T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Cezayir'in öbür yüzü: Fransız mezalimi

Cezayir topraklarını işgal eden Fransızlar, bu topraklarda akla ve hayale gelmedik zulümler yapmış. Gazeteci Kenan Akın, zulmün tanık ve belgelerini bir kitapta topladı.

Her fırsatta Türkler'in Ermeniler'i katlettikleri iddiasını gündeme getiren Fransızlar'ın Cezayir'de yaptıkları katliamlar, asıl hangi milletin zalim ve katil olduğunu belgeleriyle gözler önüne seriyor. İlki 1985 yılında olmak üzere dört defa Cezayir'e giden ve burada Fransızlar'ın yaptıkları zulümlerle ilgili araştırmalar yapan gazeteci yazar Kenan Akın, derlediği bilgi, belge ve fotoğrafları "Cezayir'de Fransız Vahşeti ve Ötesi" adlı kitapta topladı.

"Her yer toplu mezar"

Hem katliamın canlı şahitleriyle görüşen hem de bulunan toplu mezarları ziyaret eden Akın, Cezayir'de Fransızlar'ın yaptığı katliamların, her gün yeni bir bölgede açılan toplu mezarlarla biraz daha gün yüzüne çıktığını belirtiyor. Fotoğraflarla belgelenen katliamlar, 1830 yılında Cezayir'in Fransızlar tarafından işgal edilmesiyle başlamış ve bu katiamlar 132 yıl boyunca en vahşi şekilde devam etmiş. En büyük toplu mezar ise Harrata'da ortaya çıkmış.

Özal, Cezayir'den özür diledi

Fransız mezalimi durdurmak için direnen halka en büyük destek ise Türkiye'den gelmişti. Bir gemi dolusu silah önce Trablus sonra da Tunus yolu üzerinden mücahitlere ulaştırılmıştı. Ancak Türkiye, Cezayir'in bağımsızlığı için yapılan oylamada 'çekimser' oy kullanınca Cezayir halkını hayal kırıklığına uğratmıştı. 1960 ihtilalinin ardından Alparslan Türkeş, bir denizaltıyla Cezayir'e silah ve para göndererek bu yanlışı düzeltmeye çalışmıştı. Yıllar sonra Türkiye'nin bu yanlış tutumundan dolayı bu ülkeyi ziyaret eden Turgut Özal Cezayir halkından özür dileme gereği duymuştu.

ARAPÇA'YI BİLE UNUTMUŞLARDI

GAZETECİ Kenan Akın, Cezayir'e yaptığı ziyaretler sırasındaki gözlemlerini şu cümlelerle kitabına aktarıyor: "Cezayir şimdi özgürdü, fakat tam bir kargaşanın içindeydi. Lokantalarındaki yemek, Fransız mutfağından başka bir şey değildi. Yemek sırası ve düzeni de Fransızlar'ı andırıyor, 'ordövr' ve 'antre'den sonra yanında kallavi bir et yemeği sofrayı süslüyordu. Fransızlar'dan kalan kötü bir alışkanlık ise çokça şarap içimiydi. Yemek, tatlı arkasından meyve ve kahveyle tamamlanıyordu. İşin en üzücü yönü ise el'an Fransızca'nın egemen olması idi. Gerçekten Cezayirliler, Arapça'dan ziyade Fransızca konuşuyor ve Fransızca anlaşabiliyorlardı".



21 Şubat 2003
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED