına bir Amerikan generali yönetecek; kurulacak 'askerî hükümete' danışman olarak da, Körfez'deki Arap ülkeleriyle Suudi Arabistan yönetimine hoş gelecek bir grup Iraklı hizmet verecek...

Bu iki ağlamaklı yazıdan, ABD'nin, operasyona desteklerini şart gördüğü için yıllardır ilişkilerine özen gösterdiği 'Irak muhalefet cephesi'ni yarı yolda ve üyelerini kalbi kırık bıraktığını öğreniyoruz... Askerî operasyon için şimdilerde kur yaptığı Türkiye de, hele bir "Evet" desin, muhtemelen aynı âkıbete uğrayacak...

Daha başlangıçta 'halayık' muamelesi gören, heves alındıktan sonra 'eş' konumunu kazanabilir mi hiç?


21 Şubat 2003
Cuma
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED