YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Filistin'de çatışmalar, yeni dönem

Şabra ve Şatilla katliamından sorumlu olduğu İsrail tarafından da tescil edilen Şaron'un Mescidi Aksa'ya yaptığı "provakatif ziyaret"in ardından yaşananlar yeni bir intifade dalgasını haber veriyor. Sayısı bine varan yaralı ve şimdiden otuzu aşkın ölü.

1987 yılının sonlarında başlayıp 1993 yılına kadar süren intifade hareketi Filistin hareketinin geleceğini ve uluslararası kamuoyunun olaya bakışını değiştirmesi bakımından dönüm noktası oldu. Filistinliler'in taş atarak elde ettikleri kazanımlar hem diplomasi hem de sosyopsikolojik anlamda kökten bir dönüşümü simgeliyordu.

İntifade ile diplomatik anlamda dünyanın en teknik ve en güçlü ordularından birine taş atarak karşılık veren Filistin halkı, mücadelelerinin haklılığını ve meşruluğunu uluslararası diplomaside kabul edilmesini sağladı. Taşla kazanılan bu diplomatik kazanım İsrail'in köşeye sıkışmasına neden olmuştu.

İkinci ve en önemli kazanım, işgalden tam 30 yıl sonra ilk defa her yaştan Filistinli'nin İsrail korkusunu atmalarına/aşmalarına geçit verdi. Taş atan çocuklar, kadınlar psikolojik korku duvarını aştıklarını, haklı oluşun verdiği özgüveni kazandıklarını gösteriyordu. Bu süreçte taşı diplomatik ve psikolojik araç olarak kullanan Filistinliler terör ve cinayete bulaşmadan sonuna ustaca sürdürmesini bildiler.

İsrail'e sıçrayan intifada

Cuma gününden beri devam eden ve zaman zaman intifade günlerini hatırlatan, zaman zaman da silahlı çatışmaya dönüşen görüntüler bir önemli dönüşümün de habercisi oldu. İşgal altındaki Filistinliler'in psikolojik korku sınırını aşmalarını sağlayan intifade ilk defa İsrail içine sıçramış bulunuyor. Son olaylara paralel olarak İsrail vatandaşı bulunan ve 1967 öncesi sınırlar içinde yaşayan Araplar arasında da gösterilere katıldılar, aynı anda İsrail güçlerine karşı taş atmaya başladılar. Bu durum İsrail'in değil 1967 sonrası işgal topraklarında daha önceki sınırlar içinde de güvenli olmadığını göstermesi açısından önemlidir.

Eğer intifade dalgası İsrail içinde de devam edecek olursa Filistinliler'in manevra alanı yeni bir boyut kazanabilir. Nitekim son dört gün içinde Tel-Aviv Hayfa arasında, Nazaret gibi önemli yerleşim bölgelerinde Batı Şeria ve Gazze'den geri kalmayacak çapta olaylar yaşandı. 150'den fazla İsrailli Arap yaralandı Tel Aviv'de. Hayfa'da Batı Şeria'da ne olup bittiğinden habersiz, günlük hayatını sürdüren İsrailli Yahudiler'in çatışmanın hemen yanı başlarına geldiğini hissetmekten hiç de memnun olmayacakları açık. Filistin'deki çatışmalar, Filistinliler'in mahrumiyeti sıradan bir İsrailli'nin günlük hayatını fazlaca ilgilendirmeyebiliyordu eğer asker değilse. Ancak son gelişmeler Hayfa ile Tel-Aviv arasındaki yolu kesecek boyutlara ulaşmış görünüyor. Son gelişmeler İsrail'i daha da sert politikalar izlemeye iterken, diğer tarafta bir an önce bu işin halledilmesi yönünde toplumsal baskının artması beklenebilir.

İntifadanın sembolü çocuk

Çatışmalar sırasında babasının yanı başında duvar dibinde kurşunlanan 12 yaşındaki Muhammed Cemal Ahmed el-Durra'nın dramatik görüntüleri uzun süre hafızalardan silinmeyecek. Dünya kamuoyunda İsrail'e karşı tepkinin oluşmaması mümkün değil. Tıpkı intifade günlerinde kolu taşla kırılan Filistinli gençlerin görüntüsü gibi. Zaten Filistinliler'in diplomatik alanda kullanabilecekleri en büyük koz, fiziki güç ve etik anlamda iki taraf arasındaki büyük farkı ortaya koyabilmeleridir.

Son çatışmalarda bir başka ilk daha yaşandı. Filistin radyoları ilk defa ibranice olarak Yahudilere seslendi. Aslında bu anons Filistinliler'in tahammül sınırına geldiklerini gösteriyor: "Bizim bebeklerimizin kanı gibi sizin bebeklerinizin kanı da kırmızı."

Bu tehdit aslında Yahudiler'in korkulu rüyası olsa da Filistinliler'in İsrail'e karşı moral üstünlüğünü ellerinden alacak bir gelişmedir. Eğer Filistinliler böyle bir eyleme doğru provoke edilirlerse etik ve diplomatik anlamda mücadeleyi kazanma şansları olmayacaktır.

Filistin sorunu, dünya sistemindeki egemen güçlerin ahlaki zaafiyetleri devam ettiği sürece kolay kolay çözülmesi mümkün değildir.

Bu arada İsrail'in resmi davetlisi olarak bölgeyi gezen yerli yazarlarımızın neler yaz(ma)dıklarına dikkat ediyor musunuz?


3 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Akif Emre

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...