Malatyalılar ve sürek avı

Şer'i esasları dayalı teokratik devlet düzeni oluşturmaya çalışan, türban eylemleriyle Türkiye'nin gündemine gelen ve kendilerine "Malatyalılar Grubu" adını veren radikal dinci gruba yönelik 28 ilde düzenlenen operasyonlarda, 285 kişi gözaltına alındı.

Anadolu Ajansı'nın haberi.

28 ile yayılan ve 285 kişiden oluşan bir örgüt.

Korkunç...

Haberi okuyan saf çoğunluk, ilk anda, organize bir "terör hareketi"yle karşı karşıya olduğunu düşünebilir.

Belki de böyle düşünmemizi istedikleri için bu rakamlar; bilmiyorum...

Hizbullah ile birleşme görüşmeleri yapan örgütte 2 uzun namlulu tüfek, 8 tabanca, 9 av tüfeği ele geçirilmiş.

Anadolu Ajansı muhabirinin aldığı bilgiye göre (Eline tutuşturulan metne göre mi dememiz lazım? Bunu da bilmiyorum...) başta Malatya olmak üzere, özellikle İstanbul, Gaziantep, Erzurum ve Kayseri illerinde faaliyetlerini sürdüren, 1997-1998 yıllarında Türkiye'de türban eylemleriyle ve Malatya olaylarıyla gündeme gelen "Malatyalılar" örgütüne yönelik operasyonlarda çok sayıda da örgütsel döküman ele geçirilmiş.

Örgüt'ün "alt birimleri"ni de sıralıyor ajans:

Şafak grubu.

Değişim grubu.

Örgütün siyasal liderliğini "Zekeriya Şengöz" diye biri yapıyor.

Zekeriya Şengöz'ü bilmem; ama "örgüt" olarak lanse edilen "Değişim grubu"nun, "Değişim" dergisi vasıtasıyla Türkiye'de sivil toplumun gelişmesine katkıda bulunan ciddi teorik çalışmalar yaptığını, en azından bir "okuyucu" olarak biliyorum.

Yoo, ille yaftalayacaksanız, söyleyeyim:

Bu gruba mensup kişiler, "siyasi liberalizm"e daha yakın duruyorlar.

Bu operasyona karar veren "merkez"in bunu gözardı etmesi "talihsizlik"le değil, bana kalırsa "kasıt"la açıklanabilir.

Çünkü, "konsept" değişikliğiyle birlikte, sadece "dinci-şeriatçı"lar değil, "hukuk", "özgürlük", "siyasi liberalizm" taleplerini seslendirenler de "öncelikli tehdit" kapsamına alındı.

Bunun neden böyle olduğunu anlamak için, "Çölaşan" benzeri yazarları okumak yeterli.

Gelelim örgüte yönelik operasyonlara:

Ağrı'da 19, Ankara'da 11, Erzurum'da 13, Gaziantep'te 14, İçel'de 25, Isparta'da 13, İstanbul'da 21, İzmir'de 18, Kahramanmaraş'ta 15, Kayseri'de 15, Konya'da 16, Malatya'da 23, Van'da 12 ve diğer 15 ilde de 70 olmak üzere toplam 285 kişi gözaltına alınmış.

Neden bu kadar az?

1997-1998 yıllarında Türkiye'de türban eylemleri ve Malatya olaylarıyla gündeme gelen kişiler "sayıca" bu kadar mıydı?

Gözaltına alınanlardan 15'i polis sorgularından sonra, 25'i de mahkemelerce serbest bırakılmış.

Demek ki, bu ülkede gözaltılar hâlâ "Şuna değdi, buna değmedi" yöntemiyle gerçekleştiriliyor.

Ayrıca, operasyonlarda ele geçirilen 8 tabancayla 9 av tüfeği de "ruhsatlı" çıkmış.

Ruhsatlı silahla çalışan bir terör örgütü...

Düşünebiliyor musunuz?

28 ayrı ilde "toparlanıp" gözaltına alınan (ve muhtemelen işkenceden geçirilmiş) 285 kişi arasında nasıl bir "örgütsel ilişki" tesis edecekler, onu merak etmiyorum.

Benim merakım, daha çok, yargılama safahatına ilişkin.

Bu 285 kişi hangi eylemlerden sorumlu tutulacak?

Polis kayıtlarına göre "Malatyalılar Grubu" şer'i esaslara dayalı teokratik bir devlet düzeni oluşturmak amacıyla çalışmalar yapıyormuş. Bu çalışmalar, "şimdilik" İslami kimlik kazanmak, var olan sistemin yanlışlığını halka anlatmak, dolayısıyla İslam`ı tebliğ etmek biçiminde tebarüz ediyormuş, ama...

Bu mu?

"İslami kimlik kazanmak ve var olan sistemin yanlışlığını anlatmak" ne zamandan beri suç sayılır oldu?

Yazık...

Bizim bildiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti, "laik, demokratik hukuk devleti"ydi.

"Hukuk devleti"nde esas, insanları niyetlerinden, düşüncelerinden, aidiyetlerinden dolayı yargılamak, sürek avlarıyla yoketmek olmamalıdır.