YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Cumhurbaşkanı "Kayıtsız koşulsuz" dedi

Onuncu Cumhurbaşkanımız yeni yasama yılının açılışı dolayısıyla TBMM'nde yaptığı konuşmada egemenliğin "kayıtsız koşulsuz" ulusun olduğunu söyledi. Halbuki tırnak içine aldığım bu ibareyi yıllar önce Birinci Cumhurbaşkanımız ilk söylediğinde "bilâ kayd ü şart" şeklinde dile getirmişti. Bu söyleyiş hangi sebeple olursa olsun fazlasıyla ağdalı kabul edilmiş olmalı ki daha sonradan "kayıtsız şartsız" denilerek iktibas edilmesine çoğunluğun alıştığı görüldü. Şimdi de bu alışkanlığın zorlandığına tanıklık ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasında "kayıtsız" olduğu gibi kalmış; ama "şartsız" yerini "koşulsuz"a bırakmış. Yani dilin tüm olarak arıtılması yolu tutularak "bağsız koşulsuz" denilmesi uygun bulunmamış. Gerçekten "bağsız" kelimesinin "kayıtsız"ı tamamen karşılaması mümkün değil. Peki, "koşul" kelimesi "şart"ı karşılıyor mu? Koşul kelimesi şart kelimesini kısmen, bağsız kelimesinin kayıtsız kelimesini karşıladığı kadar karşılıyor. Nasıl kayıtların hepsi bağ değilse şartların hepsi de koşul değildir. Hiçbir şahıs tarafından koşulmadığı halde bazı şartlar bazılarına elverişli, bazılarına elverişsiz görünür.

Arı Türkçe arayışlarının dilimizi meydana getiren ve kökeni Türkçe olmayan her kelimeyi tasfiye ederek ona Türkçe karşılık bulma hevesine kapıldığını biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının mezkûr konuşması böylesi bir tutumdan nasibini bolca almış. O kadar ki önerilen karşılıklardan hangisinin anlatımı daha iyi sağladığı hususundaki tereddüt de konuşmaya dahil edilmiş. Fransızca "pouvoir" kelimesini Türkçe'ye acaba nasıl çevirmeli? Sayın Cumhurbaşkanı bu meseleyi önce "erkler ayrılığı" diyerek çözme girişiminde bulundu. Konuşma ilerledikçe "erk" kelimesinde ısrar edilmeye bilineceğini ve "yürütme gücü" denilmesinde sakınca bulunmadığını gördük.

Kökeni Türkçe olmayan kelimelerden hangileri, ne şekilde Türkçe ek ve takılar alabilir veya almalıdır? Tarihî, askerî yerine tarihsel, askersel dediğimiz zaman söylediklerimiz yerini bulacak mıdır? Sayın cumhurbaşkanının konuşmasıyla dışa vurulan şeyin bu kabil soruların ağırlığını artıracak bir özellik olduğunu vurgulamalıyız. Zira bu konuşma sırasında kulağımıza "etiksel" kelimesi çarpmıştır ki ben, Allah'ın bu aciz kulu, tekrar etmekte zorlandığım bu anlatım biçimini nereye yerleştireceğim konusunda bir karara varamadım. Etik (fr. éthique) öncelikle bir sıfattır. Onu sadece isim varsayarak yeniden sıfatlaştırmak gerçekten ilginç. Bir çok yönüyle önem arz eden konuşmanın Türkçe bakımından ayrıca meraka değer bulunması gerektiğini düşündüm.


3 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...