Bize iktidar değil, muhalefet lazım!..

Şu CHP'nin genel başkanlığına Deniz Baykal mı, başka birisi mi gelecek, bilmiyoruz..

Ama kim gelecekse gelsin ve lütfen, demokrasimizdeki "muhalefet yokluğu"nu giderecek adımlar, atılsın artık..

"Çok partili demokrasi" icad edildiği günden beri, siyaset tarihinde böyle şey görülmedi çünkü..

Birbirlerine tam zıt görüş ve kişiliklere sahip olan, koalisyonun üç lideri, hem iktidar, hem de muhalefet olmak işlevlerini öylesine tekellerine aldılar ki, ülkede demokrasi topallamaya başladı..

Sonunda muhalefetsizlikten, Ecevit bunaldı ve Cumhurbaşkanı Sezer'i bir "muhalefet lideri" gibi görmeye başladı..

Eksik olmasın, "kartel medyası" da, devlet ihaleleri, kamu kredileri, bankacılık ve özelleştirme ile haşır-neşir olduğundan beri, "muhalefete muhalefet" etmeyi mesleğin gereği biçiminde sunuyor.

Bu yüzden, Erbakan ve Çiller nötralize edildiği için, kime kızıp, Ecevit'e veya Hüsamettin Özkan'a yaranacaklarını bilemediklerinden, onlar da Cumhurbaşkanı Sezer'e, olanca güçleri ile yüklenmeye başladılar..

Sezer ne zaman "hukukun üstünlüğü"nden söz etse, ertesi gün ya kriz yaratmakla, ya kalkınmayı engellemekle suçlanıyor kartel manşetlerinde..

"İş adamları"mıza gelince, onlar bir başka alem..

Hepsi kendini "işadamı" değil de, "devlet-adamı" zannediyor. Hele TÜSİAD adına konuşanların havalarından, yanlarına yaklaşmak mümkün değil..

"Derin sermaye", galiba "derin devlet"ten daha devletçi ve istikrarcı..

Ülkede enerji sıkıntısı var.. Fabrikaları çalışamayacak.. İMF programı ile talep kısılıyor, mal satamayacaklar. Döviz kuru sabit olduğu için, yüksek enflasyon "açık pozisyon"ları biriktiriyor. Ne devlet, ne özel sektör yatırım yapabiliyor..

Ama TÜSİAD'cıların umurunda bile değil bütün bunlar..

Çünkü onlar "devlet adamı" rolünde..

"İrtica", "istikrar", "Ermeni Tasarısı" ve benzeri konular daha çok ilgilerini çekiyor..

Geçen gün Güngör Uras yazmıştı..

Avrupa Birliği'nin genişlemeden sorumlu bölümünden Alain Servantie, bizim işadamları ile toplantı yapıp, görüşlerini öğrenmiş..

Sonra tepki göstermiş bu Avrupalı..

-Siz işadamı değil misiniz? İş dışında her konuda konuşuyor, hiç kendi işlerinizden söz etmiyorsunuz!..

Böyle demiş Servantie..

Anadolu kentlerinde gelişip, dünya pazarına açılan KOBİ'lere "Anadolu Kaplanları" denilir ya..

Bu TÜSİAD'çılar farkında değil..

İşler böyle giderse, kendileri "İstanbul kedileri" olacaklar..

Devlet idaresine takıntılarını ve Ankara'daki iktidarlara bağımlılıklarını sürdürürlerse, özel sektör KİT'lerinin sahipleri konumuna girecekler..

İstanbul medyasına baksalar, geleceklerini görürler.. "Resmi Gazete" bile daha eleştirici "kartel medyası"ndan..

Bu da yetmezmiş gibi, bir de "operasyon korkusu" var gündemde..

Boşaltılmış Egebank'tan, geçmişte kredi alanların hepsi, ürküntü içinde..

Diyeceğimiz şu..

Deniz Baykal genel başkan olsun CHP'ye.. Bu parti seçim kazanmasa bile, hiç olmazsa ülkedeki "muhalefet yokluğu"nu giderir Baykal..

Ecevit de, Cumhurbaşkanı'nı muhalefet lideri gibi görmekten vazgeçer..

ŞAKA

Hata etmiş!..

Milliyet yazarı arkadaşımız Meral Tamer, "ata-sözü" ile bozuk düzeni eleştirmeye kalkıştığı için, Süleyman Demirel'e hakaretten 1 yıl 4 ay hapse mahkûm oldu..

Meral Tamer, hata etmiş..

"Ata-sözü" kullanacak yerde, "Atatürk'ün Sözleri" ile konuyu ele alsaydı, hapis cezası değil, ödül alırdı..

ATA-SÖZLERİ

Çıkacak cana cefa ne!..

Meral Tamer "balık baştan kokar" dediği için 1 yıl 4 ay hapse mahkûm oldu ya..

Demek bu ata-sözleri de, rejimi ve bütünlüğü tehdit edebiliyor.

Mesele daha da tehlikeli hale gelmeden, birkaç atasözünü, yeniden hatırlayalım..

-Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.

-Aç doymam, tok acıkmam sanır.

-Adamın tersine giderse işi-muhallebi yerken kırılır dişi.

-Akıllı edebi edepsizden öğrenir.

-Alçak yerin tepeciği kendini dağ sanır.

-Atılan ok geri dönmez.

-Ayağında donu yok, başına fesleğen takar.

-Baba bilgisi ile adam adam olmaz.

-Başkasına bel bağlayan, bel ağrısından kurtulmaz.

-Beşikle mezar arasında atılmış ömür köprüsü.

-Cennete girse fidan kırar, cehenneme girse kazan deler.

-Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez.

-Çok çocuk anayı şaşkın, babayı düşkün eder.