Türkiye, 21. yüzyılda gaz lambalı günlere tekrar dönerken, enerji darboğazında asıl suçlunun son üç yıldır iktidarda bulunan ANASOL hükümetleri olduğu görüldü. Enerji arz talep dengesinin, 55. hükümetin iktidara geldiği 1997 yılından itibaren bozulmaya başladığı ve üç yılda birçok enerji projesine start verilmesine rağmen, sözkonusu projelerin kaynak yetersizliği ve programsızlık nedeniyle tamamlanamadığı belirtildi.

Enerji yatırımlarına yeterli kaynak ayıramayan Anasol hükümetleri döneminde, Türkiye'nin iç ve dıç borcunun ise toplam 51.3 milyar dolar artığı saptandı.

Son olarak barajlardaki su seviyesinin düşmesiyle birlikte gündeme gelen enerji darboğazında, üç yıldır iktidarda bulunan ANASOL hükümetlerinin rolünün büyük olduğu belirlendi. TEAŞ ve TEDAŞ verilerine göre, Türkiye'nin 54. hükümetin görevde bulunduğu 1996 yılı sonuna kadar enerjide kendi kendine yeten bir ülke olduğu, enerji açığının 1997 yılından itibaren başladığı saptandı. Verilere göre, 1996 yılında Türkiye'nin 21.246 MW'lık kurulu gücü, 94.9 milyar kilowaat saatlik enerji üretimi ve 94.8 milyar kilowat saatlik de tüketimi bulunuyor.

1997 yılından itibaren ise, enerjideki denge bozulmaya başlıyor ve 1997'de 104.3 milyar kwh eneji üretimine karşın, 106 milyar kwh tüketiliyor. 1998 yılında 112.2 milyar kwh'lık üretime karşın 115.1 milyar kwh'lık enerji tüketilirken, 1999 yılında da 115 milyar kwh'lık üretime karşılık 119 milyar kwh enerji tüketiliyor.

Verilere göre, son üç yıda Türkiye'nin kurulu gücü de 21.246 MW'dan, 26.292 MW'a çıkarılıyor. Kurulu güce göre, enerji üretimi 21 milyar kwh artarken, tüketim 25 milyar kwh artıyor. Son üç yılda, enerji üretim ile tüketim arasında yaklaşık 4 milyar kwh'lık bir fark ortaya çıkıyor.