Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, üniversitelerin, yönetim yapısı ve uygulayacakları demokratik yönetim biçimiyle öğrencilere örnek olmaları gerektiğini vurgularken, antidemokratik uygulamalara başvuran Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK)'nu topa tuttu.

Rektörler seçilmeli

Sezer, 38 yıl önce mezun olduğu Ankara Üniversitesi`nin 2000-2001 Akademik Yılı Açılış Töreni`ne katılarak, bir konuşma yaptı. Konuşmasında yüksek öğretim kurumlarının bilimsel özerklik yanında yönetsel özerkliğe da kavuşturulmasının şart olduğunu vurgulayan Sezer, şunları söyledi:

"Üniversite yöneticilerinin seçimle iş başına gelmeleri demokrasinin en temel ve vazgeçilmez kurallarındandır. Özerk ve demokratik üniversite geleneğinde Yüksek Öğretim Kurulu`nun görevi eşgüdüm ve planlama olmalıdır. Yüksek Öğretim Kurulu`na atamalara ilişkin yetki verilmesi özelde üniversite özerkliğini, genelde ise demokratikleşmeyi yaralamaktadır.``

Üniversite reformu şart

Sezer, cumhuriyetin en önemli projelerinden birinin üniversite reformu olduğunu da belirterek, ``Türkiye`nin çağdaş uygarlık savaşımındaki başarısı üniversitelerimizin başarısına bağlıdır`` dedi. Sezer, bilgi ve teknolojide sağlanan gelişmelere işaret ederek, bilgi toplumu olma yönündeki gelişmelerin, bireyin giderek daha çok önplana çıkmasına neden olduğunu vurguladı.

Gençlere baskı yapılmamalı

Üniversitelerin, tartışmasız tarafsız ve bağımsız olması gerektiğine de dikkat çeken Sezer, bu durumun, farklı inanışların ve düşüncelerin genç beyinler üzerinde baskı oluşturması biçiminde yorumlanmaması gerektiğini vurguladı.

Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğitim-öğretim sistemimizin, demokratik toplum yapısını yaşam biçimi olarak benimsemiş, hukuka, dolayısıyla kurallara saygılı, öğrenmeye istekli, araştıran, bakış açısı geniş, sorun çözme yeteneği yüksek, ulusal değerlerin ve ulusal çıkarların bilincinde, bu değerleri evrensel değerlerle bütünleştirebilen, çevre sorunlarına ilgili, aydın bireyler yetiştirecek biçimde olması gerekmektedir. Sorumsuz, ilkesiz ve amaçsız bir yükseköğretim gençliğinin ülke ve dünya toplumuna katkısı olamayacağı açıktır. Öğretim ve eğitimin her aşamasında öğrencinin etkin olması zorunludur.``

Sezer, 1995 yılında gerçekleştirilen Anayasa değişikliğiyle üniversite öğretim elemanları ve öğrencilerin örgütlenme ve siyasetle uğraşmama engelinden kurtarıldığını, ancak gerekli yasa çıkarılmadığı için bu çağdaş hakkın yaşama geçirilemediğini ifade etti.