YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Gündem

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 


Şimdi sıra diğerlerinde

Egebank'la başlayan süreç, el konan diğer 4 banka ile devam edecek. Sırada Yurtbank'ın sahibi Ali Balkaner var. Bankacılık Üst Kurulu 4 banka ile ilgili belgeleri DGM'ye iletti.

Yahya Murat Demirel'in sahibi olduğu Egebank'la başlayan "Kasırga operasyonu" diğer 4 bankayla devam edecek. Egebank'la birlikte el konan Yaşarbank, Yurtbank, Sümerbank ve Esbank'la ilgili raporların da tamamlanmak üzere olduğu öğrenilirken, söz konusu banka sahiplerinin de DGM'de örgütlü dolandırıcılıktan ifade verecekleri bildirildi. Bankacılık Üst Kurulu'nun söz konusu bankalarla ilgili raporların tamamlanmasının ardından savcılıklara suç duyurusunda bulunacak.

Bu arada, göreve başladığı günden bu yana murakkıplarla toplantılar yapan Bankacılık Üst Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'in, murakkıplarla yaptığı görüşmeleri tamamladıktan sonra geçtiğimiz hafta içinde görüştüğü DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'e bankalarla ilgili bilgi ve belgeleri teslim ettiği belirlendi. Söz konusu bilgi ve belgeler doğrultusunda işe Egebank'la başlayan DGM'nin şimdi de diğer banka yöneticileri hakkında soruşturma başlatacağı öğrenildi. Kulislerde soruşturmaların ikincisinin Yurtbank'ın sahibi Ali Balkaner'le ilgili olacağı konuşuluyor. Söz konusu 5 bankanın yapılan incelemeler sonucunda şu ana kadar devlete çıkardıkları fatura 8 milyar dolar. Egebank'la birlikte birçok skandala imza atan bankalar, takipteki alacak miktarları yükseldikçe, ortaya çıkan likidite sorununu aşmak için yüksek faizle fon topladı. n İSTANBUL

Sümerbank

Özelleştirme ile 17 Ekim 1995'te Hayyam Garipoğlu'nun İpeks İplik Tekstil Sanayi A.Ş'ye geçti. 103 milyon 500 bin dolara satılan bankanın halktan topladığı paranın büyük bölümünün grup şirketlerine aktarıldığı bildiriliyor. Merkezi İstanbul'da bulunan bankanın 88 şube ve 1788 personeli bulunuyor.

Esbank

1927'de 500 bin lira sermaye ile Eskişehirli tüccarlarca kurulan Esbank, 1977'de Zeytinoğlu Ailesi tarafından satın alındı. Zentinoğlu Grubu'nda bulunan banka, bölgesel bankacılıktan Türkiye geneline yayıldı. 1985'de merkezini İstanbul'a taşıyan Esbank'ın 45 trilyon lira ödenmiş sermayesi, 94 şubesi bulunuyor.

Yaşarbank

Türkiye Tütüncüler Bankası adıyla 1924'te Akhisarlı 250 ortak tarafından kurulan banka, 1980'den bu yana Yaşar Topluluğu içinde yer alıyor. Bankanın ortaklarını Yaşar Holding A.Ş. ile Bimpaş Bira A.Ş. kötü yönetim sonucu verilen krediler sonucu batan bankanın, en son Yurtbank'a 10 trilyon lira kaptırdığı belirtilmişti.

Yurtbank

1993'te Eurocredit Türk Fransız Bankası A.Ş. adı altında kurulan ve 1995 yılında yeni adını alan Yurtbank, Ali Avni Balkaner'e ait. 200 trilyon lira üzerinde mevduatı bulunan banka hakkında, Hazine'nin Yeminli Murakıpları Kurulu raporları üzerine bankanın sahip ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

İfadeler soygunu doğruluyor

'2 milyon dolar evine gönderildi'

Ankara DGM'de sorgulanıp Murat Demirel'le cezaevine konulan Gökalp Baştürk, ifadesinde Murat Demirel'in arkadaşı olduğunu belirterek, Egebank'a el konulmasından sonra İktisat Bankası'nda bulunan 10 milyon doların, 5 milyon dolarını Demirel'in talimatı ile Dina ve Yonni şirketleri adına vekaletname ile çektiğini kaydetti. Baştürk, bu paranın 2 milyon dolarını şoförü Bekir Özer'e, 2 milyon dolarını Ayhan Tatlıgil'e, 1 milyon 800 bin markını da Erdal Er'e verdiğini ifade etti. Şaban Ayhan Tatlıgil de "2 milyon doları Yahya Murat Demirel'e götürerek, evine bıraktım" dedi.

'Valizlerde banka projeleri vardı'

Sevtap Arslan ise ifadesinde, 22 Aralık 1999 gecesi boş valizlerle bankaya gelip, bu valizlerle tekrar bankadan çıktığı iddialarının doğru olmadığını söyledi. O gece bankaya el konulduğu haberini aldığını ifade eden Arslan, Avrupa'da kurulacak üç ayrı banka ile ilgili "kendi el emeği olan" dosyalarını almak amacıyla bankaya gittiğini, bankada kalabalık olduğunu gördüğünü ve dosyaları çantaya koyarak evine getirdiğini ifade etti. Demirel'in sekreteri Yasemin Altıparmak da el konulmadan 1 gün önce Demirel'in araması üzerine içinde ne olduğunu bilmediği 20 koliyi evine gönderdiğini söyledi.

Sevgilinin hesabında 1,2 milyon $

Ayşenur Esenler de ifadesinde, 1980-1987 yıllarında ABD'de yaşadığını, 1987 yılında eski eşi Cüneyt Torlek'ten ayrılarak Türkiye'ye döndüğünü söyledi. Eşinden boşandıktan sonra Demirel ile "yakın ilişki ve arkadaşlık" içine girdiğini belirten Esenler, yurtdışındaki bir bankada ailesi, kendisi ve kızı adına açtıkları bir hesapta 1 milyon 200 bin dolar bulunduğunu bildirdi. Esenler, bu hesaba, kendisinin ya da Demirel'in herhangi bir para yatırmadığını ifade etti. Yahya Murat Demirel ise, Yeni Zellanda Başkonsolosu olması nedeniyle burası ile ilgili eşyalarını toplayıp evine göndermesini istediğini söyledi.

Demirel'e göz yumuldu

1999'un Aralık ayında Egebank'ın içinin boşaltıldığı raporla tespit edilerek yöneticiler hakkında soruşturma açılması istendi. Rapor sümenaltı edildi ve Egebank'tan 250 milyon dolar hortumlandı.

YEĞEN DEMİREL'İN HİKAYESİ

Yaklaşık iki yıl boyunca, sahibi olduğu Egebank'ın içini boşaltan Yahya Murat Demirel'in son vurgunu "250 dolara ve marka bile yüksek faiz" sloganıyla başlattıkları reklam kampanyası ile oldu. Hemen hemen bütün televizyon ve gazetelere ilan veren Demirel, çok yüksek miktarlarda mevduat topladı.

Reklam piyasasını elinde bulunduran Cen Ajans'ın sahibi Nail Keçili ile Demirel arasında el koyma işleminden önce 120 milyon dolarlık anlaşma yapıldı. Ancak el koyma işleminden sonra anlaşma gereğince kalan 40 milyon dolar Egebank'ın yeni yönetimi tarafından ödenmedi. Çünkü reklamların nasıl yayınlandığı, gazetelerde kaç santim ve sütuna göre yer aldığı Cen Ajans tarafından belirtilemedi.

Usulsüz krediler

Bu arada, Keçili ile Demirel arasındaki kredi ilişkileri sadece reklam anlaşması ile sınırlı değil. Egebank Merkez Şubesi'nden kredi ile ilgili hiç bir talep, kefalet vb. teminatlar olmadan, Nail Keçili'nin yüzde 96'sına sahip olduğu Cen Air'e 4 milyon dolar kredi verildi. Keçili krediyi aldıktan sonra Cen Air'in hisselerini Demirel'in şirketi olan Akdeniz Turizm ve Yat İşletmeleri A.Ş.'ye sattı.

Demirel'i kimler korudu?

Bakanlar Kurulu 1999'un Aralık ayında yeğen Demirel'in sahip olduğu Egebank ile birlikte 5 bankaya daha el koydu. Ancak el koyma işleminden yaklaşık 6 ay önce, Bankalar Yeminli Murakkıpları tarafından Egebank'ın içinin boşaltıldığı tespit edildi. Bankalar Yeminli Murakkıpları tarafından Mayıs ayında hazırlanan raporda, Egebank yöneticileri hakkında "emniyeti suistimal" suçundan soruşturma açılması talep edildi.

Murakkıplar tarafından hazırlanan rapor dönemin Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen'e gönderildi. Dinçmen raporu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'a gönderdi ve Uluğbay'da "olur" verdi. Uluğbay'ın "olur" vermesinin ardından dosya Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi.

Savcılık'tan Hazine'ye soru

Bu arada, dönemin Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın intihar girişiminde bulunmasının ardından Yener Dinçmen de istifa etti ve göreve Selçuk Demiralp getirildi. Bankalar Yasası'nda yapılan değişiklikler nedeniyle, Şişli Cumhuriyet Savcılığı Egebank dosyasıyla ilgili olarak Hazine Müsteşarlığı'na başvuruda bulundu. Savcılık başvurusunda, Bankalar Yeminli Murakkıpları'nın Egebank yöneticileriyle ilgili hazırladığı raporun, yeni yasaya göre, suç teşkil edip etmediğini sordu ve bu konuda Hazine'den görüş istedi.

Demirel'e haber verildi

1999 yılının 6. ayında, murakkıplar tarafından hazırlanan raporda "Egebank'ın 300 trilyon lira öz kaynak açığı olduğu ve bankaya el konması gerektiği" yer aldı. Demirel, söz konusu bu kritik son 6 ayda Egebank'tan 250 milyon dolar hortumladı. Bu gelişme, gizli tutulması gereken bu rapordan Egebank'ın sahibi Demirel'e bahsedildiği iddiasını gündeme getirdi.

Çuvalarla para taşındı

Bu arada, ilginç bir rapor daha ortaya çıktı. Bankalar Yeminli Murakıpları, tam iki yıl önce, Egebank'ın tasfiye edilmesi yönünde devlet yetkililerine rapor verdi. Ancak ne hikmetse "Yahu bu rapor da şimdi nereden çıktı?" sorusuyla karşılaştılar ve rapor, bir daha ortaya çıkmamak üzere çekmeceye kondu. Bu arada bankada işler iyiden iyiye çığırından çıktı ve bankanın içi boşaltıldı.

El konma işleminden 6 ay öncesine giderek bankanın hesaplarına bakıldığında, boşaltma işlemini bütün açıklığıyla görmeniz mümkün. Paralar bankadan patates çuvallarıyla taşındı. Ve bugüne gelindi.

Murat KELKİTLİOĞLU


Kağıda basmak için tıklayın.

Mumcu'ya destek İ.Ü'nin olaylı açılış töreninde dayatmacı rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'na özgürlük dersi veren Turizm Bakanı Erkan Mumcu'ya siyasilerden ve vatandaşlardan da destek geldi.
Enerjide karanlık fiyasko
3 YILDA Türkiye'nin iç ve dış borcu 51.3 milyar dolar artarken, enerji yatırımları için kaynak bulunamıyor. TEAŞ ve TEDAŞ verilerine göre enerji darboğazında asıl suçlu üç yıldır iktidarda bulunan ANASOL hükümetleri.
Bu cihaz dünyada ilk
Ameliyat süresini üçte bir oranına indiren operasyon cihazını sıfırdan geliştiren Elektronik Yüksek Mühendisi Ertürk Tanrısever, en kısa zamanda onay kurumu kurulması gerektiğini söylüyor.
PROFLAR geçim derdinde!
YÖK'le paralel ideolojik bir yapılanma yürüten üniversite yönetimleri, siyasi konuşma yapmaktan öğretim üyelerinin içinde bulunduğu durumu düzeltmeye yönelik çabalara vakit ayıramıyor. Dört kişilik bir ailenin Eylül ayı "yoksulluk sınırı" 570 milyon lira olarak belirlenirken, yeni bir profesör 528 milyon lira kazanabiliyor.
Enerjide tasarruf olmaz
DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevfel Şahin, Türkiye'nin enerji sorununun temelinde, "bilgi, tecrübe, güvenilir, kararlı, şeffaf bir siyasi irade ve istikrarın olmayışının" yattığını söyledi. Şahin, DYP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, enerji konusuna değindi. Türkiye'nin enerji sorununun temelinde, "bilgi, tecrübe, güvenilir, kararlı, şeffaf bir siyasi irade ve istikrarın olmayışının" yattığını söyleyen Şahin, hükümet ortakları arasında, kuşku, güvensizlik ve uyumsuzluğun bulunduğunu kaydetti. Hükümeti "beceriksizlikle" suçlayan, hükümetin "ülkeyi ekonomik krize soktuğu gibi" bir enerji krizine de soktuğunu belirten Şahin, enerjinin tasarrufunun olamayacağını söyledi. Şahin, Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Murat Demirel'in tutuklanmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olduğuna göre, bu kişi cumhurbaşkanı, başbakan, ya da bu kişilerin yakınları da olsa hiç kimsenin ve hukukun bunu hoş görmesi mümkün değildir" dedi.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...